Translation of "Karar" in Chinese

0.030 sec.

Examples of using "Karar" in a sentence and their chinese translations:

Karar verdim.

我決定了。

Henüz karar vermedim.

- 我還沒有下定決心。
- 我還沒有拿定主意。

Bu karar kesindir.

这是最终决定。

Gitmeyeceğimize karar verdim.

我决定我们不去。

- İşinden istifa etmeye karar verdi.
- İşinden ayrılmaya karar verdi.
- O işini bırakmaya karar verdi.

她決定辭去工作。

Ben henüz karar vermedim.

我還沒決定。

Oraya gitmeye karar verdim.

我决定去那里。

O, çabuk karar verdi.

他很快就下定了決心。

Avrupa'ya gitmemeye karar verdik.

我决定不去欧洲了。

Ona kim karar verdi?

誰決定了那件事?

Sessiz kalmaya karar verdik.

我們決定要保持沉默。

Bir karar verdin mi?

你決定了沒有?

Karar vermene izin vereceğim.

我让你来决定。

Sigarayı bırakmaya karar verdi.

他決定戒菸了。

Pekala, karar verdiniz mi?

那麼, 你決定好了嗎?

Partiye gitmemeye karar verdi.

他決定不要去派對了。

Fransızca çalışmamaya karar verdim.

我決定不學法語。

Sonunda evlenmeye karar verdi.

他最终决定结婚。

Karar vermek sana kalmış.

由你來決定。

İşi sürdürmeye karar verdim.

我决定继续工作。

Onlar evlenmeye karar verdiler.

他們決定結婚了。

Tekrar denemeye karar verdim.

我决定再试一次。

Tom beklememeye karar verdi.

汤姆决定不再等了。

Tom kalmaya karar verdi.

Tom決定了留下來。

Seni kovmamaya karar verdik.

我们决定不开除你。

- Teke tek dövüşmeye karar verdiler.
- Göğüs göğüse çarpışmaya karar verdiler.

他们决定一对一对打。

- Sami esrar içmeyi bırakmaya karar verdi.
- Sami esrarı birakmaya karar verdi.

萨米选择了戒烟大麻。

Doktor derhal ameliyata karar verdi.

医生决定立刻动手术。

Margaret ile evlenmeye karar verdim.

我決定要和 Margaret 結婚。

Hangi işe başvuracağıma karar vermedim.

我还没确定找哪份工作。

Ben bir karar vermek zorundaydım.

我必须做个决定。

Önümüzdeki ay evlenmeye karar verdiler.

他們已經決定下個月結婚。

Japonya'ya gitmeye karar verdin mi?

你决定去日本了吗?

O istifa etmeye karar verdi.

她決定辭職了。

Bir doktor olmaya karar verdi.

他決定了要當醫生。

Her gün çalışmaya karar verdim.

我決定每天用功讀書。

Onların karar vermesine izin ver.

讓他們決定。

Bir araba almaya karar verdim.

我決定買一輛車。

Yazı tura ile karar verelim.

我们掷硬币决定吧。

Tom yarın ayrılmaya karar verdi.

汤姆决定明天离开。

Karar vermesi gereken kişi sensin.

你是要做決定的人。

Gelecek ay evlenmeye karar verdiler.

他們決定在下個月結婚。

O, odaya girmeye karar verdi.

她决定进房。

O onunla evlenmeye karar verdi.

他決定娶她。

Bir öğretmen olmaya karar verdi.

他已經決定要成為一名教師。

O, onunla evlenmeye karar verdi.

- 她決定和他結婚。
- 她决定和他结婚。

Tom, nereden başlayacağına karar veremedi.

湯姆不能決定從哪裡開始。

Niçin Fransızca öğrenmeye karar verdin?

你為什麼決定學法語?

Bir mühendis olmaya karar verdim.

我决定当个工程师。

- Tom bir keşiş olmaya karar verdi.
- Tom bir rahip olmaya karar verdi.

汤姆(Tom)决定出家为僧。

- Size kalmış.
- Karar vermek size kalmış.

這由你來決定。

Geçen yıl Japonya'ya gelmeye karar verdim.

- 我去年下决心来日本。
- 我去年下决心要到日本来。

Onun akıllıca bir karar olduğunu sanmıyorum.

我不覺得那是一個明智的決定。

Tom Mary ile kalmaya karar verdi.

汤姆决定陪玛丽在一起。

Sue ve John evlenmeye karar verdiler.

Sue 和 John 决定结婚。

Biraz daha ileriye gitmeye karar verdim.

