Translation of "Katı" in English

0.008 sec.

Examples of using "Katı" in a sentence and their english translations:

Tom katı.

Tom is strict.

Katı kurallar geliştirdik.

with marriage and procreation.

Ebeveynlerim çok katı.

My parents are very strict.

Katı yumurtayı seviyorum.

I love hard-boiled eggs.

O katı kırmızıydı.

It was solid red.

Bu rekabet katı.

The competition is stiff.

Katı kurallarımız vardı.

We had strict rules.

Tom çok katı değildi ama Mary katı idi.

Tom wasn't very strict, but Mary was.

Bu katı klişeleri kırdıkları

And we're making them wrong

Su donduğunda katı olur.

Water becomes solid when it freezes.

Yumurtamı katı kaynat lütfen.

Boil my eggs hard, please.

Binanın 20 katı var.

The building has 20 floors.

Evin üç katı var.

- The house has three floors.
- The house has three stories.

Üst katı kontrol edeceğim.

I'm going to check upstairs.

Bu çatı katı geniş.

This penthouse is spacious.

Katı suya buz denir.

Solid water is called ice.

Katı, çok katmanlı çekirdek.

It's the solid, multi-layered core.

Ben biraz katı hissettim.

I felt a little stiff.

Bizim katı kurallarımız var.

We have strict rules.

Buz, katı haldeki sudur.

Ice is water in solid form.

Binaların birkaç katı var.

Buildings have several floors.

Bu madde, katı haldedir.

This substance is in solid state.

Ben yumurtayı katı kaynattım.

I hard-boiled an egg.

Şartlar artık çok katı.

Things are pretty grim now.

Tom çocuklarına çok katı.

Tom is very strict with his children.

Tom'un annesi çok katı.

- Tom's mother is very strict.
- Tom's mom is very strict.

- Katı olmalıyız.
- Kararlı olmalıyız.

We must be firm.

Kibar ama katı ol.

Be polite, but firm.

- Burada çok katı yönetmeliklerimiz var.
- Burada çok katı kurallarımız var.

We have very strict guidelines here.

Stavanger'dekinin beş katı olduğunu görüyoruz.

is five times the operation rate in Stavanger.

Ya da üç katı hızda

Or three times as fast,

Neredeyse ABD nüfusunun iki katı.

That's nearly twice the US population.

30 katı ihtiyaç olacağını söylüyor

Says it will need 30 times

Yaklaşık iki katı artış gösteriyor,

is only increasing by about half of that,

Oldukça katı göç yasalarına sahipler.

they have strong immigration laws.

Eşinin iki katı kadar ağırdır.

He is twice as heavy as his wife.

Fiyat geçen yılkinin iki katı.

The price is double what it was last year.

O, yumurtalarını katı haşlanmış seviyor.

She likes her eggs hard-boiled.

Tom'un katı bir mazereti var.

- Tom has an airtight alibi.
- Tom has an ironclad alibi.

Bu okulun kuralları çok katı.

This school has a zero tolerance policy.

Bu binanın yedi katı var.

This building has seven floors.

Bu sinemanın iki katı var.

This movie theater has two floors.

Evin her katı ahşaptan yapılmış.

- All storeys of the house are made of wood.
- Each floor of the house is made of wood.

Bu onun üç katı eder.

It's worth three times that much.

Katı bir şekilde diyeti uyguladım.

I followed the diet strictly.

Ada Manhattan'ın altı katı büyüklüğünde.

The island is six times the size of Manhattan.

Katı olan her şey buharlaşıyor.

All that is solid melts into air.

Dan katı yürekli görünmek istemiyor.

Dan doesn't want to look heartless.

Şüphelilerin hepsinin katı mazeretleri var.

All of the suspects have solid alibis.

Bu binanın kaç katı var?

How many floors does this building have?

O binanın kaç katı var?

How many floors does that building have?

Tom'un iki katı kadar yaşlısın.

You're twice as old as Tom.

Sami üst katı kontrol etti.

Sami checked upstairs.

Tom katı yürekli bir kişidir.

Tom is a cold-hearted person.

- Fiyatlar on yıl öncesinin iki katı.
- Fiyatlar on yıl öncesininkinin iki katı.

Prices are double what they were ten years ago.

- Yeni tünel eskisinin iki katı uzunluğunda.
- Yeni tünel eskisinin iki katı kadar uzun.

