Translation of "Paylaşıyor" in English

0.004 sec.

Examples of using "Paylaşıyor" in a sentence and their english translations:

Takım, kaptanlarının görüşünü paylaşıyor.

The team shares the opinion of their captain.

Başkaları Tom'un iyimserliğini paylaşıyor.

Others share Tom's optimism.

O endişeleri paylaşıyor musunuz?

Do you share those concerns?

O bir odayı paylaşıyor.

He shares a room.

Ortak çıkarları paylaşıyor musunuz?

Do you share common interests?

Tom, Mary'nin görüşlerini paylaşıyor.

Tom shares Mary's views.

Bir odayı kız kardeşiyle paylaşıyor.

She shares a room with her sister.

Tom ofisini Mary ile paylaşıyor.

Tom shares his office with Mary.

Diğer kişilerle duygularını paylaşıyor musun?

Do you share your emotions with other people?

Gezegen birçok bölgeyi paylaşıyor. Bütün Hollanda

planet shares many regions. The whole Netherlands will not be

Tom erkek kardeşiyle bir oda paylaşıyor.

Tom shares a room with his brother.

Tom ve Mary onun sorumluluğunu paylaşıyor.

Tom and Mary share the responsibility for it.

Tom John ile bir daire paylaşıyor.

Tom is sharing an apartment with John.

Tom üç arkadaşı ile bir daireyi paylaşıyor.

Tom shares an apartment with three friends.

Tom erkek kardeşiyle bir yatak odasını paylaşıyor.

Tom shares a bedroom with his brother.

Onlar bir müzik için bir aşkı paylaşıyor.

They share a love for music.

Tom Boston'da John ile bir daire paylaşıyor.

Tom shares an apartment with John in Boston.

Dorenda gerçekten iyi bir kız. Kurabiyelerini benimle paylaşıyor.

Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.

Gittikçe artan sayıda evli çift ev işlerini paylaşıyor.

More and more married couples share household chores.

Sanırım Tom çevrimiçi çok fazla kişisel bilgi paylaşıyor.

- I think Tom shares too much personal information online.
- I think that Tom shares too much personal information online.

Tom ve Mary de aynı görüşü paylaşıyor mu?

Do Tom and Mary have the same opinion?

- Tom, John'la oda arkadaşı.
- Tom, John'la aynı odayı paylaşıyor.

Tom is rooming with John.

- Almanya'nın İsviçre'yle sınırı var mı?
- Almanya, İsviçreyle bir sınır paylaşıyor mu?

Does Germany share a border with Switzerland?

Daha çok şeyler hakkında aynı hisleri paylaşıyor gibi göründüğümüzden onunla anlaşmaya vardım.

I got together with her mainly because we seemed to share the same feelings about things.

Hem Kanada hem de Meksika Amerika Birleşik Devletleri ile bir sınır paylaşıyor.

- Canada and Mexico both share a border with the USA.
- Canada and Mexico are both located along the US borders.

- Tom ağabeyi ile bir oda paylaşır.
- Tom ağabeyi ile aynı odayı paylaşıyor.

Tom shares a room with his older brother.

- Bir şemsiyeyi paylaşan iki erkek öğrenci ha? Bu oldukça tuhaf bir durum.
- Bir şemsiyeyi iki erkek öğrenci mi paylaşıyor? Ne tuhaf.

Two male students sharing an umbrella? How strange.