Translation of "Anlamlı" in English

0.012 sec.

Examples of using "Anlamlı" in a sentence and their english translations:

Çok anlamlı.

- It makes perfect sense!
- It makes perfect sense.

Pek anlamlı gelmedi.

- It didn't make any sense.
- It didn't make much sense.
- It did not make any sense.

Anlamlı farklılıklar bulundu.

Significant differences were found.

"Zıt anlamlı" sözcüğü "eş anlamlı" sözcüğünün zıt anlamlısıdır.

The word ‘antonym’ is antonymous to ‘synonym’.

Ağaçlardan anlamlı derecede kısadır,

were significantly shorter than that of trees,

Anlamlı kararlar vermesini sağlar.

about the cases that are before them.

Açık anlamlı metin yazın.

Write unambiguous texts.

Ne anlamlı bir kariyer yapabilir

or raise a family

Anlamlı bir şey yazmak istedim.

I wanted to write something meaningful.

Anlamlı bir şey söylemek istiyordum.

I wanted to say something meaningful.

Bunun hepsi anlamlı gelmeye başlıyor.

It's all beginning to make sense.

"İyi" "kötü"'nün karşıt anlamlı sözcüğü ve "uzun" "kısa"'nın karşıt anlamlı sözcüğüdür.

"Good" is the antonym of "bad" and "tall" is the antonym of "short."

Insanların anlamlı bir şekilde iletişime geçmeleri,

how do you get people to connect meaningfully,

O, bana anlamlı bir şekilde baktı.

She gave me a meaningful look.

Daha anlamlı bir hayat yaşamayı öğrendim.

I learnt to live a more meaningful life.

Benim imzam anlamlı, görkemli ve eşsizdir.

My signature is meaningful, majestic and inimitable.

Tatoeba'da kaç tane anlamlı cümle var?

How many meaningful sentences can Tatoeba contain?

Tom Mary'ye anlamlı bir bakış attı.

Tom gave Mary a meaningful look.

Fransızca dili eş anlamlı sözcüklerce zengindir.

The French language is rich in synonyms.

Tom bana anlamlı bir bakış attı.

Tom gave me a meaningful look.

İyi yemek, çok yemekle eş anlamlı değildir.

Eating good isn't synonymous for eating a lot.

Çok anlamlı bir cümleyi çevirmek çok zordur.

An ambiguous sentence is very difficult to translate.

Bana açık somut ve anlamlı amaçlar verdi

has given me clear, concrete, meaningful goals,

"Burada, Missisippi'de tarihi yönden polis Klanlarla eş anlamlı.

"Here in Mississippi, the police is synonymous with the Klan, historically.

, subaylarına ve daha sonra Mareşallere anlamlı gelen açık,

concise, written orders that made sense  to his officers, and later Marshals.

Çoğunlukla anlamlı değişiklikler yapılırsa ben siyasi reformdan yanayım.

In the main, I am in favor of political reform if meaningful changes are made.

Yeni ve daha anlamlı bir gerçekliğe hoş geldin.

Welcome to a new and more meaningful reality.

"Eş anlamlı" için başka bir sözcük var mı?

Is there another word for synonym?

Bizimle partner olmaları ve daha anlamlı yatırım yapmaları için

And I should be thinking about ways to help them partner with us

Daha anlamlı bir günlük toplantı organize edebilmenin ikinci adımı,

The next step of creating more meaningful everyday gatherings

Çok anlamlı sözcük grupları genelde komik çevirilere neden olur.

- Ambiguous phrases often lead to amusing interpretations.
- Ambiguous phrases in general lead to amusing interpretations.

Okul öncesi dönemde yabancı dil eğitimi çok anlamlı değil.

Teaching foreign languages at preschool level does not make much sense.

Herkesin bildiği gibi, bugün bizim için çok anlamlı bir gündür.

As everyone knows, today is a very significant day for us.

Tom'un konuşması çift anlamlı sözlerle doluydu. Bunların çoğunu seyirci anlamadı.

Tom's speech was full of double entendres, most of which went over his audience's head.

Ve bu bana, ona sadece bugün sahip olmaktan daha anlamlı geliyor.

and that feels more meaningful to me than just owning it for today.

Herkes dinledi ve çok mutluydu, düğünün özgün ve anlamlı olduğunu düşündüler.

Everyone listened and was very happy, thinking this wedding was both original and meaningful.

Din, ahlak ile eş anlamlı olsa, Brezilya dünyada en bozulmamış ülke olur.

If religion were synonymous with morality, Brazil would be the most uncorrupted country in the world.

O zamandan beri düşüncelerim daha anlamlı hâle geldi ve daha az kafa yoruyorum."

And since that time my thoughts make sense, and I ruminate less.'

- Vicdan azabı ve pişmanlık eş anlamlı değildir.
- Her pişmanlık vicdan azabı demek değildir.

Remorse is not synonymous with regret.

- Bu, anlam ifade eder gibi görünmüyor.
- Bu anlamlı gibi görünmüyor.
- Bu mantıklı gözükmüyor.

This doesn't seem to make sense.

Adam: Her dilde bir kelime söylemek bile değil, o üç dili kullanarak anlamlı

Adam: It's not only just like you're saying one word per language, you're having to construct

O, kadınları anlamlı bir meşgale olmaktan daha ziyade tek kullanımlık zevk olarak görüyor.

He regards women as disposable pleasures rather than as meaningful pursuits.

Her ne kadar sıkça eş anlamlı olarak kullanılsalar da; kibir ve gurur farklı şeylerdir.

Vanity and pride are different things, though the words are often used synonymously.

- Eş anlamlı sözcüğünün eşanlamlısı nedir?
- Eşanlamlı kelimesinin eşanlamlısı nedir?
- Eşanlamlı sözcüğünün eşanlamlısı ne?
- Eşanlamlı kelimesinin eşanlamlısı ne?

What's a synonym for the word "synonym"?