Translation of "Taro" in English

0.005 sec.

Examples of using "Taro" in a sentence and their english translations:

Taro, sıkı çalışıyor.

Taro is studying hard.

Taro, yemek hazır.

- Taro, dinner's ready!
- Taro, dinner is ready.

Taro, yemek hazır!

- Taro, dinner's ready!
- Taro, dinner is ready.

- Taro oldukça çabuk öfkelenir.
- Taro çok çabuk sinirlenir.

Taro has a low boiling point.

"Kim daha genç, Hanako mu yoksa Taro mu?""Taro."

"Who is younger, Hanako or Taro?" "Taro is."

- Beni lütfen Taro diye çağır.
- Bana Taro de lütfen.

Please call me Taro.

Taro Ito suçlu bulundu.

Taro Ito was found guilty.

Merhaba, ben Taro Kawaguchi.

Hi, I'm Taro Kawaguchi.

Bana sadece Taro diyebilirsin.

You can just call me Taro.

Taro, başkanın güveninden hoşlanıyor.

Taro enjoys the confidence of the president.

Taro, annesinin sağ tarafında.

Taro is on the right side of his mother.

Taro, dönem ödevi yazıyor.

Taro is writing a term paper.

Taro, git dişlerini fırçala.

Taro, go brush your teeth.

- Taro üç gün boyunca Tokyo'da kaldı.
- Taro üç günlüğüne Tokyo'da kaldı.

Taro stayed in Tokyo for three days.

O, Taro Akagawa tarafından yazılmış.

That was written by Taro Akagawa.

Taro, git ve dişlerini fırçala.

- Taro, go and brush your teeth.
- Taro, go brush your teeth.

Taro hariç, Jiro en uzundur.

- Next to Taro, Jiro is the tallest boy.
- Except for Taro, Jiro is the tallest.

Taro babasının halini hatırını sordu.

Taro asked after her father.

Taro çok geçmeden buraya gelecek.

Taro will come here before long.

Taro, 10 yıldır Obihiro'da yaşıyor.

Taro has lived in Obihiro for ten years.

Taro, üçünün en ünlü olanıdır.

Taro is the most famous of the three.

Taro İngilizce konuşur, değil mi?

Taro speaks English, doesn't he?

Taro bankadan 10.000 yen çekti.

Taro drew 10,000 yen from the bank.

Taro her zaman burada değil.

Taro is not always here.

Taro iki yıl önce öldü.

Taro died two years ago.

Dün Taro ile tenis oynadım.

Yesterday I played tennis with Taro.

Bir el atar mısın Taro?

Will you lend a hand, Taro?

Taro ne kadar hızlı koşabiliyor!

How fast Taro can run!

Hanako'nun Taro ile evlenmek istemediği açıktı.

It was clear that Hanako did not wish to marry Taro.

Taro en az yetmiş kilo çeker.

Taro weighs no less than 70 kilograms.

Taro ve Hanako önümüzdeki bahar evlenecekler.

Taro and Hanako are going to get married next spring.

Taro ve Hanako arasında aşk başladı.

Love grew between Taro and Hanako.

Taro, oldukça hızlı bir şekilde kızıyor.

Taro gets angry quite quickly.

Taro benden daha iyi İngilizce konuşur.

- Taro speaks English better than I.
- Taro speaks English better than me.

Taro haklı olduğu konusunda ısrar etti.

Taro insisted that he was right.

Taro İngilizceyi benden daha iyi konuşur.

- Taro speaks English better than I.
- Taro speaks English better than I do.

Taro, İngilizce kelimeleri ezberlemek üzerinde yoğunlaştı.

Taro concentrated on memorizing English words.

Taro, sen bana yardım edebilir misin?

Taro, could you help me?

Taro güçlü bir sorumluluk duygusuna sahiptir.

Taro has a strong sense of responsibility.

Merhaba, ben Taro. Tanıştığıma memnun oldum.

Hello, I am Taro. Nice to meet you.

Taro niçin çok iyi şekilde İngilizce konuşabilmektedir?

Why can Taro speak English so well?

Taro büyük olasılıkla üniversite giriş sınavını geçecek.

Taro is very likely to pass the university entrance examination.

Taro gerçekten güçlü bir sorumluluk duygusuna sahip.

- Taro has a strong sense of responsibility.
- Taro has a really strong sense of responsibility.

Taro iki erkekten daha uzun boylu olanıdır.

Taro is the taller of the two boys.

Taro geçen hafta kullanılmış bir araba aldı.

Taro bought a used car last week.

Amerika'da doğduğu için, Taro iyi İngilizce konuşur.

Born in America, Taro speaks good English.

- Kim daha uzun boylu, Ken mi yoksa Taro mu?
- Kim daha uzun, Ken mi yoksa Taro mu?

Who is taller, Ken or Taro?

Taro, Londra'dan bazı İngilizce konuşma ders kitapları ısmarladı.

Taro ordered some English conversation textbooks from London.

Taro, kendi sınıfında herhangi bir çocuktan daha uzun.

Taro is taller than any other boy in his class.

Taro tükürdüğünü yalamak zorunda kaldı ve istifa etti.

Taro had to eat dirt and resigned.

Hanako ve Taro biraz suşi yemek için gitti.

Hanako and Taro went to eat some sushi.

Taro sınıfındaki başka bir çocuktan daha iyi gitar çalar.

Taro plays the guitar better than any other boy in his class.

Sen hiç lisedeki testte mükemmel bir puan aldın mı, Taro?

Have you ever gotten a perfect score on a test in high school, Taro?