Translation of "Günlük" in Japanese

0.013 sec.

Examples of using "Günlük" in a sentence and their japanese translations:

Günlük sekiz rupi.

1日8ルピーです

Günlük oran nedir?

一泊いくらですか。

Bana günlük ödeniyor.

- 私は日給でもらっている。
- 私の給料は日給制なんです。

Biz günlük çalışırız.

我々は日ぎめで働く。

Lisedeyken günlük tutardım.

高校時代には、日記をつけていた。

Bir günlük tutardım.

- 私は以前は日記をつけていた。
- 私は、以前日記をつけていた。

Onlara günlük ödenir.

彼らは日給制です。

Günlük hayatımızda da yapabiliriz.

できる方法もあるんです

Bir günlük tutuyor musunuz?

- 日記をつけていますか。
- 君は日記を付けていますか。

Bana günlük yaşantından bahset.

君の日常生活について話してください。

Hikaye tüm günlük gazetelerdeydi.

その話は、全ての日刊紙に載っていた。

Hayatın günlük rutininden usandım.

毎日の単調な生活にはうんざりだ。

Birkaç günlük izne ayrılıyorum.

- 私は2、3日仕事を休む。
- 二日ほど休みをとります。

Günlük hayattan uzaklaşmak istedi.

彼女は日常生活から逃げ出したかった。

İngilizce bir günlük tutuyorum.

私は英語で日記をつけている。

Hanko günlük yaşamımızda şarttır.

私たちの生活には判子が必需品です。

Günlük turlar önerir misiniz?

- 一日のツアーはありますか。
- 日帰りのツアーはありますか?

Ben bir günlük tutuyorum.

- 日記をつける。
- 日誌をつける。
- 日誌をつけています。
- 日記をつけています。

Fransızca bir günlük tutuyorum.

フランス語で日記を書いる。

Karım günlük işlerden yoruluyor.

妻は毎日の決まりきった仕事に飽きつつある。

Günlük yaşantından memnun musun?

君は毎日の生活に満足していますか。

Bu bir günlük gazetedir.

これは日刊新聞です。

Orkideler günlük bakım ister.

蘭には日々の手入れが必要です。

Bu bir günlük olay.

こんな出来事は日常茶飯である。

O bir günlük tutar.

彼は日記を付けている。

Günlük hayattaki olağanüstü şeyleri görebilmeleri

幅広い職種の人々に手を貸して

Günlük olarak bu manzarayı görüyorum.

毎日の生活の中で この現象を目撃します

Günlük yaşamımızda ve iş yerlerimizde

日常生活や職場において

Üç yıldır bir günlük tutmaktayım.

- 私は三年間日記をつけている。
- 私は3年間日記をつけている。

Altın fiyatı günlük olarak dalgalanır.

金の価格は日ごとに変動する。

Ben öğrenciyken İngilizce günlük tutardım.

僕は学生の頃日記を英文でつけていたものだ。

Takeshi İngilizce bir günlük tutar.

たけしは英語で日記をつけている。

Hiç günlük turunuz var mı?

1日コースがありますか。

Günlük tutardı fakat artık tutmuyor.

彼女は昔、日記を付けていたが今はつけていない。

3 yıldır bir günlük tutuyor.

彼女は3年間ずっと日記をつけている。

O, İngilizce bir günlük tutar.

彼は英語で日記をつけている。

Günlük eşya bölümü hangi katta?

日用品売り場は何階でしょうか。

O bir günlük seyahate çıktı.

彼は日帰り旅行に行った。

Bir günlük turlarınız var mı?

1日コースがありますか。

Onların günlük bakıma ihtiyacı var.

彼らは毎日の世話を必要としている。

Yarım günlük turlarınız var mı?

半日のツアーはありますか。

Birkaç günlük bir tatile çıkalım.

- 一息いれようよ。
- ちょっと休憩しよう。

Seyahat ederken genellikle günlük tutarım.

私はふつう旅行するときは日記をつける。

Saf su günlük yaşantımızda gereklidir.

きれいな水は我々の日常生活に必要だ。

Amerikan günlük yaşamını öğrenmek istiyorum.

私はアメリカの日常生活について学びたい。

Her gün bir günlük tutuyorum.

私は毎日日記をつけている。

Günlük İngilizce rutinim çok azaltıldı.

英語の日課はだいぶ削減した。

Tom Fransızca bir günlük tutuyor.

トムはフランス語で日記をつけている。

Tom bir günlük izin istedi.

- トムは休暇を願い出た。
- トムは休暇をもらえるように頼んだ。

- Bu arada, kaç taneniz günlük tutuyor?
- Bu arada, kaçınız bir günlük tutuyor?

ところであなたがたの中で何人日記をつけていますか。

Bir günlük tutmak da bize günlük yaşantımızı yansıtmak için bize bir şans verir.

日記をつけることで日々の生活に対する反省の機会を得ることにもなる。

Günlük besin alım miktarının altında olan

日々の食事で取っているかについて 重要な栄養素ごとに

En azından günlük konuşmalar yapabilmeyi istiyorum.

せめて日常会話ができるくらいになりたい。

Birkaç günlük istirahat sana iyi gelecektir.

