Translation of "Adil" in English

Adil görünüyor.

- That sounds fair.
- That sounds great.

Adil ol.

Be fair.

Adil değil.

- It's not fair!
- It's not fair.
- It isn't fair.

O adil.

It's fair.

Adil değildi.

It wasn't just.

Adil olmalıyız.

We must be fair.

Bu adil.

This is just.

Adil mi?

- Is that fair?
- Is it just?
- Is that just?
- Is it fair?

Adil olabilirim.

I can be fair.

- Adil antropolojiyi sever.
- Adil antropolojiden hoşlanır.

Adil likes anthropology.

- Adil bir argümandı.
- Adil bir tartışmaydı.

It was a fair argument.

Adil görünen insanlar bazen hiç adil değildirler.

People that look fair are sometimes not fair at all.

- Tüm kanunlar adil midir?
- Tüm yasalar adil midir?
- Bütün yasalar adil mi?

Are all laws just?

Ama adil başlarken

But while we start off fair ...

Bu adil değil.

- This isn't fair.
- This is not fair.

Hayat adil değil.

- Life isn't fair.
- Life is not fair.

Onun isteği adil.

His request is fair.

Kırıcı ama adil.

It's harsh, but fair.

O yeterince adil.

That's fair enough.

Hiç adil değil.

It's just not fair.

Adil olmak istiyoruz.

We want to be fair.

Sanırım o adil.

I think that's fair.

Adil olmaya çalışıyorum.

I'm trying to be fair.

Çok adil görünmüyor.

It doesn't seem very fair.

Bu adil olmazdı.

- That would be unfair.
- It wouldn't be fair.
- That wouldn't be fair.

Bu adil olur.

That would be fair.

Herkese adil davranmalısın.

You should treat everyone fairly.

Sadece adil değil.

It just isn't fair.

Sen adil değilsin.

You aren't being fair.

Tom adil değildi.

Tom was unfair.

Tom adil görünüyor.

Tom seems fair.

Sen adil misin?

Are you fair?

O tamamen adil.

That's perfectly legal.

Bu adil görünüyor.

This seems fair.

O adil değil.

- That's unfair.
- That is unfair.

Tom adil davranmıyor.

Tom isn't being fair.

Ne adil değil?

What's not fair?

Tom adil değil.

- Tom is unfair.
- Tom isn't fair.

O sadece adil.

It's only fair.

Çok adil değil.

- It's so unfair.
- It's so unfair!

O adil görünüyor.

That seems fair.

Bu sadece adil.

That's only fair.

Bu adil görünmüyor.

It doesn't seem fair.

Sen adil değildin.

You weren't fair.

Sen adil olmuyorsun.

You're not being fair.

Yaşam adil değildir.

- Life isn't fair.
- Life's not fair.
- Life is not fair.

Yasalar adil olmalı.

Laws ought to be fair.

Bu adil değil!

- That's not fair.
- It's not fair!
- That's not fair!

Adil şekilde cezalandırıldı.

He was rightly punished.

Tom adil davranmıyordu.

Tom wasn't being fair.

Tom adil olmalı.

Tom needs to be fair.

Tom'a adil davranılıyor.

Tom is being treated fairly.

- Bunun adil olduğunu sanmıyorum.
- Onun adil olduğunu sanmıyorum.

- I don't think that's fair.
- I don't think that that's fair.

- Tüm yasalar adil değildir.
- Tüm kanunlar adil değildir.

Not all laws are just.

- Bu yasa adil değil.
- Bu kanun adil değil.

This law is unjust.

- Tom adil bir muamele görmedi.
- Tom'a adil davranılmadı.

- Tom was treated unfairly.
- Tom wasn't treated fairly.

- Adil görünmüyor, değil mi?
- Bu adil görünmüyor, değil mi?

It doesn't seem fair, does it?

- Bu hiç de adil değil.
- Bu açıkça adil değil.

This is patently unfair.

- Onun adil olduğunu sanmıyorum.
- Onun adil olduğunu hiç sanmıyorum.

- I don't think that's fair at all.
- I don't think that that's fair at all.

Bu hiç adil değil.

It's not fair.

Davadaki hakim adil değildi.

The judge in the case was not fair.

Bu çok adil değil.

This is so unfair.

Selam. O adil değil.

Hey. That's not fair.

Bunu adil olmadığını biliyorsun.

You know this isn't fair.

O adil bir oyundu.

It was a fair game.

Tom adil, değil mi?

Tom is fair, isn't he?

O adil bir mücadeleydi.

It was a fair fight.

Bu tamamen adil değil.

That's completely unfair.

Senin için adil değil.

- It's not fair to you.
- It isn't fair to you.

Her zaman adil olmalısın.

You should always be fair.

Sanırım bu sadece adil.

I guess it's only fair.

Bunun adil olmadığını biliyorum.

I know it's not fair.

Bu adil, değil mi?

That's fair, isn't it?

Bu kulağa adil geliyor.

That sounds fair.

Sanırım bu adil değil.

I think it's unfair.

O adil değil mi?

Is that unfair?

Bu aslında adil değil.

This is fundamentally unfair.

Hayat bazen adil değildir.

Life is unfair sometimes.

Bu gerçekten adil değildi.

This was really unfair.

O gerçekten adil değildi.

That was really unfair.

O sadece adil değildi.

That was just unfair.