Translation of "Tenli" in English

Kumral tenli kızım

I think about my brown-skinned daughter,

Tom koyu tenli.

Tom has dark skin.

"Açık tenli bile değil."

"She not even light-skinned."

Ve kumral tenli gelinim.

and my brown-skinned daughter-in-law.

"koyu tenli bir kız için."

"for a dark skinned girl."

- Tom koyu tenli.
- Tom esmer.

Tom is dark-skinned.

Mavi tenli bir adam gördüm.

I saw a man with blue skin.

Açık tenli olmalılar, asıl örneği Beyoncé olsun."

must have light skin, Beyoncé's the prototype hit here."

Renkli tenli aktrislerin ten renkleriyle oynayıp, fotoşoplayarak

by retouching and photoshopping the skin of actresses of color

Aramanızda açık tenli, ince, genç kadınlar göreceksiniz,

you'll end up with a sea of fair-skinned, thin, young women

Bakıp da çok kahve tenli, çok şişman,

Someone they looked at and saw as too brown, too fat,

Eskiden sarışın ve yanık tenli olduğuna inanamıyorum.

I cannot believe you used to be blonde and tanned.

Uzun saçlı, açık tenli olmak olduğu Detroit'te büyüdüm.

where the ideal image for black girls is light-skinned with long hair.

Soluk tenli uzun boylu bir adam odaya girdi ve Tom'un yanına oturdu.

A tall man with a sallow complexion walked into the room and sat down next to Tom.

Esmer tenli tıknaz bir adam Mary'nin el çantasını kaptı ve kalabalığa doğru ortadan kayboldu.

A stocky man with a swarthy complexion snatched Mary's handbag and disappeared into the crowd.

Claude; sınıfımda klorofil dolayısıyla yeşil tenli olan ototrofik bir çocuk, ayın ormanlaşmasını hayal ediyor.

Claude, an autotropic boy in my class whose skin is green due to chlorophyll, dreams of foresting the moon.

Biz koyu tenli insanlardan daha kolayca yanan mavi gözlü kırmızı saçlı kimselerin güneş ışığına karşı duyarlı olduğunu hepimiz biliyoruz.

We all know that blue-eyed red-heads are sensitive to sunshine, burning more readily than darkskinned people.