Translation of "Vermesini" in English

0.146 sec.

Examples of using "Vermesini" in a sentence and their english translations:

Destek vermesini emretti .

give support.

Anlamlı kararlar vermesini sağlar.

about the cases that are before them.

Tom'un karar vermesini diliyorum.

I sure wish Tom would make up his mind.

Tom'un karar vermesini istiyorum.

I want Tom to decide.

Tom'a ara vermesini söyledim.

I told Tom to take a break.

Onların Tom'a zarar vermesini istemiyorum.

I don't want them to hurt Tom.

Tom'un Mary'ye tavsiye vermesini istemiyorum.

I don't want Tom giving Mary advice.

Onlara onu sana vermesini söyle.

Tell them to give it to you.

Tom'a bunu Mary'ye vermesini söyle.

Tell Tom to give this to Mary.

Ona onları bana vermesini söyle.

Tell him to give them to me.

Tom'un kalmamıza izin vermesini istedik.

We asked Tom to let us stay.

Tom, Mary'nin cevap vermesini bekledi.

Tom waited for Mary to answer.

Insanların karar vermesini nasıl kolaylaştırabildiğini görebiliyorum.

can make human decision-making easier.

İşverenler çalışanlarının yüzde 110 vermesini bekliyor.

Employers expect their employees to give 110 percent.

Tom'a sana bazı makaslar vermesini söyle.

Tell Tom to give you some scissors.

Neden onun sana resmini vermesini istedin?

Why did you ask her to give you her picture?

Onun resimlerini sana vermesini istedin mi?

Did you ask her to give you her pictures?

Doktor Tom'un biraz kilo vermesini istiyor.

The doctor wants Tom to lose a little weight.

Ben hala Tom'un karar vermesini bekliyorum.

I'm still waiting for Tom to make up his mind.

Sadece Tom'dan onu geri vermesini isteyin.

Just ask Tom to give it back.

Mary'nin Tom'un bitirmesine izin vermesini istiyorum.

I want Mary to let Tom finish.

Tom'un Mary'nin bitirmesine izin vermesini istiyorum.

I want Tom to let Mary finish.

Mary'nin Tom'un konuşmasına izin vermesini istiyorum.

I want Mary to let Tom speak.

Tom'un Mary'nin konuşmasına izin vermesini istiyorum.

I want Tom to let Mary speak.

Onun bize biraz para vermesini iste.

Ask her to give us some money.

Onların bizim kalmamıza izin vermesini istedik.

We asked them to let us stay.

Onun bizim kalmamıza izin vermesini istedik.

We asked him to let us stay.

Sadece onların onu geri vermesini isteyin.

Just ask them to give it back.

Sadece onun onu geri vermesini isteyin.

Just ask him to give it back.

Tom'un Mary'nin vermesini beklediği cevap buydu.

- That was the answer Tom expected Mary to give.
- That was the answer that Tom expected Mary to give.

Tom'dan bana biraz para vermesini isteyeceğim.

I'll ask Tom to give me some money.

Babamın bana biraz para vermesini isteyeceğim.

I'll ask my father to give me some money.

Fadil, Dania'nın ona para vermesini istedi.

Fadil demanded that Dania give him the money.

Tom, Mary'ye kilo vermesini tavsiye etti.

Tom advised Mary to lose weight.

Tom Mary'ye mola vermesini tavsiye etti.

Tom advised Mary to take a break.

Tom'a Mary'nin kazanmasına izin vermesini söylemelisin.

You should tell Tom to let Mary win.

Tom, Mary'nin bu kararı vermesini bekliyor.

Tom is waiting for Mary to make that decision.

Tom'a biraz kilo vermesini tavsiye ettim.

I advised Tom to lose some weight.

Sami, kimsenin Leyla'ya zarar vermesini istemedi.

Sami didn't want anyone to harm Layla.

Sami, Leyla'dan ona numarasını vermesini istedi.

Sami asked Layla to give him her number.

Tom'un bazı sorulara cevap vermesini istiyorum.

I'd like to ask Tom to answer some questions.

Tom hâlâ Mary'nin karar vermesini bekliyor.

Tom is still waiting for Mary to make up her mind.

Tom Mary'nin ona biraz para vermesini istedi.

Tom asked Mary to give him some money.

Tom Mary'nin ona bir öpücük vermesini istedi.

- Tom asked Mary to give him a kiss.
- Tom asked Mary to kiss him.

Tom Mary'den başka bir örnek vermesini istedi.

Tom asked Mary to provide another example.

Ben defalarca köylülerin ölmeme izin vermesini istedim.

I asked the villagers many times to let me die.

O, onun ona öncelikli tedavi vermesini istedi.

He asked her to give him preferential treatment.

Ona köpeğin dışarı çıkmasına izin vermesini söyle.

Tell him to let the dog out.

Ona köpeğin içeri girmesine izin vermesini söyle.

Tell him to let the dog in.

Tom'un bana biraz ödünç para vermesini istedim.

I asked Tom to lend me some money.

Tom Mary'den telefona cevap vermesini rica etti.

Tom asked Mary to answer the telephone.

Tom'un bana ikinci bir şans vermesini istedim.

I asked Tom to give me a second chance.

Onun bana biraz ödünç para vermesini iste.