我准备再前进一点。

Ben karar veren kişi olmak istiyorum.

我想成为决策的人。

Judy yeni bikinisini giymeye karar verdi.

朱迪決定穿上她的新比基尼。

Jack rezervasyonları iptal etmeye karar verdi.

杰克決定取消預約。

Hangisini alacağımıza karar vermeyi zor buluyoruz.

我们觉得很难决定买哪一个。

O işinden istifa etmeye karar verdi.

她決定辭去她的工作。

Yurt dışında öğrenim yapmaya karar verdi.

她决定到国外留学。

Haydi yazı tura ile karar verelim.

讓我們扔硬币決定吧。

Daha çok çalışmak için karar verdim.

我决定更努力地学习。

Japonya'ya gitmek için karar verdiniz mi?

你决定去日本了吗?

Onlar bir köprü yapmaya karar verdi.

他們決定建一座橋。

Öğretmenimle konuştuktan sonra çok çalışmaya karar verdim.

跟我的老師談過後,我決定認真努力。

Avrupa'ya gitmek yerine Amerika'ya gitmeye karar verdim.

我决定去美国,而不是欧洲。

İsa ertesi gün Celile'ye gitmeye karar verdi.

第二天,耶穌決定要出發前往加利利。

İngilizce eğitimi için üniversiteye gitmeye karar verdim.

我决定上大学主修英语。

Ben yurt dışında öğrenim görmeye karar verdim.

我決定出國留學了。

Oraya gidip gitmeyeceğimize karar vermek sana kalmış.

该由你来决定我们去不去那儿。

Oraya gidip gitmeyeceğimize karar vermek sana bağlı.

- 该由你来决定我们去不去那儿。
- 我们去不去那儿由你来决定。

Bu konuda kendin için bir karar veriyorsun.

这件事你自己决定就是了。

Başka bir karar vermek için onu bekliyoruz.

我们在等他做另一个决定。

Fransa'ya gitmeden önce Fransızca çalışmaya karar verdik.

我們決定在去法國之前學習法語。

O, yeni bir politika izlemeye karar verdi.

他已經決定了新的政策。

Bu yıl bir günlük tutmaya karar verdim.

这一年我下了决心写日记。

Nankin'e ne zaman gideceğimize henüz karar vermedik.

我们还没安排去南京的时间。

Tatil için nereye gideceğine karar verdin mi?

你想好放假去哪裏玩了沒有?

Ne yaşanmış olduğunu Tom'a anlatmamaya karar verdim.

我决定不告诉汤姆发生了什么事。

- Uzun tartışmadan sonra, tatilimizi İspanya'da geçirmeye karar verdik.
- Uzun istişareden sonra, tatilimizi İspanya'da geçirmeye karar verdik.

想來想去, 我們決定在西班牙度假。

Genç adam ona evlenme teklif etmeye karar verdi.

少年決定要向她求婚。

Sağnak yağmura rağmen, o dışarı çıkmaya karar verdi.

雖然下着大雨,但是他還是決定了要出外。

O kendisi için karar verme hakkına sahip olmalı.

他应该有权利去自己做决定。

Şimdi gerçekten evlenmek isteyip istemediğine karar verme zamanı.

现在是你决定是不是真要结婚的时候。

Mutlu ya da üzgün olup olmadığıma karar veremiyorum.

我无法确定我是高兴还是难过。

Kazadan sonra, Tom paten yapmayı durdurmaya karar verdi.

事故过后,汤姆觉得停止滑冰了。

Bu mesleği yapmaya karar veren sendin, değil mi?

你是决定做这个工作的那个人,对吗?

Karar vermeden önce düşünmek için biraz zaman istiyorum.

我想花点时间斟酌斟酌再作决定。

Kimin birinci olduğuna karar vermek için kura çekelim.

来抽签决定谁先走吧。

Çalışmak ya da üniversiteye gitmek arasında karar veremiyorum.

她在找工作和读大学之前无法取舍。

- Bir doktor olmak istiyorum.
- Doktor olmaya karar verdim.

我決定當個醫生了。

Tom'un karar vermek için sadece bir haftası var.

湯姆只有一週時間做決定。

Tom öğrenim yapmak için Boston'a gitmeye karar verdi.

湯姆已經下定決心要去波士頓唸書。

Gerçekten ne yapmak istediğimize karar vermemiz uzun sürdü.

我們花了很長時間決定我們真正想的事。

Sonunda John ve Sue elmayı ikiye bölmeye karar verdiler.

約翰和蘇最後決定把蘋果切成兩半。