Translation of "Günlük" in Italian

0.007 sec.

Examples of using "Günlük" in a sentence and their italian translations:

Günlük bazda

ma a cadenza quotidiana,

Günlük alışkanlıklarımız üretiyor.

Sono le nostre abitudini quotidiane a produrla.

Günlük sekiz rupi.

Otto rupie al giorno.

Bana günlük ödeniyor.

Sono pagato a giornata.

Biz günlük çalışırız.

- Lavoriamo quotidianamente.
- Noi lavoriamo quotidianamente.

Günlük ücret nedir?

Qual è la tariffa giornaliera?

Günlük 100 avro.

- 100 euro per tutta la giornata.
- 100 euro per tutto il giorno.

Günlük rutinimi değiştirdim.

- Ho cambiato la mia routine quotidiana.
- Io ho cambiato la mia routine quotidiana.

Onlara günlük ödenir.

- Sono pagati a giornata.
- Sono pagate a giornata.

Günlük hayatımızda da yapabiliriz.

della nostra vita quotidiana.

Bir günlük tutuyor musunuz?

Tieni un diario?

Hikaye tüm günlük gazetelerdeydi.

La storia era su tutti i quotidiani.

Hayatın günlük rutininden usandım.

- Sono stanco del solito tran-tran.
- Sono stanco della routine di ogni giorno.

İngilizce bir günlük tutuyorum.

- Tengo un diario in inglese.
- Io tengo un diario in inglese.

Ben hiç günlük tutmadım.

- Non ho mai tenuto un diario.
- Io non ho mai tenuto un diario.

Bu bir günlük gazetedir.

- Questo giornale è un quotidiano.
- Questo è un quotidiano.

Günlük on kilometre koşarım.

- Corro per dieci chilometri al giorno.
- Io corro per dieci chilometri al giorno.

Fransızca bir günlük tutardım.

- Tenevo un diario in francese.
- Io tenevo un diario in francese.

Tom bir günlük tuttu.

- Tom ha tenuto un diario.
- Tom tenne un diario.

Ben bir günlük tutuyorum.

- Tengo un diario.
- Io tengo un diario.

Kırmızı bir günlük aldım.

Ho comprato un'agenda rossa.

O bir günlük tutar.

- Tiene un diario.
- Lui tiene un diario.

Tom bir günlük tutar.

Tom tiene un diario.

Bu, günlük hayattaki Filipince sohbetlerin

Questo spiega perché le conversazioni quotidiane in filippino

Günlük hayattaki olağanüstü şeyleri görebilmeleri

per aiutare le persone dalle professioni più disparate

Günlük olarak bu manzarayı görüyorum.

lo vedo in una prospettiva quotidiana.

Günlük yaşamımızda ve iş yerlerimizde

Nella vita di ogni giorno e nei nostri luoghi di lavoro,

Üç yıldır bir günlük tutmaktayım.

Ho tenuto un diario per tre anni.

Altın fiyatı günlük olarak dalgalanır.

Il prezzo dell'oro oscilla ogni giorno.

Takeshi İngilizce bir günlük tutar.

Takeshi tiene un diario in inglese.

Hiç günlük turunuz var mı?

Avete delle escursioni giornaliere?

O, İngilizce bir günlük tutar.

- Tiene un diario in inglese.
- Lui tiene un diario in inglese.

Günlük spor, sağlığın için gereklidir.

L'esercizio quotidiano è essenziale per la propria salute.

Birkaç günlük bir tatile çıkalım.

Facciamo una breve pausa.

Seyahat ederken genellikle günlük tutarım.

Durante i viaggi di solito tengo un diario.

Günlük yazmak iyi bir alışkanlıktır.

Scrivere in un diario è una buona abitudine.

Yarım günlük bir işim var.

- Ho un lavoro part-time.
- Io ho un lavoro part-time.

Saf su günlük yaşantımızda gereklidir.

L'acqua pura è necessaria per la nostra vita quotidiana.

Amerikan günlük yaşamını öğrenmek istiyorum.

Voglio imparare la vita quotidiana americana.

O günlük olarak tıraş olur.

- Si rade quotidianamente.
- Lui si rade quotidianamente.

