Translation of "Saçları" in English

0.007 sec.

Examples of using "Saçları" in a sentence and their english translations:

Saçları açılıyor.

His hairline is receding.

Saçları seyreliyor.

His hair is thinning.

Piotr'un saçları siyahtır ama Lech'in saçları sarıdır.

Piotr has black hair but Lech has blond hair.

Saçları omuz hizasında.

She has shoulder-length hair.

Onun saçları karmaşıktı.

Her hair was tangled.

Babamın saçları ağarıyor.

My father is becoming gray.

Gri saçları vardı.

- He had grey hair.
- He had gray hair.

Saçları beyaza dönüştü.

His hair has turned white.

Sami'nin saçları dökülüyor.

Sami's hair fell out.

Saçları yüzünü gizledi.

Her hair hid her face.

Saçları yüzünü gizliyordu.

Her hair was hiding her face.

Tom'un saçları döküldü.

Tom's hair has fallen out.

Koyu kahverengi saçları vardı.

He had dark brown hair.

Geçen sene saçları uzundu.

His hair was long last year.

Maria'nın uzun saçları var.

Maria has long hair.

On yaşındayken saçları beyazladı.

At ten years old his hair turned grey.

Uzun, kıvırcık saçları var.

She has long, curly hair.

Onun itaatsiz saçları var.

He has unruly hair.

Saçları omzunun üzerinden düştü.

Her hair fell over her shoulder.

Tom'un saçları arkaya taranmıştı.

Tom's hair was slicked back.

Emily'nin sarı saçları var.

Emily has blonde hair.

Tom'un dalgalı saçları var.

Tom has wavy hair.

Tom'un koyu saçları var.

- Tom has dark hair.
- Tom's hair is black.

Emily'nin kahverengi saçları var.

Emily has brown hair.

Tom'un beyaz saçları var.

Tom has white hair.

Çocukların sarı saçları var.

The children have blonde hair.

Tom'un yağlı saçları var.

Tom has greasy hair.

Saçları sarı, gözleri mavi.

She has blonde hair and blue eyes.

Onun çok uzun saçları var.

She has very long hair.

Kuzenimin sarışın kıvırcık saçları var.

- My cousin has blonde curly hair.
- My cousin has curly blonde hair.

Kız kardeşimin saçları omuzlarına ulaşıyor.

- My sister's hair reaches to her shoulders.
- My sister has shoulder-length hair.
- My sister's hair reaches her shoulders.

Mary'nin uzun güzel saçları var.

Mary has beautiful long hair.

Onun uzun saçları rüzgârda uçuştu.

Her long hair blew in the wind.

Mary'nin kumlu sarı saçları vardır.

Mary has sandy blonde hair.

Mary'nin pürüzsüz, parlak saçları vardır.

Mary has smooth, shiny hair.

Bu genç adamın saçları mavi.

This young man has blue hair.

Tom'un açık kahverengi saçları var.

Tom has light brown hair.

Tom'un kızıl saçları olduğunu düşündüm.

- I thought Tom had red hair.
- I thought that Tom had red hair.

Tom'un koyu kahverengi saçları var.

Tom has dark brown hair.

Onun platin sarısı saçları var.

She has platinum blonde hair.

Saçları yere ulaşacak kadar uzundu.

Her hair was so long as to reach the floor.

Jeannie'nin saçları gözlerinden daha maviydi.

Jeannie's hair was bluer than her eyes.

Onun uzun sarı saçları vardı.

She had long blond hair.

Lidia'nın sarı düz saçları var.

Lidia has blonde straight hair.

Mary'nin beline kadar saçları var.

Mary has hair down to her waist.

Onun saçları ateş kadar kırmızıydı.

Her hair was as red as fire.

Tom'un uzun, kıvırcık saçları vardır.

Tom has long, curly hair.

Şüphelinin koyu renkli saçları var.

The suspect has dark hair.

Leyla'nın dağınık kısa saçları vardı.

Layla had messy short hair.

Leyla'nın koyu renk saçları vardı.

Layla had dark hair.

Mary'nin parlak pembe saçları var.

Mary has bright pink hair.

Mary'nin uzun kahverengi saçları var.

Mary has long brown hair.

Tom'un kısa kahverengi saçları var.

Tom has short brown hair.

Tom'un artık kısa saçları var

Tom has short hair now.

Tom'un gür, sarı saçları var.

Tom has thick blond hair.

Saçları sahici olmalı, ek saç olmamalı."

must have real hair, no extensions."

Onun uzun sarı saçları rüzgârda uçuştu.

