Translation of "Sıcaklıkta" in English

0.005 sec.

Examples of using "Sıcaklıkta" in a sentence and their english translations:

- Süt düşük sıcaklıkta muhafaza edilmelidir.
- Süt düşük sıcaklıkta saklanmalıdır.

Milk has to be kept at a relatively low temperature.

Bu sıcaklıkta çalışmayı sevmiyorum.

I don't like studying in this heat.

Kurşun hangi sıcaklıkta erir?

At what temperature does lead melt?

Su, 100 santigrat derece sıcaklıkta kaynar.

Water boils at a temperature of 100 degrees centigrade.

Yağmurdan sonra sıcaklıkta bir düşüş oldu.

- There was a drop in temperature after the rain.
- There was a drop in temperature after it rained.

Hatta Tom bu sıcaklıkta çalışamayacağını söylüyor.

Tom says he can't even work in this heat.

Yağmur yağdıktan sonra sıcaklıkta bir düşüş oldu.

- There was a drop in temperature after the rain.
- There was a drop in temperature after it rained.

Dün gece sıcaklıkta ani bir düşüş oldu.

There was a sudden drop in the temperature last night.

Paltosunu çıkardı çünkü artan sıcaklıkta kalın gelmeye başlamıştı.

He took off his coat because it was getting too hot to wear it.

Eğer yüksek irtifada yaşarsan, su daha düşük sıcaklıkta kaynar.

If you live at a higher altitude, water boils at a lower temperature.

Yüzyılın sonuna gelindiğinde, dünya sıcaklıkta çarpıcı bir artış yaşamış olacak.

By the end of the century, the earth will have experienced a dramatic increase in temperature.