Tom Fransızca bir günlük tutuyor.

Tom tiene un diario in francese.

Tom günlük ev işlerini yaptı.

- Tom ha fatto le sue faccende.
- Tom fece le sue faccende.

O, bir günlük tutmaya karar verdi.

Decise di tenere un diario.

O, bugün bir günlük izin alıyor.

Si è preso un giorno di ferie oggi.

O, yolculuğu esnasında bir günlük tuttu.

- Ha tenuto un diario lungo il viaggio.
- Lungo il viaggio, ha tenuto un diario.

Her gün günlük tutmaya karar verdi.

Ha preso la decisione di tenere un diario di ogni giorno.

İş ilişkilerim hakkında günlük kayıt tutarım.

Continuo a registrare quotidianamente i miei rapporti d'affari.

Tom üç günlük bir seyahate gitti.

- Tom è andato a fare un viaggio di tre giorni.
- Tom andò a fare un viaggio di tre giorni.

Karım iki günlük bir geziye gitti.

Mia moglie è partita per un viaggio di due giorni.

Bir öğrenciyken Fransızca bir günlük tuttum.

Quando ero uno studente tenevo un diario in francese.

Tom bir günlük tutmaya karar verdi.

- Tom ha deciso di tenere un diario.
- Tom decise di tenere un diario.

Peki bu bilgiler günlük hayatta nerelerde kullanılıyor?

Ma che utilizzo farne, nella vita?

Günlük hayatımızda bilgiyi ve fikirleri nasıl işlediğimize

Una metafora su come tutti noi processiamo l'informazione

İşte günlük yaşamınızda kullanabileceğiniz dört kolay örnek:

Ecco quattro facili consigli per la vita di ogni giorno.

Peki uzak geçmiş, günlük yaşam ile karşılaştırıldığında

Quindi perché curarsi della storia del nostro pianeta

Günlük olarak egzersiz yapmak son derece önemlidir.

È estremamente importante esercitarsi ogni giorno.

Çoğu kişi günlük hayatı hakkında yazı yazar.

La maggior parte delle persone scrive sulla propria vita quotidiana.

Tom bu yıl günlük tutmaya karar verdi.

Tom ha deciso di tenere un diario quest'anno.

Bir sanatçının günlük hayatında neler olduğunu anlıyor muyuz

Capiamo ciò che accade nella vita quotidiana di un artista.

Dört günlük devasa Leipzig Muharebesi'nde kuzey kesimine komuta

Nella gigantesca battaglia di Lipsia di quattro giorni, ha comandato il settore settentrionale, mantenendo

Bu hafta üç günlük bir hafta sonu yaşıyoruz.

Questa settimana abbiamo un weekend di tre giorni.

Dağ başında sekiz günlük doğa yürüyüşü ve kanodan sonra

dopo otto giorni di trekking e canoa nella natura,

Günlük hayatlarımızda nasıl çevremizin etkisi altında kaldığımızla da alakalı.

ma anche di come siamo influenzati nelle nostre vite quotidiane.

çünkü biliyorsunuz, bu soru günlük hayatımızda insanların bize sorduğu sorulardır,

perché è una domanda che la gente ci fa,

Acil ya da günlük stres olmasına göre değişebilir olarak gösteriliyor.

di fronte allo stress da emergenze o a quello delle attività quotidiane.

Üç tam günlük mülakattan sonra aday sayısını iki ile sınırladık.

Dopo tre intere giornate di colloqui abbiamo ridotto la lista a due candidati.

Bu bilgi çağıdır, ve bilgisayarlar günlük hayatımızda gittikçe önemli rol oynuyorlar.

Questa è l'era dell'informazione e i computer giocano un ruolo sempre più importante nella nostra vita quotidiana.

Sorunla karşılaşırsanız, 7/24 müşteri desteği ve 30 günlük para iade garantisi vardır.

In caso di problemi, è disponibile l'assistenza clienti 24 ore su 24, 7 giorni su 7 e una garanzia di rimborso di 30 giorni.

- Bir gün izin almamın bir sakıncası var mı?
- Bir günlük izin alabilir miyim?

- Posso prendermi un giorno di permesso?
- Posso prendermi un giorno libero?