Translation of "Yoksundu" in English

Oyun heyecandan yoksundu.

The game lacked excitement.

Takım, hareketlilikten yoksundu.

The team lacked mobility.

Oda mobilyadan yoksundu.

The room was bare of furniture.

Tom taahhütten yoksundu.

Tom lacked commitment.

Kız müzikal yetenekten yoksundu.

The girl lacked musical ability.

Cadde, insan ve trafikten yoksundu.

The street was empty of people and traffic.

Birçok insan siyasi deneyimden yoksundu.

Many lacked political experience.

Adam sempati gibi insani değerleden yoksundu.

The man was devoid of such human feelings as sympathy.

Yüksek komuta güveninden yoksundu, ancak İmparatorun gözetimi altında

He lacked the confidence for high command, but under the Emperor’s supervision, he

Eski kabin pek çok modern cihazdan yoksundu, hatta bir odun sobası bile vardı.

The old cabin lacked many modern appliances, it even had a wood-burning stove.