The new tunnel is twice as long as the old one.

Bir Hollandalı'nın 3 katı çalışacaksınız siz.

You will work 3 times more than a Netherlander.

Geyik Jane'in üç katı kadar ağırdır.

The deer is three times as heavy as Jane.

A, B'nin 5 katı kadar uzundur.

A is 5 times as long as B.

Çatı katı dayanıklı ve su geçirmez.

The rooftop is durable and watertight.

Onun evi benimkinin üç katı büyüklükte.

His house is three times as big as mine.

Yeni tünel eskisinin iki katı uzunluğunda.

The new tunnel is twice as long as the old one.

Tom, kazasından beri katı gıda yiyemiyor.

Tom hasn't been able to eat solid food since his accident.

Tom benim kazandığımın üç katı kazanır.

Tom earns three times what I do.

Odam seninkinin iki katı kadar büyük.

My room is twice as large as yours.

Tokyo'nun nüfusu Yokohama'nın 4 katı kadardır.

The population of Tokyo is four times as large as that of Yokohama.

Bu sorduğum fiyatın iki katı değerinde.

This is well worth twice the price I'm asking.

Tom bir haftadır katı gıda yiyemedi.

Tom couldn't eat solid food for a week.

Madde; katı, gaz ​​veya sıvı olabilir.

Matter can be solid, gaseous or liquid.

Tom Mary'nin iki katı kadar ağır.

Tom is twice as heavy as Mary is.

- Tom çok katı.
- Tom çok otoriter.

Tom is very strict.

Tom Mary'nin iki katı kadar uzun.

Tom is twice as tall as Mary.

Onlara karşı bu kadar katı olma.

Don't be too hard on them.

Ona karşı bu kadar katı olma.

Don't be too hard on him.

Bu, onun iki katı kadar büyük.

This is twice as large as that.

Bu kutu diğerinin üç katı büyüklüğünde.

This box is three times as big as that one.

Buradaki evler Kobe'dekilerin iki katı fiyatına.

Houses here are double the price of those in Kobe.

O, onun iki katı kadar yaşlıdır.

He is twice as old as she is.

Tom Mary'nin iki katı kadar yaşlıdır.

- Tom is twice as old as Mary.
- Tom is twice as old as Mary is.

Tom Mary'nin iki katı kadar ağırdır.

- Tom is twice as heavy as Mary.
- Tom is twice as heavy as Mary is.

Teksas, Almanya'nın neredeyse iki katı büyüklüğündedir.

Texas is almost twice the size of Germany.

Sen Tom'un iki katı kadar büyüksün.

You're twice as big as Tom.

Arkadaşımda benimkinin iki katı pul var.

My friend has twice as many stamps as I do.

- Kurallar çok sıkı.
- Kurallar çok katı.

The rules are very strict.

- Onun sahip olduğunun beş katı kadar çok sayıda pula sahibim.
- Onun beş katı pulum var.

I have five times as many stamps as he does.

- Kendine bu kadar katı olma.
- Kendine karşı bu kadar katı olma.
- Bu kadar yüklenme kendine.

- Don't be so hard on yourself.
- Don't be so hard on yourself!

- Tom Mary'nin iki katı kadar çok kazanır.
- Tom, Mary'nin kazandığının iki katı kadar çok kazanır.

- Tom earns twice as much as Mary.
- Tom earns twice as much as Mary does.

Bu da enflasyonun tam 7 katı eder.

That's seven times the rate of inflation.

Veya Güneş'in kütlesinin 100 katı büyüklüğünde olabilir.

or it could be as large as the mass of 100 Suns.

Yeni uçak sesin iki katı hızlı uçuyor.

The new airplane flies at twice the speed of sound.

Bu ülke Japonya'nın yaklaşık iki katı kadar.

That country is about twice as large as Japan.

Senin kitabın benimkinin boyutunun iki katı kadar.

Your book is double the size of mine.

Senin odan benimkinin boyutunun iki katı kadar.

Your room is twice the size of mine.

Asya yaklaşık olarak Avrupa'nın dört katı büyüklüktedir.

Asia is roughly four times the size of Europe.

Ben senin yaşının iki katı yaşa sahibim.

I'm twice your age.

Onun kamerası benimkinin üç katı kadar pahalı.

His camera is three times as expensive as mine.

Onun odası benimkinin iki katı kadar büyüktür.

His room is twice as large as mine.