Ask her to lend me a little money.

Tom'dan sana biraz ödünç para vermesini iste.

Ask Tom to lend you some money.

Tom Mary'den arabasını kullanmasına izin vermesini istedi.

Tom asked Mary to let him drive her car.

Ondan bana biraz ödünç para vermesini rica ettim.

I asked him to lend me some money.

Patronumdan arabasını bana ödünç vermesini istemeye cesaretim yok.

I don't have the courage to ask my boss to lend me his car.

Tom'dan arabasını bana ödünç vermesini istedim, ama vermiyor.

I've asked Tom to lend me his car, but he won't.

Eğer onu vermesini istersem Tom onu bana verecek.

Tom will give me that if I ask him to.

Tom Mary'ye onun ona vermesini istediğim notu verdi.

Tom gave Mary the note I'd given him to give her.

Tom senin ona vermesini istediğin mesajı Mary'ye vermez.

Tom won't give Mary the message that you asked him to.

Tom Mary'den ona biraz para ödünç vermesini istedi.

Tom wanted Mary to loan him some money.

Tom Mary'den ona biraz ödünç para vermesini istedi.

Tom asked Mary to lend him some money.

Tom, Mary'den kendisine borçlu olduğu parayı vermesini istedi.

Tom demanded that Mary give him the money she owed him.

Biz sadece hükümetin askerlerini çekmeye karar vermesini umabiliriz.

We can only hope the government decides to withdraw its troops.

Tom Mary'nin ona biraz ödünç para vermesini istedi.

Tom wanted Mary to lend him some money.

Sami, Leyla'nın ona daha fazla para vermesini istiyordu.

Sami wanted Layla to give him more money.

Tom, Mary'ye John'a vermesini istediği bir zarf verdi.

- Tom gave Mary an envelope that he wanted her to give to John.
- Tom gave Mary an envelope he wanted her to give to John.

Tom; Mary'den John'a biraz ödünç para vermesini istedi.

Tom asked Mary to lend John some money.

Patronumdan arabasını bana ödünç vermesini istemek için cesaretim yok.

I do not have the courage to ask my boss to lend me his car.

Tom Mary'ye ona bir şans daha vermesini rica etti.

Tom begged Mary to give him another chance.

Tom Mary'den ona üç yüz dolar ödünç vermesini istedi.

Tom asked Mary to lend him three hundred dollars.

O, ona ona biraz ödünç para vermesini rica etti.

She asked him to give her some money.

Tom'dan bana biraz borç para vermesini istedim, ama reddetti.

I asked Tom to lend me some money, but he refused.

Yoshiki meteliksizdi ve Goro'nun ona 20.000 yen ödünç vermesini istedi.

Yoshiki was hard up and asked Goro to lend him 20,000 yen.

Biz sadece, hükümetin birliklerini geri çekmeye karar vermesini ümit edebiliriz.

We can only hope that the government decides to withdraw its troops.

Tom öğle yemeği için babasının ona biraz para vermesini istedi.

Tom asked his father to give him some money for lunch.

O, ona bütün aylığını ona vermesini söyler ve o verir.

She tells him to give her all of his salary and he does.

Tom'a bunu yapmamız için bize daha fazla zaman vermesini istedim.

I asked Tom to give us more time to do that.

Tom'dan onu yapmak için bana daha fazla zaman vermesini istedim.

I asked Tom to give me more time to do that.

Ondan bana biraz ödünç para vermesini istediğimde, o, ricamı geri çevirdi.

When I asked him to lend me some money, he turned down my request.

Tom Mary'ye bir polis rozeti gösterdi ve ona kimliğini vermesini istedi.

Tom showed Mary a police badge and asked her to give him her ID.

Tom, Mary'nin ona biraz para ödünç vermesini istedi, böylece Boston'a gidebildi.

Tom asked Mary to lend him some money so he could go to Boston.

Sana borç para vermesini istemek için Tom'u yeterince iyi tanıyor musun?

Do you know Tom well enough to ask him to lend you money?

Geçen hafta Bay Wood'a yazdım ve sana çiftlikte bir iş vermesini istedim.

- I wrote to Mr Wood last week and asked him to give you a job on the farm.
- I wrote to Mr. Wood last week and asked him to give you a job on the farm.

Çinli bir arkadaşım var ve bana Çince dersleri vermesini rica etmek istiyorum.

I have a Chinese friend and I would like to ask him to give me Chinese lessons.

O sadece samimi resimler çeker, bu yüzden o, insanların poz vermesini istemez.

He only takes candid pictures, so he doesn't ask people to pose.

Şirket bankanın yeni makineler almak için onlara bir miktar para ödünç vermesini istedi.

The company asked the bank to loan them some money to buy new machinery.

Tom sonunda Mary'nin onun ihtiyacı olan parayı ona ödünç vermesini isteme cesaretini topladı.

Tom finally mustered up the courage to ask Mary to lend him the money he needed.

O, arkadaşlarıyla bir restorana gidebilsin diye o onun ona biraz para vermesini rica etti.

She asked him to give her some money so she could go to a restaurant with her friends.

Tom Mary'den ona eve erken gitmesi için izin vermesini rica etti fakat o izin vermedi.

Tom asked Mary many times to let him go home early, but she wouldn't let him.