Translation of "Trafikten" in English

Cadde trafikten tıkandı.

The street is clogged with traffic.

Onlar trafikten kaçınamaz.

They can't avoid the traffic.

Trafikten dolayı geç kaldım.

I was late because of the traffic.

Sami trafikten nefret eder.

Sami hates traffic.

Trafikten kaçma sanatında da ustalaşmalılar.

And master the art of dodging traffic.

Cadde, insan ve trafikten yoksundu.

The street was empty of people and traffic.

Yoğun trafikten dolayı geç kaldım.

I was late because of heavy traffic.

Tom yoğun trafikten dolayı geç kaldı.

Tom was late because of heavy traffic.

Yoğun trafikten kaçınmak için tali yoldan gitti.

He took a detour to avoid the heavy traffic.

- Trafikten dolayı geç kaldım.
- Trafik yüzünden geç kaldım.

I'm late because of the traffic.

Biraz daha erken çıkmış olsaydın, yoğun trafikten kurtulmuş olurdun.

- If you had left a little earlier, you would have avoided the heavy traffic.
- If you'd left a little earlier, you would've avoided the heavy traffic.
- If you'd left a little earlier, you would have avoided the heavy traffic.

Biz yoğun trafikten kaçınmak için, bir arka yoldan gittik.

We took a back road to avoid the heavy traffic.

Biz yoğun trafikten kaçınmak amacıyla, Noel için evde kaldık.

We stayed home for Christmas, so as to avoid heavy traffic.