Translation of "Altına" in Dutch

0.005 sec.

Examples of using "Altına" in a sentence and their dutch translations:

- Ben masanın altına saklandım.
- Masanın altına saklandım.

Ik heb me onder de tafel verstopt.

Altına imzamı atarım.

Daar ben ik het helemaal mee eens.

Masanın altına saklandı.

- Hij verstopte zich onder de tafel.
- Hij verschool zich onder de tafel.
- Hij verschuilde zich onder de tafel.

Ve yer altına kilitliyorlardı.

en hielden het zo onder de grond.

Tom masanın altına saklandı.

Tom verstopte zich onder de tafel.

Buranın altına adını yaz.

Schrijf je naam hier op.

O anestezi altına girmiştir.

Hij werd onder narcose gebracht.

Kedim masanın altına geliyordu.

Mijn kat kwam onder de tafel vandaan.

Tom yatak altına saklıyor.

Tom verstopt zich onder het bed.

Elbiselerimin altına mayomu giyiyorum.

Ik draag mijn badpak onder mijn kleren.

Yani timsahları mercek altına aldık;

die nauw verwant zijn aan de dino's

Yangın, çabucak kontrol altına alınmıştı.

De brand was vlug onder controle.

Ayakkabımı çıkarıp yatağın altına koydum.

Ik trok mijn schoenen uit en plaatste ze onder het bed.

Daha çok altına ihtiyacım var.

Ik heb meer goud nodig.

Noel hediyelerini ağacın altına koyduk.

We hebben de kerstcadeautjes onder de boom gelegd.

Masanın altına madeni para yuvarlandı.

Er rolde een muntje van het bureau.

O niçin masanın altına saklanıyor?

Waarom verstopt hij zich onder de tafel?

Gürültü, çabucak kontrol altına alınmıştı.

Het lawaai was snel onder controle.

Vadinin altına geçip dağlara ulaşmalıyım. Ah!

Ik moet de vallei door, de bergen in.

Kargaşa her yeri etkisi altına aldı,

Onheil in het land!

Kargaşa her yeri etkisi altına aldı!

Onheil in het land!

Altına hücum döneminde binlerce insan ölmüş.

Duizenden mensen stierven tijdens de goudkoorts.

Sıcaklık dün gece sıfırın altına düştü.

De temperatuur is vannacht onder nul gedaald.

Tom büyük bir taşın altına gizlendi.

Tom verschool zich onder een grote steen.

Tom, hediyeleri Noel ağacının altına koydu.

Tom heeft de cadeaus onder de kerstboom gelegd.

Tom Noel ağacının altına hediyeler koydu.

Tom heeft wat cadeautjes onder de kerstboom gelegd.

Yapacağı ilk şey kaputun altına bakmak olur

dan is het eerste wat ze doen onder de motorkap kijken.

Bunu altına koyup bir testere gibi kullanacaksınız.

Leg het eronder en gebruik het als een wrijvingszaag.

Ve kocaman, zehirli bir anemonun altına gizlendi.

...en verbergt zich onder een grote, giftige anemoon.

Kirliliklerini kontrol altına alıp savaşa önderlik etmeleri gerekiyor.

hun vervuiling inperken en de strijd leiden -

Polis sorgulama için birçok şüpheliyi göz altına aldı.

De politie hield enkele verdachten aan voor verhoor.

Tom yatağının altına saklandı, ama annesi onu buldu.

Tom verstopte zich onder zijn bed, maar zijn moeder heeft hem gevonden.

Akrepler her zaman çalıları ve taşların altına saklanmayı severler.

En schorpioenen houden ervan zich in bosjes en onder rotsen te verstoppen.

Bu tür büyükçe taşların altına da bakmaya devam edeceğiz.

We blijven rotsen zoals deze omrollen.

Çiftleşme sona erdi. Yumurtalarını bırakmak için yerin altına gidiyor.

Als het paren voorbij is, legt ze onder de grond haar eitjes...

Uygar bir insanın derisinin altına bakarsanız bir barbar bulursunuz.

Kijk onder de huid van een geciviliseerd mens en je vindt een barbaar.

- Yönetimi ele geçir.
- Kontrolü ele al.
- Kontrol altına alın.

- Neem de controle.
- Neem de controle over.

Bunu kimin yaptığını bulmak için her taşın altına bakacağım.

Ik zal geen steen op de andere laten tot ik gevonden heb wie dat gedaan heeft.

Yağmur yağmaya başladı bu yüzden arkadaşımın şemsiyesinin altına geçtim.

Het begon te regenen. Daarom ben ik maar onder mijn vriends paraplu gekropen.

Bunu derinizin altına enjekte etmem için iğne kullanmam gerekiyor.

- Ik moet een naald gebruiken om dit onder je huid te spuiten.
- Ik moet een naald gebruiken om dit onder uw huid te spuiten.

Akrepler her zaman küçük çalıların ve taşların altına saklanmayı severler.

En schorpioenen houden ervan zich in bosjes en onder rotsen te verstoppen.

Sağa gitmeye karar verirsek parlak güneşin altına çıkma riskine gireriz.

Of we besluiten naar rechts te gaan... ...waar we blootgesteld worden aan de zon.

ön taraftan parçalanmak ve basınç altına almak Kuşatılmış Rus müttefikleri.

om door de voorkant te breken en druk van hun belegerde Russische bondgenoot af te nemen.

Bakın, bu büyük taşların altına bakmaya devam edeceğiz. Bunun altındakine bakın.

We blijven rotsen zoals deze omrollen. Kijken wat eronder zit.

1810'da Portekiz'in işgali için Mareşal Masséna'ya katıldı, ancak komutası altına alınmaktan

In 1810 voegde hij zich bij maarschalk Masséna voor de invasie van Portugal, maar hij had er een diepe hekel aan

Bakın, şu çıkıntı yapan kayalığın altına sığınabiliriz. İhtiyacınız olan bu, sadece güneşten kaçıp gölgeye girmek.

We kunnen beschutting vinden onder deze stenige uitsparing. Meer heb je niet nodig, even weg van de zon in de schaduw.

Ev sahibi mükemmel Rusça konuştu ve bizim rahat olduğumuzu ve iyi bakıldığımızı garanti altına almak için özel bir çaba sarf etti.

De eigenaar sprak fantastisch Russisch en deed speciale moeite om ons op ons gemak te stellen en te garanderen dat we in goede handen waren.

- Ailemin şerefine leke sürdüm.
- Ailemin gururuyla oynadım.
- Ailemin itibarını iki paralık ettim.
- Ailemin saygınlığına gölge düşürdüm.
- Ailemin onurunu kırdım.
- Ailemin namusunu kirlettim.
- Ailemin izzetine halel getirdim.
- Ailemin haysiyetini ayaklar altına aldım.

Ik heb mijn familie onteerd.