Translation of "Sinirlenir" in English

0.007 sec.

Examples of using "Sinirlenir" in a sentence and their english translations:

Çabuk sinirlenir.

She loses her temper easily.

O, nadiren sinirlenir.

- He seldom gets angry.
- He rarely gets angry.

Tom çabuk sinirlenir.

Tom has a short temper.

Tom nadiren sinirlenir.

Tom seldom gets angry.

Tom kolayca sinirlenir.

Tom gets angry easily.

O çabuk sinirlenir.

He has a short temper.

- Tom çok kolay sinirlenir.
- Tom çok çabuk sinirlenir.

Tom has a short fuse.

Tom çok çabuk sinirlenir.

- Tom has a short fuse.
- Tom has a very quick temper.

O kolayca birden sinirlenir.

- I fly into a rage easily.
- I get angry easily.

Kayınbiraderim önemsiz konulardan kolayca sinirlenir.

My brother-in-law easily loses his temper from trivial matters.

Bazen nedensiz olarak sinirlenir misin?

Do you sometimes get pissed off for no reason?

O en ufak şeye sinirlenir.

He gets angry at the slightest thing.

Mary bunu yapmazsa Tom sinirlenir.

Tom will be angry if Mary doesn't do that.

Mary kolaylıkla sinirlenir ve çılgına döner.

- Mary's very short-tempered, and often throws a wobbly.
- Mary is easily irritated, and often flips her lid.

Bunu tekrar yaparsan Tom çok sinirlenir.

If you do that again, Tom will be very angry.

İnsanlar yapacaklarını söylediklerini yapmazlarsa Tom sinirlenir.

Tom gets angry when people don't do what they say they'll do.

Eğer Katsumi kendi bildiğini okumazsa derhal sinirlenir.

- If Katsumi is not allowed to have his own way, he easily gets angry.
- If Katsumi doesn't get his own way, he gets angry right away.

Tom herkesin önünde konuşmak zorunda olduğunda sinirlenir.

Tom becomes nervous whenever he has to speak in public.

Tom, Mary çevresinde iken her zaman sinirlenir.

Tom always gets nervous when Mary is around.

Kız kardeşim çabuk sinirlenir. O kolayca kızar.

My sister has a quick temper. She easily gets mad.

Yaptığın şeyi yapmaya devam edersen, Tom sinirlenir.

Tom is going to get angry if you keep doing what you're doing.

- Taro oldukça çabuk öfkelenir.
- Taro çok çabuk sinirlenir.

Taro has a low boiling point.

Ne dediğine dikkat et, zira o kolayca sinirlenir.

Be careful of what you say, for he's easily annoyed.

Jane sırası geldiğinde, ve sırasını kaçırdığında çok sinirlenir.

Jane got too nervous when her turn came, and she blew her lines.

Mary, Tom onun ağırlığından söz ettiği zaman sinirlenir.

Mary becomes angry when Tom mentions her weight.

Tam sahneye gitmeden önce, Tom her zaman sinirlenir.

Tom always gets nervous just before he goes on stage.

Son zamanlarda söylediği en ufak şeye bile sinirlenir oldum.

Recently I get annoyed at the slightest thing he says.

- Tom çok kolay sinirlenir.
- Tom en ufak şeye bile üzülür.

Tom gets upset very easily.

- En sakin bir insan bile bir noktada sinirlenir.
- Kuzu bile kurt olur.

Even a worm will turn.

- Tom onu ne zaman yapsa Mary kızar.
- Tom onu yaptığında, Mary sinirlenir.

When Tom does that, Mary gets angry.

- O, öfkesine sahip olamaz.
- O çabuk öfkelenir.
- O kolayca sinirlenir.
- O kolay öfkelenir.

He has a short fuse.

- O, o kadar kolay sinirlenir ki herkes ondan kaçınır.
- Sinirleri çok çabuk bozulduğu için herkes ondan çekiniyor.

He loses his temper so easily that everybody avoids him.

- Tom'u nelerin kızdırdığını biliyorum.
- Tom'u kızdıran şeyleri biliyorum.
- Tom nelere sinirlenir, biliyorum.
- Tom neye kızar, bilirim.
- Tom'u nelerin rahatsız ettiğini biliyorum.
- Tom'un nelere rahatsız olduğunu biliyorum.

I know what annoys Tom.