Her long blond hair blew in the wind.

Saçları beline inen bir kız gördüm.

I saw a girl whose hair came down to her waist.

- Koyu kahverengi saçları vardı.
- Saçı kahverengiydi.

His hair was brown.

Mary'nin uzun, altın sarısı saçları var.

Mary has long golden hair.

Mary'nin kısa, kıvırcık kahverengi saçları var.

Mary has short, curly brown hair.

Tom'un kırmızı saçları ve çilleri var.

Tom has red hair and freckles.

Tom saçları ağarmış, yaşlı bir adamdır.

Tom is a grizzled old man.

Bütün Asyalıların siyah saçları var mı?

Do all Asians have black hair?

Tom'un dalgalı ve siyah saçları var.

Tom has dark wavy hair.

Onun saçları sarı ve o genç görünüyor.

His hair is blond and he looks young.

Tom'un da Mary'nin de saçları at kuyruğu.

- Tom and Mary both have ponytails.
- Both Tom and Mary have ponytails.

Onun saçları orijinal uzunluğu kadar tekrar büyüdü.

Her hair grew back to it's original length.

- Tom'un gri saçı var.
- Tom'un saçları kır.

Tom has gray hair.

Onunla ilk tanıştığımda Tom'un uzun saçları vardı.

Tom had long hair when I first met him.

Tom'un omuz hizasında kırmızıya boyanmış saçları var.

Tom has shoulder-length hair dyed red.

Onu son görüşümden sonra Tom'un saçları ağardı.

Tom's hair has turned gray since I last saw him.

Ayrıca Felicja'nın da sarı düz saçları var.

Also Felicja has blonde straight hair.

Tom'un mavi gözleri ve kıvırcık saçları var.

Tom has blue eyes and curly hair.

Tom'un tıpkı babasınınki gibi kıvırcık saçları var.

Tom has curly hair just like his father.

Tom'un giderek artan sayıda gri saçları var.

Tom has more and more gray hair.

Tom kel kalmadan önce kızıl saçları vardı.

Tom had red hair before he went bald.

Duyduğum kadarıyla, beyaz gözleri ve kızıl saçları vardı.

I had heard their eyes were white, their hair was red.

Onun saçları kırmızımsı. Bu yüzden onun lakabı Havuç.

- She has reddish hair, whence comes her nickname "Carrot".
- She has reddish hair. That's why her nickname is Carrot.

O siyah saçları ve koyu renkte gözleri vardı.

She had black hair and dark eyes.

- Maria'nın uzun saçı var.
- Maria'nın uzun saçları var.

Maria has long hair.

- Tom'un saçı ne renk?
- Tom'un saçları ne renk?

What's the color of Tom's hair?

Mary'nin uzun sarı saçları ve mavi gözleri var.

Mary has long blond hair and blue eyes.

Afrika'da kadınların daha kısa ve kıvırcık saçları var.

Women in Africa have shorter and curlier hair.

Tom banyodan henüz çıktı ve saçları hâlâ ıslak.

Tom just got out of the bath and his hair is still wet.

Anne'in kızıl saçları ve ateşli bir öfkesi vardı.

Anne had red hair and a fiery temper.

Tom'un uzun sarı saçları ve mavi gözleri var.

Tom has long blond hair and blue eyes.

İnsanlar dişleri olmadan, saçları olmadan, hayalleri olmadan doğarlar. Ve aynı şekilde ölürler: dişleri olmadan, saçları olmadan ve hayalleri olmadan.

Man is born without teeth, without hair, and without illusions. And he dies the same way: without teeth, without hair, and without illusions.

Ek saçları olabilir, orta esmerden açık ten rengine doğru."

can have extensions, must be medium to light skin toned."

İsveç'teki herkesin sarı saçları ve mavi gözleri mi var?

Does everyone in Sweden have blonde hair and blue eyes?

Onun koyu renk saçları ve koyu renk gözleri vardır.

He has dark hair and dark eyes.

Onun koyu renk gözleri ve koyu renk saçları var.

He has dark eyes and dark hair.

Onun dalgalı kahverengi saçları ve koyu renk gözleri var.

He has wavy brown hair and dark eyes.

Hem Mary hem de Alice'in çok uzun saçları var.

Both Mary and Alice have very long hair.

Onun uzun ve düzensiz saçları bir aslan yelesine benzerdi.

- His long and untidy hair was similar to a lion's mane.
- His long, untidy hair resembled a lion's mane.

Kırmızı saçları var bu yüzden ona "Havuç" lakabını taktılar.

She has red hair, so they gave her the nickname "Carrot".