Translation of "Tuttuğu" in English

Bu onun tuttuğu günlüktür.

This is the diary which she kept.

Tom Mary'nin tuttuğu resme baktı.

Tom stared at the picture Mary was holding.

Tom tuttuğu kutuyu yere bıraktı.

Tom put down the box he was holding.

Babamın otuz yıldır tuttuğu günlüğünü buldum.

I found my father's diary that he kept for 30 years.

Tom elinde tuttuğu kitabı Mary'ye verdi.

Tom gave Mary the book he was holding.

Babamın 30 yıl boyunca tuttuğu bir günlük buldum.

I found a diary my father kept for thirty years.

Tom'un tuttuğu şişenin mor renkli bir etiketi vardı.

The bottle Tom was holding had a purple label.

Tom onu kaçıranların kilitli tuttuğu odadan kaçmayı başardı.

Tom managed to escape from the room where his kidnappers had kept him locked up.

O bir anne gorilin kendi bebeğini tuttuğu gibi kedi yavrusunu tuttu.

She held the kitten like a mother gorilla would hold her own baby.

Tom ve Mary'nin yeni köpeği, Tom'un yeni terlikleri de dahil olmak üzere, elinde tuttuğu her şeyi çiğnemektedir.

Tom and Mary's new puppy chews up everything he can get hold of, including Tom's new slippers.