Translation of "Olmalılar" in English

0.007 sec.

Examples of using "Olmalılar" in a sentence and their english translations:

- Onlar yorgun olmalılar.
- Yorulmuş olmalılar.

- They must have been tired.
- They must've been tired.

Aç olmalılar.

They must be hungry.

Öğrenciler gayretli olmalılar.

You students are supposed to be diligent.

Şehirden kaçmış olmalılar.

- They must've skipped out of town.
- They must have skipped out of town.

Daha dikkatli olmalılar.

They need to be more careful.

Onlar Amerikalı olmalılar.

They must be Americans.

Onlar mutlu olmalılar.

They must be happy.

Bizi görmüş olmalılar.

They must have seen us.

Ataları cesur olmalılar.

His ancestors would be proud.

Onlar polis olmalılar.

They must be cops.

Onlar seni bekliyor olmalılar.

They must be waiting for you.

Kim olduğumu öğrenmiş olmalılar.

- They must have found out who I was.
- They must've found out who I was.

Ne olduğunu öğrenmiş olmalılar.

- They must have found out about what happened.
- They must've found out about what happened.

Onlar şaka ediyor olmalılar.

They must be joking.

Onlar daha sabırlı olmalılar.

They must be more patient.

Adaylar otuz yaşın altında olmalılar.

Applicants must be under thirty years old.

Onlar bir hata yapmış olmalılar.

- They must have made a mistake.
- They must've made a mistake.

Onu başından beri biliyor olmalılar.

- They must have known it all along.
- They must've known it all along.

Gençler yaşlılara karşı kibar olmalılar.

The young should be kind to the old.

Tom ve John kardeş olmalılar.

Tom and John must be brothers.

Tom ve Mary endişeli olmalılar.

Tom and Mary must be worried.

Çiğ yumurta yiyemem; pişmiş olmalılar.

I can't eat raw eggs; they must be cooked.

Daha fazla ödemeye hazırlıklı olmalılar.

They need to be prepared to pay more.

Bizi bekliyor olmalılar. Saat kaç?

They must be waiting for us. What's the time?

Tom ve Mary çok meşgul olmalılar.

Tom and Mary must be very busy.

İnsanlar çalışmalarını sunarken daha enerjik olmalılar.

People need to be more energetic when they present their work.

Tom ve Mary çok aç olmalılar.

Tom and Mary must be very hungry.

Tom ve Mary çok yakın olmalılar.

Tom and Mary must be very close.

Çalmayla ilgili olarak benden şüphelenmiş olmalılar.

- They must have suspected me of stealing.
- They must've suspected me of stealing.

Çok özel bir yere saklamış olmalılar.

They must've hidden it somewhere very special.

Açık tenli olmalılar, asıl örneği Beyoncé olsun."

must have light skin, Beyoncé's the prototype hit here."

Yılanlar, aklınıza ne gelirse. Buraya bayılıyor olmalılar.

Snakes, you name it. They're gonna love it here.

Onlar böyle saçmalıklara inanmak için deli olmalılar

They must be crazy to believe such nonsense.

Tom ve Mary birlikte çok mutlu olmalılar.

Tom and Mary should be very happy together.

Sürücüler kazalara karşı her zaman uyanık olmalılar.

Drivers should always be on their guard against accidents.

Tom ve Mary, John'u çok özlüyor olmalılar.

Tom and Mary must miss John a lot.

Ama olmalılar ve onları bu şekilde düzenlememiz gerekiyor.

But they should be, and we need to regulate them that way.

- İşçiler saçlarını kısa kestirmeli.
- İşçiler, saçlarını kısa kestirmiş olmalılar.

Workers must have their hair cut short.

Öğretmenler öğrencilerinin kağıtlarındaki aynı hataları tekrar tekrar düzeltmekten yorgun olmalılar.

Teachers must be tired of correcting the same mistakes over and over again in their students' papers.

Ancak onlar, açıkcası, dünya ve yaşamları hakkında düşüncelere sahip olmalılar.

but they, obviously, must have thoughts about their lives and the world.

Onlar saat beşte gitti, bu yüzden saat altıya kadar evde olmalılar.

They left at 5 o'clock, so they ought to be home by 6.

Romatoid artrit belirtileri olan kişiler, ne yedikleri konusunda çok dikkatli olmalılar.

People with rheumatoid arthritis symptoms should be careful about what they eat.

Onlar yoğun bir yol yakınında yaşıyor ama şimdiye kadar gürültüye alışmış olmalılar.

They live near a busy road, but must be used to the noise by now.

Atletler sadece fiziksel olarak değil fakat aynı zamanda zihinsel olarak da güçlü olmalılar.

Athletes must be tough not only physically, but also mentally.

- Dedesinin ismini almış olmalı.
- Ona dedesinin ismini vermiş olmalılar.
- Büyükbabasının adını almış olmalı.

He must have been named after his grandfather.

- Dedesinin ismini almış olmalı.
- Ona dedesinin ismini vermiş olmalılar.
- Ona büyükbabasının adı verilmiş olmalı.
- Büyükbabasının adını almış olmalı.

He must have been named after his grandfather.