Translation of "Altına" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Altına" in a sentence and their japanese translations:

- Ben masanın altına saklandım.
- Masanın altına saklandım.

- 私はテーブルの下に隠れた。
- 私は机の下に隠れた。

Yatağın altına saklandım.

私はベッドの下にかくれた。

- Oyuncaklarını yatağın altına sakladı.
- Oyucaklarını yatağın altına gizledi.

彼はおもちゃをベッドの下に隠した。

Ve yer altına kilitliyorlardı.

地下に閉じ込められて いるのです

Anayasada güvence altına alınmış.

憲法にも記された重要な概念です

Termometre sıfırın altına düştü.

寒暖計は零下に下がった。

Giderleri kontrol altına almalıyız.

我々は費用を切り下げなければならない。

Tom masanın altına saklandı.

トムはテーブルの下に隠れた。

Bir ağacın altına sığındık.

木陰で雨宿りをした。

Kitabı ceketinin altına sakladı.

彼はその本を上着の下に隠した。

Bir ağacın altına oturdular.

彼らは木の下に座った。

Parayı alıp altına yatırmıştım.

金投資をしていました

Tom yatağın altına saklandı.

トムはベッドの下に隠れた。

- Keçi yavrusunun altına bir ateş yakmalısın.
- Oğlağın altına bir ateş yakmalısın.

- お子さんに少し発破を掛けろ。
- お子さんに少し、発破をかけた方がいいですよ。

Yani timsahları mercek altına aldık;

現存する生物の中で 最も近い親戚です

Yerin altına, okyanusun derinliklerine saklayabiliriz.

土壌の地下深く あるいは 海中に運ばれ 貯蔵することもできるでしょう

Masamın altına bir kilim koydum.

机のしたにカーペットを敷いた。

Termometreler çoğunlukla sıfırın altına iner.

寒暖計はしばしば零度以下になる。

Tom duygularını kontrol altına aldı.

トムは自分の感情をぐっと抑えた。

O, peçeteyi çenesinin altına sıkıştırdı.

彼はあごの下にナプキンをはさみ込んだ。

Bizim ilerleme kontrol altına alındı.

我々の前進は阻まれた。

Sen bir ağacın altına sığındın.

君は木の下へ避難した。

Tom kendini masanın altına sakladı.

トムはテーブルの下に隠れた。

Şemsiyenin altına girmeme izin ver.

傘に入れてください。

Masanın altına madeni para yuvarlandı.

- 硬貨が机の下に転がり込んだ。
- コインが机の下に転がってったんだよ。

O, durumu kontrol altına alabilir.

彼女は状況をつかむことができる。

Vadinin altına geçip dağlara ulaşmalıyım. Ah!

でも谷を抜けて 山へ行かなきゃ おっと

Kargaşa her yeri etkisi altına aldı,

世界は混乱に苦しんでいる

Kargaşa her yeri etkisi altına aldı!

世界が混乱に苦しんでいる!

Altına hücum döneminde binlerce insan ölmüş.

ゴールドラッシュ時代に 大勢が死んだ

Şimşek çaktığında köpek yatağın altına saklandı.

- 稲妻が走るたびに、犬はベッドの下に隠れた。
- 稲妻が光るたびに、犬はベッドの下に身を隠した。

Tom anında durumu kontrol altına aldı.

トムは直ちに事態を掌握した。

Sıcaklık dün gece sıfırın altına düştü.

昨晩は零度以下に下がった。

Tom'un ayakkabılarından birinin altına sakız yapışmıştı.

トムは靴の底にガムがくっついたままだった。

Yapacağı ilk şey kaputun altına bakmak olur

修理工が最初にすることは ボンネットを開けて見ることです

Bunu altına koyup bir testere gibi kullanacaksınız.

下に入れて摩擦のこ盤にする

Ve kocaman, zehirli bir anemonun altına gizlendi.

‎有毒の巨大イソギンチャクを ‎隠れみのにした

Ceketinin altına bir kazak giysen iyi olur.

上着のしたにセーターを着た方がよい。

Öfkemi daha fazla kontrol altına alabileceğimi sanmıyorum.

もうこれ以上怒りを押さえておくことはできそうもない。

Onların yangını kontrol altına alması şafaktan önceydi.

彼らが火事を消し止めたのは夜明け前だった。

Geçen yıl etekler tam dizlerin altına uzandı.

昨年のスカートは膝のすぐしたまでだった。

Ben bir ağacın altına sığınmak zorunda kaldım.

木の下で雨宿りしなければなりませんでした。

Bu çantayı koltuğun altına koymam gerekiyor mu?