2、3日ゆっくりするといいですよ。

Ben günlük hayatın monotonluğu ile sıkılmıştım.

変化のない毎日の生活に飽きていた。

O, bir günlük tutmaya karar verdi.

彼女は日記をつけることに決めた。

O, bugün bir günlük izin alıyor.

彼は今日お休みです。

Onun bir günlük izin isteğini reddetti.

彼は一日休みたいという彼女の要請を拒否した。

Siz hiç günlük turlar sunuyor musunuz?

- 昼間のツアーはありますか。
- 昼のツアーはありますか。

Ben her gün bir günlük tutuyorum.

毎日日記をつけている。

O, yolculuğu esnasında bir günlük tuttu.

彼は旅行の間日記をつけた。

Ben gençken her gün günlük tutardım.

昔私が若かったときには毎日日記をつけていたものだ。

Her gün günlük tutmaya karar verdi.

彼は毎日、日記をつける決心をした。

Patron hepimize bir günlük izin verdi.

社長は僕たち全員に一日休みをくれた。

İş ilişkilerim hakkında günlük kayıt tutarım.

商売の取引を日を追って記録している。

Karım iki günlük bir geziye gitti.

妻は二日間の旅行に出かけた。

Yaklaşan üç günlük tatili nasıl geçireceksin?

今度の3連休には何をしますか。

Üç günlük tartışma zaman harcamaya değerdi.

三日間の議論はそれだけの価値があった。

Bir günlük tutmak iyi bir alışkanlıktır.

- 日記を付けるのは良い習慣です。
- 日記をつけるのはよい習慣です。
- 日記をつけることは良い習慣だ。

Her gün günlük tutmayı alışkanlık edinmiştir.

彼女は毎日日記をつける習慣がある。

İşte günlük yaşamınızda kullanabileceğiniz dört kolay örnek:

毎日の生活で使える具体例を 4つ紹介しましょう

Restorana gitmek veya günlük alışveriş yapmak gibi

かつては単純だった決断―

Peki uzak geçmiş, günlük yaşam ile karşılaştırıldığında

では 遠い昔の話など 日常生活には関係なさそうなのに

öğrencilere günlük yaşamdaki içki içme, madde kullanımı

生徒に意思決定の 模擬実験を受けてもらいました

Monoton günlük yaşantısı yüzünden bunalmış gibi görünüyor.

彼は毎日の単調な生活に塞ぎ込んでいるようだ。

Günlük hayatında fazla enerji kullanmaya karar verdi.

彼は日常生活の中でエネルギーを余り使わない事を決めた。

O, bir günlük tutardı, ama artık tutmuyor.

彼女は昔、日記を付けていたが今はつけていない。

Bu arada, kaç taneniz bir günlük tutuyor?

ところであなたがたの中で何人日記をつけていますか。

Günlük yaşam aktivitelerine dikkat edebilen yaşlılar için ...

他人の世話なしで生活できる高齢者の場合は別です

Kesinlikle üç günlük bir hafta sonu diliyorum.

週休3日だったらいいのにな。

Çoğu kişi günlük hayatı hakkında yazı yazar.

- 多くの人が日常のことについて文を書く。
- ほとんどの人が日々の生活について書いている。

TV günlük yaşamda önemli bir rol oynar.

テレビは日常生活で重要な役割を果たしている。

Annem işten eve gelirken günlük alışverişini yapar.

母は勤めの帰りに買い物をします。

Bu on yıl İngilizce bir günlük tuttum.

私はこの10年間、英語で日記をつけてきました。

Paskalya Adası'na on günlük bir seyahate gittim.

私はイースター島へ10日間の旅をした。

Bu yıl bir günlük tutmaya karar verdim.

今年は日記をつけようと決心した。

Bu günlük bu kadar yeter. Çok yorgunum.

今日は、もうだるくてしょうがない。

Arkadaşlarıyla on günlük bir Avrupa gezisine çıktı.

彼女は友達とヨーロッパに十日間の旅をした。

Ben her gün günlük tutmayı zor buldum.

毎日日記をつけるのは難しいことだと分かった。

Bir sanatçının günlük hayatında neler olduğunu anlıyor muyuz

私たちは アーティストの日々の暮らしを 本当に理解しているのか?

Dört günlük devasa Leipzig Muharebesi'nde kuzey kesimine komuta

巨大な4日間のライプツィヒの戦いで、彼は北部のセクターを指揮

Doktor hastanın sadece birkaç günlük ömrü olduğunu vurguladı.

患者は数日しかもたないと医者は強調した。

Bir günlük sıkı çalışmadan sonra sessiz olmak istiyorum.

一日せっせと働いた後は静かに休んでいたい。

Moskova'ya ulaşmadan önce dört günlük daha seyahatiniz kaldı.

モスクワに着くには、あと4日の行程です。

Bu hafta üç günlük bir hafta sonu yaşıyoruz.

今週末は3連休だ。

Babamın 30 yıl boyunca tuttuğu bir günlük buldum.

私は三十年間父がつけた日記を見つけた。

Dün bir günlük izin aldım ve pikniğe gittim.

昨日休みを取ってピクニックにいきました。

Bu yıl bir günlük tutmak için karar verdim.

今年は日記をつけようと決心した。