Translation of "Olmalıyız" in English

0.008 sec.

Examples of using "Olmalıyız" in a sentence and their english translations:

- Katı olmalıyız.
- Kararlı olmalıyız.

We must be firm.

Dikkatli olmalıyız.

- We must be cautious.
- We must be careful.

Dürüst olmalıyız.

We need to be honest.

Adil olmalıyız.

We must be fair.

Arkadaş olmalıyız.

We should be friends.

Ortak olmalıyız.

We should be partners.

Orada olmalıyız.

We should be there.

Birlikte olmalıyız.

We should be together.

Proaktif olmalıyız.

We need to be proactive.

Emin olmalıyız.

We should be confident.

Umutlu olmalıyız.

We have to have hope.

İrtibatta olmalıyız.

We should keep in touch.

Sizinle olmalıyız.

We should be with you.

Onlarla olmalıyız.

We should be with them.

Onunla olmalıyız.

We should be with him.

Zamanında olmalıyız.

We have to be on time.

- Biz yakında orada olmalıyız.
- Yakında orada olmalıyız.

We should be there soon.

Eksikliklerimizin farkında olmalıyız.

We should be conscious of our shortcomings.

Geleneklere saygılı olmalıyız.

We must have respect for tradition.

Biz sakin olmalıyız.

We must keep calm.

Daha konuşkan olmalıyız.

We should be more talkative.

Daha dikkatli olmalıyız.

We need to be more careful.

Biz hazırlıklı olmalıyız.

- We have to be prepared.
- We need to be prepared.

Bak, dikkatli olmalıyız.

Look, we must be careful.

Bence dikkatli olmalıyız.

I think we have to be very careful.

Burada güvende olmalıyız.

We should be safe in here.

Birbirimize destek olmalıyız.

We've got to stick together.

Biz arkadaş olmalıyız.

We got to be friends.

Sadece yaratıcı olmalıyız.

We just need to be creative.

Biz iyi olmalıyız.

We should be fine.

Çok dikkatli olmalıyız.

We should be very careful.

Buna konsantre olmalıyız.

We must concentrate on that.

Yardım ediyor olmalıyız.

We should be helping.

Yakında evde olmalıyız.

We should be home soon.

Tom'la birlikte olmalıyız.

We should be with Tom.

Takip ediliyor olmalıyız.

- We must've been followed.
- We must have been followed.

Sigortayı attırmış olmalıyız.

- We must've blown a fuse.
- We've probably blown a fuse.
- We must have blown a fuse.

Şimdi ayrılıyor olmalıyız.

We must be leaving now.

Tom'la konuşuyor olmalıyız.

We should be talking to Tom.

Şimdi gidiyor olmalıyız.

We must be going now.

Biz kazanan olmalıyız.

We should be winning.

Çok ilgili olmalıyız.

We should be very concerned.

Biz sessiz olmalıyız.

We must keep quiet.

Biz gidiyor olmalıyız.

- We need to get going.
- We need to be going.
- We need to get away.

Orada Tom'la olmalıyız.

We should be there with Tom.

Çok sessiz olmalıyız.

We need to be very quiet.

Onlarla konuşuyor olmalıyız.

- We should be talking to them.
- We should talk to them.

Onunla konuşuyor olmalıyız.

- We should be talking to him.
- We should talk to him.

Kesinlikle emin olmalıyız.

We must be absolutely sure.

Azalttığımızdan emin olmalıyız.

that we reduce the negative impact of racial stereotyping.

Hepimiz minnettar olmalıyız.

We should all be grateful.

Bence dahil olmalıyız.

- I think we should get involved.
- I think that we should get involved.

Yakında Boston'da olmalıyız.

We should be in Boston soon.

Neye konsantre olmalıyız?

What should we concentrate on?

- Bir şeyi atlamış olmalıyız.
- Bir şeyi gözden kaçırmış olmalıyız.

- We must have missed something.
- We must've missed something.

Baksanıza. Biraz dikkatli olmalıyız.

Ah, look. Be a bit careful with him.

Tehlikeler için tetikte olmalıyız.

We must be alert to dangers.

Yaşlılara karşı saygılı olmalıyız.

We should be considerate to the old.

Biz daha organize olmalıyız.

We should get more organized.

Yanlış yola girmiş olmalıyız.

- We must've taken the wrong road.
- We must have taken the wrong road.

Sanırım sadece arkadaş olmalıyız.

I think we should just be friends.

Biz şimdi güvende olmalıyız.

We should be safe now.

Bir şey kaçırıyor olmalıyız.

We must be missing something.

Başka bir yerde olmalıyız.

We should be someplace else.

Zaman kaybetmeden orada olmalıyız.

We should be there in no time.

Biz birbirimize yardımcı olmalıyız.

We ought to help each other.

Bence birbirimize destek olmalıyız.

I think we should stick together.

Hepimiz çok şanslı olmalıyız.

- We all should be so lucky.
- We should all be so lucky.

Şimdiye kadar ölmüş olmalıyız.

We should be dead by now.

Onun olmayacağından emin olmalıyız.

We've got to make sure that doesn't happen.

Birbirimize karşı nazik olmalıyız.

We should be kind to each other.

Ne zaman orada olmalıyız?

What time should we be there?

Ne zaman hazır olmalıyız?

What time should we be ready?

Başka ne yapıyor olmalıyız?

What else should we be doing?

Her zaman hazır olmalıyız.

We must always be ready.

Seninle birlikte orada olmalıyız.

We should be there with you.

Onlarla birlikte orada olmalıyız.

We should be there with them.

Onunla birlikte orada olmalıyız.

We should be there with him.

Sanırım onlara yardımcı olmalıyız.

I think we should help them.

Sanırım sana yardımcı olmalıyız.

I think we should help you.

Sanırım ona yardımcı olmalıyız.

I think we should help him.

Onlar için mutlu olmalıyız.

We should be happy for them.

Tom için mutlu olmalıyız.

We should be happy for Tom.

Yakında geri yolda olmalıyız.

We should be back on the road soon.

Sorun için hazırlıklı olmalıyız.

We need to be prepared for trouble.