Translation of "çağır" in English

0.004 sec.

Examples of using "çağır" in a sentence and their english translations:

Doktor çağır!

Call the doctor!

Polisi çağır!

Call the police!

- Gidip misafirleri çağır!
- Gidip konukları çağır!
- Git ve konukları çağır!

Go and call the guests!

Bir ambulans çağır!

- Call an ambulance.
- Call an ambulance!

Derhal doktor çağır.

Send for the doctor at once.

- Polis çağır!
- Polisi çağır!
- Polisi arayın!
- Polisi ara!

- Call the police!
- Call the police.

Ateşi yükselirse doktoru çağır.

If her temperature goes up, send for the doctor.

Otele bir taksi çağır.

Take a taxi to the hotel.

Bana bir ambulans çağır.

Get me an ambulance.

- Doktor çağır!
- Doktor çağırın!

Call the doctor!

Hemen bir doktor çağır.

Call a doctor immediately.

Onu film izlemeye çağır.

Invite him to come watch a movie.

Bir sonraki tanığını çağır.

Call your next witness.

O yaralı! Ambulans çağır!

He's hurt! Call an ambulance!

Bana bir taksi çağır.

- Call me a cab.
- Call me a taxi.

Lütfen bana bir doktor çağır.

Please call me a doctor.

Tom yaralandı! Bir ambulans çağır!

Tom is hurt! Call an ambulance!

Lütfen bana bir taksi çağır.

Please call me a taxi.

Bizi alması için bir taksi çağır.

- Call a taxicab to take us.
- Call a taxi to pick us.

Bu akşam Tom ve Mary'yi çağır.

Call Tom and Mary this evening.

Fare burada! Git de kediyi çağır!

The rat's here! Go call the cat!

Lütfen benim için bir taksi çağır.

Please call a taxi for me.

- Hemen onu ara.
- Onu hemen çağır.

Call her immediately.

O hazır olur olmaz beni çağır.

As soon as she is ready, give me a call.

- Bir taksi çağır.
- Bir taksiyi ara.

Call a cab.

- Ambulans çağırın lütfen.
- Bir ambulans çağır lütfen.

Please call an ambulance.

- Senin kız kardeşlerini çağır.
- Senin kız kardeşlerini ara.

Call your sisters.

Derhal doktoru çağır, yoksa hasta daha kötü olabilir.

Send for the doctor at once, or the patient may get worse.

Derhal doktoru çağır, yoksa hasta daha kötü olacak.

Send for the doctor at once, or the patient will get worse.

- İtfaiyecileri çağır.
- İtfaiyecileri çağırın.
- İtfaiyecileri ara.
- İtfaiyecileri arayın.

Call the firefighters.

- Beni lütfen Taro diye çağır.
- Bana Taro de lütfen.

Please call me Taro.

- Tom'u telefona çağır.
- Beni Tom'a bağla.
- Bana Tom'u ver.

Get me Tom on the phone.

- Dania, git Fadıl'a telefon et.
- Dania, git Fadıl'ı çağır.

Dania, go call Fadil.

- Eve dön ve polis çağır!
- Eve dön ve polisi ara!

Go back home and call the police!

- Bir yok edici ara.
- İlaçlamacı çağır.
- Bir ilaçlama firmasını ara.

Call an exterminator.

- Sakıncası yoksa bana Harry de.
- Sakıncası yoksa beni Harry diye çağır.

Call me Harry, if you don't mind.

- Tom'un yardımına ihtiyacın olursa onu ara.
- Tom'un yardımına ihtiyaç duyarsın onu çağır.

If you need Tom's help, call him.

Oh, buyur bakalım. Gördün mü? Tam olacağını söylediğim gibi oldu. Şimdi git ambulans çağır.

Oh, there you go. See? It happened exactly like I said it would. Now go call the ambulance.

- Eğer herhangi bir şey yanlış giderse, Tom'u çağır.
- Ters giden bir şey olursa Tom'u arayın.

If something goes wrong, call Tom.