このバッグは座席の下に置いた方がいいですか。

- Sorunları ele almalıyız.
- Sorunları denetimimiz altına almalıyız.

こちらで直接やったほうがいい。

Bir valizin içine konmuş ve evin altına gömülmüştü.

自宅の下に埋められていた スーツケースの中から発見されました

Kirliliklerini kontrol altına alıp savaşa önderlik etmeleri gerekiyor.

自らの大気汚染を抑制し 闘いを率いていかねばなりません

Altına ihtiyacım yok. Ben sadece nihai gerçeği arıyorum.

私は金を必要としません、私は究極的な真実を捜すだけです。

Akrepler her zaman çalıları ve taşların altına saklanmayı severler.

サソリは茂みが好きだし 岩の下にかくれてる

Bu tür büyükçe taşların altına da bakmaya devam edeceğiz.

こういう大きな岩を ひっくり返そう

Çiftleşme sona erdi. Yumurtalarını bırakmak için yerin altına gidiyor.

‎交尾が終わると ‎メスは地中に潜り産卵する

Lannes'ın eski rakibi Mareşal Bessières geçici komutası altına alındı.

ランヌの古いライバルであるベシエール元帥は、彼の一時的な指揮下に置かれました。

Uygar bir insanın derisinin altına bakarsanız bir barbar bulursunuz.

文明人も一皮むけば野蛮人。

Yağmur yağmaya başladı bu yüzden arkadaşımın şemsiyesinin altına geçtim.

雨が降ってきたので友達の傘の中に入った。

Yağmur yağmaya başladı, bu yüzden arkadaşımın şemsiyesinin altına sığındım.

雨が降ってきたので友達の傘の中に入った。

Tam din özgürlüğü tüm insanlar için güvence altına alınmıştır.

完全な宗教の自由が万人に保証されている。

Akrepler her zaman küçük çalıların ve taşların altına saklanmayı severler.

サソリは茂みが好きだし 岩の下にかくれてる

Sağa gitmeye karar verirsek parlak güneşin altına çıkma riskine gireriz.

右に進めば 太陽にさらされる危険がある

Bunun yerine zorla emekliye ayrıldı ve polis gözetimi altına alındı.

代わりに、彼は引退を余儀なくされ、警察の監視下に置かれました。

ön taraftan parçalanmak ve basınç altına almak Kuşatılmış Rus müttefikleri.

東部のロシア軍の負担軽減を目標に 一気に戦線を押し込んだ

Yangın kontrol altına alınmadan önce önce bir süre devam etti.

火事は鎮火するまでかなりの間燃え続けていた。

Bakın, bu büyük taşların altına bakmaya devam edeceğiz. Bunun altındakine bakın.

大きな岩を ひっくり返してみよう 何がいるかな

O akşam bahşişimi masada başaşağı bıraktığım bir kahve fincanının altına bıraktım.

その晩私はテーブルの上で逆さにしたコーヒーカップの下にチップを置いて出た。

"Sağlık yetkilileri endişe verici bir SARS salgınını kontrol altına almaya çalışıyor"

”保健当局は SARSの流行について 事態を把握しきれず…”

Siyasi açıdan şüpheli bu generallerle olan bağları Berthier'in kendisini mercek altına aldı.

」の間、 これらの政治的に疑わしい将軍との関係は、ベルティエ自身を脚光を浴びさせました。

1810'da Portekiz'in işgali için Mareşal Masséna'ya katıldı, ancak komutası altına alınmaktan

ました。 1810年、彼はポルトガル侵攻のためにマセナ元帥に加わりましたが 、彼の指揮下に置かれることに

- Düşünce özgürlüğü anayasa tarafından garanti altına alınmıştır.
- Düşünce özgürlüğü anayasal güvenceye alınmıştır.

思想の自由は憲法で保証されている。

Bakın, şu çıkıntı yapan kayalığın altına sığınabiliriz. İhtiyacınız olan bu, sadece güneşten kaçıp gölgeye girmek.

あの岩の露頭の下を 避難場所にできる 日陰に入って太陽から 逃げられれば十分だよ

Aşağı Elbe Nehri'ni ve Napolyon'un stratejik kuzey kanadını güvence altına alan sert ve etkili bir Hamburg valisiydi

エルベ川下流とナポレオンの戦略的な北側の側面を確保していました。彼は新しい 第13軍団

Bir avukatın zor bir durumda küçük konularda bile her taşın altına bakması ve aynı konuda sonuca ulaşmak için ısrarla belirtmesi önemlidir.

弁護士というものは、苦境を切り抜けるために、ささいな点についても徹底して調べ、同じことを反覆して調べてみることが大切である。