Translation of "Bekledi" in English

Sessizce bekledi.

It waited, silently.

Herkes bekledi.

- Everyone waited.
- Everybody waited.

Tom bekledi.

Tom waited.

Onlar bekledi.

They waited.

Ekip bekledi.

The team waited.

Sami bekledi.

Sami waited.

- Tom boşuna bekledi.
- Tom boş yere bekledi.
- Tom boşu boşuna bekledi.
- Tom haybeye bekledi.

Tom waited in vain.

O epeyce bekledi.

He did a good bit of waiting.

Müşteriler sırada bekledi.

The shoppers stood in a line.

Tom platformda bekledi.

Tom waited on the platform.

Tom sırasını bekledi.

Tom waited his turn.

10 dakika bekledi.

She waited for 10 minutes.

Başka herkes bekledi.

Everyone else waited.

Tom uysalca bekledi.

Tom waited obediently.

O saatlerce bekledi.

She waited for hours and hours.

O sırasını bekledi.

He waited his turn.

O, otobüs bekledi.

- She waited for the bus.
- She was waiting for the bus.

Tom asansörü bekledi.

Tom waited for the elevator.

Tom, Mary'yi bekledi.

Tom waited for Mary.

O, taksi bekledi.

She waited for a taxi.

Tom bizi bekledi.

Tom waited for us.

Tom sadece bekledi.

Tom just waited.

Tom endişeyle bekledi.

- Tom waited anxiously.
- Tom anxiously waited.

Tom sakince bekledi.

Tom waited calmly.

Tom ümitle bekledi.

Tom waited expectantly.

Tom sabırsızlıkla bekledi.

Tom waited impatiently.

Tom içeride bekledi.

Tom waited inside.

Tom yakında bekledi.

Tom waited nearby.

Tom dışarıda bekledi.

Tom waited outside.

Tom sabırla bekledi.

Tom waited patiently.

Tom orada bekledi.

Tom waited there.

Tom birini bekledi.

Tom waited up.

Tom otobüs bekledi.

Tom waited for the bus.

Tom beni bekledi.

Tom waited for me.

Fadıl yakında bekledi.

Fadil waited nearby.

Leyla polisleri bekledi.

Layla waited for the cops.

Tom otoparkta bekledi.

Tom waited in the parking lot.

Tom isteksizce bekledi.

Tom reluctantly waited.

Sami orada bekledi.

Sami waited there.

Tom diğerleriyle bekledi.

- Tom waited with everyone else.
- Tom waited with everybody else.

Sami çağrılmayı bekledi.

Sami waited to be called.

Bekledi ve bekledi ama o asla geri gelmedi.

She waited and waited, but he never came back.

- Sami, Leyla'nın çağrısını bekledi.
- Sami, Leyla'nın aramasını bekledi.

Sami waited for Layla's call.

- Tom seni bekledi mi?
- Tom senin için bekledi mi?

Did Tom wait for you?

Maalesef sizler yüzünüzden bekledi,

Sorry, you waited on your face,

Butona bastı ve bekledi.

He pressed the button and waited.

(O) oğlunu endişeyle bekledi.

He waited for his son with anxiety.

Tom kapının dışında bekledi.

Tom waited outside the gate.

O, onu saatlerce bekledi.

She waited for him for hours.

Arkadaşı onu kapıda bekledi.

Her friend waited for her by the gate.

Kocasının dönüşünü hevesle bekledi.

She waited eagerly for her husband's return.

Tom bir süre bekledi.

Tom waited for a while.

Tom oturdu ve bekledi.

Tom sat down and waited.

Tom istasyonda Mary'yi bekledi.

Tom waited for Mary at the station.

İstasyonda erkek arkadaşını bekledi.

She waited for her boyfriend at the station.

O, sabırla onu bekledi.

She patiently waited for him.

O benim cevabımı bekledi.

She waited for my reply.

O, endişeyle oğlunu bekledi.

He waited anxiously for his son.

Tom Mary'nın gitmesini bekledi.

Tom waited for Mary to leave.

Tom Mary'nın başlamasını bekledi.

Tom waited for Mary to begin.

Tom otuz dakika bekledi.

- Tom waited thirty minutes.
- Tom waited for thirty minutes.

Tom bir an bekledi.

Tom waited a moment.

Tom herkesin oturmasını bekledi.

Tom waited for everyone to sit down.

O, istasyonda sevgilisini bekledi.

She waited for her lover at the station.

O on dakika bekledi.

He waited ten minutes.

Tom üç saat bekledi.

Tom waited for three hours.

O, havaalanında onu bekledi.

He waited for her at the airport.

Tom nefes nefese bekledi.

Tom waited breathlessly.

Tom gergin biçimde bekledi.

- Tom waited nervously.
- Tom nervously waited.

Tom evin önünde bekledi.

Tom waited in front of the house.

Tom birkaç saniye bekledi.

Tom waited a few seconds.

Tom yarım saat bekledi.

Tom waited for half an hour.

Tom Mary'nin aramasını bekledi.

Tom waited for Mary to call.

Dan bir fırsat bekledi.

Dan waited for an opportunity.

Tom dışarıda Mary'yi bekledi.

Tom waited for Mary outside.

Tom uzun süre bekledi.

Tom has waited a long time.

Tom yeterince uzun bekledi.

Tom has waited long enough.

Carlos bir an bekledi.

Carlos waited a moment.

O, onun aramasını bekledi.

She waited for him to call.

Arkadaşları onu kapıda bekledi.

Her friends waited for her by the gate.

Tom sabırla Mary'yi bekledi.

Tom waited patiently for Mary.

Asansörün aşağı gelmesini bekledi.

He waited for the elevator to come down.

Tom dışarıda koridorda bekledi.

Tom waited outside in the hallway.

Tom koridorda yalnız bekledi.

Tom waited alone in the hallway.

Tom birinin gelmesini bekledi.

Tom waited for someone to come.

Tom Mary'yi yatmadan bekledi.

Tom waited up for Mary.

Fadıl evde Leyla'yı bekledi.

Fadil waited for Layla at home.

Tom lobide Mary'yi bekledi.

Tom waited for Mary in the lobby.