Translation of "Başkaları" in English

0.009 sec.

Examples of using "Başkaları" in a sentence and their english translations:

Başkaları olabilir.

There may be others.

Başkaları da katılır.

Others join in.

Başkaları var mı?

Do you have any others?

Birçok başkaları vardır.

There are many others.

Başkaları ne derdi?

What would the others say?

Başkaları konuşurken bölme.

Don't cut in while others are talking.

Başkaları hakkında kötü konuşmamalısın.

You should not speak ill of others.

Başkaları Tom'un iyimserliğini paylaşıyor.

Others share Tom's optimism.

Tom tıpkı başkaları gibi.

Tom is just like everyone else.

Ama tehlikeyi sezen başkaları var.

But others can sense it.

Başkaları hakkında arkalarından kötü konuşmamalıyız.

We must not speak ill of others behind their backs.

Başkaları için adil olur muydu?

Would it be fair to the others?

Seninle birlikte başkaları var mıydı.

Were there others with you?

Başkaları iftira ederken bazıları çevirir.

Some translate while others denigrate.

Başkaları için kendinizi feda etmeyin.

Don't sacrifice yourself for other people.

Haklarından başkaları için vazgeçmiş kadınların sesi.

For women who have relinquished their rights to someone else.

Başkaları için de anlam bulmakla ilgilidir.

but also finding meaning for others as well.

Senin gibi başkaları da var mı?

Are there others like you?

Başkaları oynadı ama Tom sadece baktı.

The others played, but Tom just looked on.

Fikirlerinizi başkaları için zorlamaya çalışmamanız gerekir.

You should not try to force your ideas on others.

Başkaları için biraz saygı gösterir misiniz?

Would you please show some regard for others?

Benim konuşmalarımın hepsi başkaları tarafından yazılmaktadır.

My speeches are all written by other people.

Ve başkaları hakkında hor gören şekillerde konuşuyoruz.

and talk about the others in a category of disdain.

Fakat buzun içinde saklanan başkaları da var.

But there are others hiding within the ice.

Ama başkaları için... ...zorluklar daha yeni başlıyor.

But for others, the trials are just beginning.

Başkaları için de eşit fırsatlar yaratarak büyürler.

And they grow up creating equal opportunities for others.

Başkaları hakkında kötü konuşmamaya çok özen gösterir.

He makes a point of never speaking ill of others.

Onların arkasından başkaları hakkında kötü şeyler söyleme!

Don't say bad things about others behind their backs.

Yeni plana karşı çıkan başkaları var mı?

Does anyone oppose the new plan?

O, her zaman başkaları hakkında kötü konuşur.

She always speaks ill of others.

Başkaları için bir rol model olmak güzel.

It's nice to be a role model for others.

Başkaları hakkında her zaman kötü şeyler söylüyor.

He is always saying bad things about others.

Onun başkaları hakkında kötü konuştuğunu hiç duymadım.

I've never heard her speak ill of others.

Bu yorucu. Başkaları için kendimi öldürmek istemiyorum!

This is tiring. I don't want to kill myself for others!

Başkaları için mezar kazanlar oraya kendileri düşerler.

Those who dig a grave for others will themselves fall therein.

Onu asla başkaları hakkında kötü konuşurken duymadım.

She was never heard speaking ill of others.

O kadar agresif ki başkaları ondan kaçınıyor.

He is so aggressive that others avoid him.

Onlar bizimle ilgilendikleri zaman başkaları ile ilgileniyoruz.

We are interested in others, when they are interested in us.

O her zaman başkaları ile ilgili hata buluyor

She is always finding fault with others.

Başkaları hakkında kötü konuşmamayı kendisine prensip olarak benimsemektedir.

He makes it a rule never to speak ill of others.

Tom her zaman başkaları ile ilgili hata buluyor.

Tom is always finding fault with others.

Başkaları hakkında her zaman kötü konuşan insanlara katlanamam.

I can't stand people who always speak ill of others.

Yalnızca kendisi için yaşayan kimse, başkaları için ölüdür.

He who only lives for himself is dead to others.

O başkaları hakkında asla kötü konuşmamayı kural haline getirmektedir.

He makes it a rule never to speak badly of others.

Eğer kendinize saygınız varsa, başkaları da size saygı duyacaktır.

If you respect yourself, others will respect you.

Başkaları için antenim var ve onların nasıl hissettiklerini algılıyorum.

I have antennae for other people, and perceive how they feel.

- Başkalarının hakkında asla kötü konuşma.
- Başkaları hakkında asla kötü konuşma.

Never speak ill of others.

Başkaları ile hoşnutsuzluk içinde yaşamaktansa dünya malından vazgeçmek daha iyi.

Better to give up possessions than to live in discontent with others.

- Başkaları için mezar kazanlar orada düşerler.
- Eştiğin kuyuya kendin düşersin.

Those who dig a grave for others will fall therein.

Bay Smith başkaları hakkında kötü bir şey söylemeyecek kadar çok kibar.

Mr Smith is too polite to say anything bad about others.

Berberler binlerce yıldır yaşıyor ve başkaları bir gün bile hayatta kalamadı.

The Berbers have lived for thousands of years where others could not survive even one day.

Başkaları için kitaplar veya konuşmalar yazan bir yazar için isim nedir?

What's the name for an author who writes books or speeches for other people?

Biz başkaları ile iletişim kurmak için sözlerin yanı sıra jestler de kullanırız.

We use gestures as well as words to communicate with others.

Bazıları teknenin kaybolduğunu söyler, başkaları ise onun bir balina tarafından yutulduğunu söyler.

Some say the boat got lost, others say it was swallowed by a whale.

Bir yazar, yazmanın, kendisi için, başkaları için olduğundan daha zor olan birisidir.

A writer is somebody for whom writing is more difficult than it is for other people.

Tom, başkaları ile olan ilişkilerinde her zaman adil ve kararlı olduğundan dolayı iş dünyasında itibarlıdır.

Tom is respected in the business community because he is always fair and square in his dealings with others.

"Geçmişi ve geleceği bırak, gününü yaşa", "nasıl hissediyorsan öyle davran", "başkaları için değil kendin için yaşa", "sen de herkes kadar değerlisin, düşüncelerin ve duyguların da onlar kadar değerlidir" gibi aslında hiç de yanlış olmayan felsefi yargılar, köşe yazarlarının ve sunucuların elinde ve dilinde, toplumsal geleneklere, göreneklere, kültüre ve dile aykırı bireysel davranışların, nezaketsizliklerin, terbiyesizliklerin ve kültürsüzlüklerin yani "öğrenilmiş cehaletin" gerekçeleri olmaktadır.

Despite their truth, sayings like "carpe diem", "live for yourself" and "know your worth" have degenerated into cliches for justifying rudeness, oddness, and apathy, at the hands of TV personalities and columnists. That is what is called "educated ignorance".