Translation of "Oturdular" in English

Onlar oturdular.

They sat down.

Onlar sessizce oturdular.

They sat in silence.

Onların hepsi oturdular.

They all sat.

Şöminenin yanında oturdular.

They sat by the fireplace.

Onlar mutfakta oturdular.

They sat in the kitchen.

Bir ağacın gölgesinde oturdular.

They sat in the shade of a tree.

Onlar bütün gece oturdular.

They sat up all night.

Onlar yan yana oturdular.

They sat side by side.

Onlar ateşin yanında oturdular.

They sat down by the fire.

Onlar çardağın altına oturdular.

They sat under the pergola.

Bir ağacın altına oturdular.

They sat under a tree.

Gece kamp ateşinde oturdular.

They sat at their campfires at night.

Onlar onun yanında oturdular.

They sat down next to her.

Zil çaldığında seyirciler koltuklarına oturdular.

When the bell rang, the audience took their seats.

O büyük ağacın gölgesinde oturdular.

They sat in the shade of that big tree.

Tom ve Mary karşılıklı oturdular.

Tom and Mary sat across from each other.

Onlar mutfak masasının etrafında oturdular.

They sat down around the kitchen table.

Tom ve Mary birlikte oturdular.

Tom and Mary sat together.

Tom ve Mary koltuklarına oturdular.

Tom and Mary took their seats.

Onlar parkta bir banka oturdular.

They sat on a bench in the park.

Aile üyeleri masa etrafına oturdular.

The family members sat around the table.

Öğrenciler bir daire içinde oturdular.

The students sat in a circle.

Bütün çocuklar ateşin çevresinde oturdular.

All the children sat around the fire.

Tom ve Mary masalarına oturdular.

Tom and Mary sat at their desks.

Gece geç saatlere kadar konuşarak oturdular.

They sat up talking late at night.

Onlar bir yarım daire içine oturdular.

They sat in a semi-circle.

Tom ve Mary bankta birlikte oturdular.

Tom and Mary sat together on the bench.

Tom ve Mary otobüste birlikte oturdular.

Tom and Mary sat together on the bus.

Tom ve Mary yan yana oturdular.

Tom and Mary sat side by side.

Tom ve Mary geride uzağa oturdular.

Tom and Mary sat way in the back.

Tom ve Mary tezgahta birlikte oturdular.

Tom and Mary sat together at the counter.

Tom ve Mary piknik masasında oturdular.

Tom and Mary sat at the picnic table.

- İki âşık çay içerek yüz yüze oturdular.
- İki âşık yüz yüze oturdular,çay içtiler.

The two lovers sat face to face, drinking tea.

Onlar sanki müzikten büyülenmiş gibi sessiz oturdular.

They sat still as if they were charmed by the music.

Onlar iskambil oynamak için masanın etrafına oturdular.

They sat around the table to play cards.

Tom ve Mary koltuğun zıt uçlarında oturdular.

Tom and Mary sat at opposite ends of the couch.

Tom ve Mary kanepede yan yana oturdular.

Tom and Mary sat side by side on the sofa.

Tom ve Mary konuşarak şöminenin önünde oturdular.

Tom and Mary sat in front of the fireplace, talking.

Tom, Mary ve John mutfak masasının etrafına oturdular.

Tom, Mary and John sat around the kitchen table.

Tom ve Mary bankta oturdular, insanların yüzüşünü izlediler.

Tom and Mary sat on the bench, watching people swim.

Tom ve Mary sadece birbirlerine bakarak orada oturdular.

Tom and Mary just sat there staring at each other.

Tom ve Mary fen dersinde yan yana oturdular.

Tom and Mary sit next to one another in science class.

Tom ve Mary her zamanki saatinde yemeğe oturdular.

Tom and Mary sat down to dinner at the usual time.

Tom ve Mary inşaat merdivenlerine oturdular ve konuştular.

Tom and Mary sat on the building steps and talked.

Tom, Mary, John ve Alice ateşin etrafında oturdular.

Tom, Mary, John and Alice sat around the fire.

Konser salonunun ön sırasında oturdular ve orkestrayı açıkça duydular.

They sat in the front row of the concert hall and heard the orchestra clearly.

Tom ve Mary birbirleriyle konuşarak parkta bir bankta oturdular.

Tom and Mary sat on a bench in the park talking to each other.

Tom ve Mary, John'un üç sıra arkasına birlikte oturdular.

Tom and Mary sat together three rows behind John.

Tom ve Mary kanepede oturdular, bir fotoğraf albümüne göz attılar.

Tom and Mary sat on the couch, flipping through a photo album.

Tom ve arkadaşları ateşin etrafına oturdular, iyi eski günlerden bahsettiler.

Tom and his friends sat around the fire, talking about the good old days.

Tom ve Mary pencerenin yanında iki kişilik bir masaya oturdular.

Tom and Mary sat at a table for two near the window.

Tom ve Mary öğle yemeklerini yerken boyanmamış bir piknik masasında oturdular.

Tom and Mary sat at an unpainted picnic table eating their lunch.

- Onlar çime oturdular, gitar çalıyorlardı ve şarkı söylüyorlardı.
- Çimlere oturmuş, ukulele çalıp, şarkı söylüyorlardı.

They sat on the grass, playing ukulele and singing.