Translation of "Valizlerini" in English

0.005 sec.

Examples of using "Valizlerini" in a sentence and their english translations:

Valizlerini unuttun.

You forgot your bags.

Valizlerini taşıyabilirim.

I can carry those suitcases for you.

Valizlerini topla. Kovuldun.

Pack your bags. You're fired.

Neden valizlerini topluyorsun?

Why are you packing?

Leyla valizlerini topladı.

Layla packed her bags.

Onların etraftaki valizlerini çekmeyeceğim.

I'm not going to drag their suitcases around.

Onların valizlerini onlar için topladım.

I packed their suitcases for them.

Tom'un valizlerini taşımasına yardım etmeliydin.

- You should've helped Tom carry his suitcases.
- You should have helped Tom carry his suitcases.

Tom'a valizlerini nereye koymasını söyledin?

Where did you tell Tom to put his suitcases?

Tom, Mary'nin valizlerini odasına taşıdı.

Tom carried Mary's suitcases to her room.

Valizlerini taşımana yardım etmemi ister misiniz?

Would you like me to help you with your suitcases?

- Bavullarını odana koydum.
- Valizlerini odana koydum.

I put your suitcases in your room.

Tom ve Mary henüz valizlerini açmadı.

Tom and Mary haven't unpacked their suitcases yet.

"Tom nerede?" - "Diğer odada, valizlerini hazırlıyor."

"Where's Tom?" - "In the other room, packing his bags."

Tom, Mary'nin valizlerini nereye koyduğunu biliyordu.

Tom knew where Mary had put her suitcases.

Tom, Mary'nin valizlerini nereye koyduğunu bilmiyordu.

Tom didn't know where Mary had put her suitcases.

Tom, Mary'nin valizlerini nereye koyduğunu bilmiyor.

Tom doesn't know where Mary put her suitcases.

Leyla valizlerini topladı ve Kahire'ye taşındı.

Layla packed her bags and moved to Cairo.

Tom, Mary'nin valizlerini taşımasına yardım etmedi.

Tom didn't help Mary carry her suitcases.

Tom Mary'nin valizlerini nereye koymasını istediğini bilmiyordu.

Tom didn't know where Mary wanted him to put her suitcases.

Mary'nin valizlerini nereye koyduğunu Tom'un bildiğini sanmıyorum.

- I don't think Tom knows where Mary put her suitcases.
- I don't think that Tom knows where Mary put her suitcases.

Konuklar gidiş için hazırlandılar ve valizlerini gürültüyle paketlediler.

The guests prepared for their departure and packed their suitcases noisily.