Translation of "Nişanlısı" in English

0.003 sec.

Examples of using "Nişanlısı" in a sentence and their english translations:

O, onun nişanlısı.

That’s his fiancée.

Tom'un nişanlısı oradaydı.

Tom's fiancée was there.

Onun nişanlısı zaten evli.

His fiancee is already married.

Beyaz elbiseli kız onun nişanlısı.

The girl dressed in white is his fiancée.

Nişanlısı ona büyük bir yüzük verdi.

Her fiancé gave her a very big ring.

O sık sık nişanlısı hakkında konuşur.

She often speaks about her fiancé.

Sami nişanlısı ile birlikte kiliseye katıldı.

Sami attended church with his fiancee.

Tom bana Mary'nin onun nişanlısı olduğunu söylememişti.

Tom didn't tell me Mary was his fiancée.

Tom bana Mary'nin onun nişanlısı olduğunu söyledi.

Tom told me Mary was his fiancée.

Tom nişanlısı Mary için bir kolye satın aldı.

Tom has bought a necklace for his fiancée, Mary.

Oğlum Tom ve onun nişanlısı Mary bugün evlendi.

My son, Tom, and his fiancée, Mary, got married today.