Translation of "Yağan" in English

0.004 sec.

Examples of using "Yağan" in a sentence and their english translations:

Yağan yağmurun sesini severim.

I love the sound of rain falling.

Oh, güneşli havada yağan yağmur var.

Oh, there is a sun shower.

Havanın hakim olduğu bölgede BAE yağan yağmurda başarılı oldu

in the region in which prevail in hot weather succeeded the UAE to fall

Tom bardaktan boşanırcasına yağan yağmurda bir saatten daha fazla bir süre dışarıda bekledi.

Tom waited outside in the pouring rain for over an hour.

Uzun süren kuraklığın ardından haftalarca yağan yağmur Tom'un ekinlerinden bir kısmına zarar verdi.

The long drought followed by weeks of rain caused some of Tom's crops to fail.

Titan ilk bakışta Dünya'ya çok benziyor. Göller ve denizler kuzey yarımkürede dağılıyor ve zaman zaman yağan yağmurlar kumlu yüzeyini nemlendiriyor.

At first glance, Titan looks a lot like Earth. Lakes and seas are scattered across the northern hemisphere, and occasional rains dampen its sandy surface.