Translation of "Omuz" in English

Başarmak için omuz omuz gitmeliyiz.

To succeed we must go shoulder to shoulder.

Saçları omuz hizasında.

She has shoulder-length hair.

Tom omuz silkti.

Tom shrugged.

Ben omuz silktim.

I shrugged.

Saçımı omuz hizasında kestirdim.

I have had my hair cut shoulder length.

Omuz uzunluğunda keser misiniz?

Could you cut it shoulder length?

Bir kardeş omuz gibidir.

A brother is like a shoulder.

Omuz kasların gerçekten sıkı.

Your shoulder muscles are really tight.

Ben sadece omuz silktim.

I just shrugged.

Omuz masajı ister misiniz?

Would you like a shoulder massage?

Onlar omuz omuza güreş tutuyorlar.

They are wrestling shoulder to shoulder.

Deri bir omuz çantası arıyorum.

I'm looking for a leather shoulder bag.

"Omuz çantam nerede?" "Sandalyenin üstünde."

"Where is my satchel?" "It's on the chair."

Tom'un omuz uzunluğunda saçı var.

Tom has shoulder-length hair.

Omuz kol ve gövdeyi birleştirir.

The shoulder joins the arm to the torso.

Tom az önce omuz silkti.

Tom just shrugged.

- Tom'un omuz hizasında, kahverengi saçı var.
- Tom'un omuz hizasında, kahverengi saçları var.

Tom has shoulder-length brown hair.

Bize omuz verme zamanının geldiğini düşünüyorum.

it is time for us to lean in.

Mary oturdu ve omuz çantasını açtı.

Mary sat down and opened her shoulder bag.

Kız kardeşimin omuz hizasında saçı var.

My sister has shoulder-length hair.

Tom'un omuz hizasında kırmızıya boyanmış saçları var.

Tom has shoulder-length hair dyed red.

Tom ve Mary birbirine baktı ve omuz silkti.

Tom and Mary looked at each other and shrugged.

Tom başka bir omuz silkme ile cevap verdi.

Tom answered with another shrug.

- Tom omuzda durmayı seven bir kedi.
- Tom omza çıkmaktan hoşlanan bir kedi.
- Tom omuz kedisidir.

Tom is a shoulder cat.