Translation of "Esmer" in English

0.007 sec.

Examples of using "Esmer" in a sentence and their english translations:

O esmer ve yakışıklı.

He's dark and handsome.

Tom esmer ve yakışıklıdır.

Tom is dark and handsome.

Tom esmer Afrika domuzumun adıdır.

- Tom is the name of my swart warthog.
- Tom is the name of my black warthog.

Tom'un esmer bir cildi var.

Tom has a dark complexion.

- Tom koyu tenli.
- Tom esmer.

Tom is dark-skinned.

"orta esmer renkli" olmak yanıma kalabilirdi,

can I get away with being "medium skin toned,"

Dedem gibi esmer insanlarla bağlantı kurabiliyor

like my grandfather, a conservative Muslim guy.

O, uzun boylu, esmer ve yakışıklı.

He's tall, dark, and handsome.

Karın sarışın mı yoksa esmer mi?

Is your wife a blonde or a brunette?

Tom çok fazla esmer pirinç yer.

Tom eats a lot of brown rice.

Tom esmer, uzun boylu ve yakışıklıdır.

Tom is dark, tall and handsome.

Tom uzun boylu, esmer ve yakışıklıdır.

Tom is tall, dark and handsome.

Üç sevgilim vardı: ilki sarışın, ikincisi esmer, üçüncüsü kızıl saçlıydı.

I had three girlfriends: the first was a blonde, the second a brunette, and the third a redhead.

Oslo sokaklarında da yüzüme tükürüldü, bu defa da esmer bir adamdı.

I was spit in the face in the streets of Oslo, this time by brown men.

Erkek kardeşi esmer olduğunda onun nasıl bu kadar sarışın olduğunu anlayamıyorum.

I can't understand how she can be so fair when her brother is swarthy.

Mary her zaman uzun boylu, esmer ve yakışıklı bir adama kavuşmanın hayalini kurdu.

Mary always dreamed of meeting a tall, dark, and handsome man.

Esmer tenli tıknaz bir adam Mary'nin el çantasını kaptı ve kalabalığa doğru ortadan kayboldu.

A stocky man with a swarthy complexion snatched Mary's handbag and disappeared into the crowd.