Translation of "Yüzük" in English

0.562 sec.

Examples of using "Yüzük" in a sentence and their english translations:

Yüzük lanetli.

The ring is cursed.

Yüzük dar.

The ring is tight.

Bu yüzük Tom'un bana verdiği yüzük.

This ring is the one Tom gave me.

- Tom bir yüzük takıyordu.
- Tom'un parmağında yüzük vardı.

Tom was wearing a ring.

- Bu yüzük çok pahalı.
- Bu yüzük fazla pahalı.

This ring is too expensive.

- Bu yüzük ne kadar değer?
- Bu yüzük ne kadar eder?
- Bu yüzük ne eder?

How much is this ring worth?

O güzel bir yüzük.

That's a nice ring.

Ne güzel bir yüzük!

What a beautiful ring!

Mary gümüş yüzük takıyor.

Mary is wearing a silver ring.

Bu, anneannemin taktığı yüzük.

This is a ring my grandmother wore.

Bu yüzük parlaklığını kaybetti.

This ring has lost its glitter.

Bu yüzük ne kadar?

How much is this ring?

O bir yüzük mü?

Is that a ring?

Bu yüzük çok pahalı.

This ring is very expensive.

Tom bir yüzük takıyor.

Tom wears a ring.

Sami'nin yüzük parmağı kesildi.

Sami's ring finger has been cut.

Sami daima yüzük taktı.

Sami always wore rings.

Bir yüzük takıyor musun?

Do you wear a ring?

Yüzük sizde değil mi?

Don't you have the ring?

Her parmağında yüzük vardı.

She had rings on every finger.

O, değerli bir yüzük takıyor.

She is wearing a valuable ring.

Yüzük hiçbir bir yerde bulunamadı.

The ring couldn't be found anywhere.

Bu yüzük ne kadar değer?

How much is this ring worth?

O altın yüzük anneme aitti.

That gold ring belonged to my mother.

Bu yüzük hiçbir yerde bulunmayacaktı.

The ring was not to be found anywhere.

O altın yüzük ne kadar?

How much is that gold ring?

Anne kıza bir yüzük verdi.

Mother gave the girl a ring.

Anne, kıza bir yüzük verdi.

The mother gave the girl a ring.

Tom Mary'ye bir yüzük verdi.

Tom gave Mary a ring.

Bana bir yüzük satın al.

Buy me a ring.

Sami bir yüzük satın almadı.

Sami didn't buy a ring.

Tom'un taktığı yüzük çok değerli.

- The ring that Tom is wearing is very valuable.
- The ring Tom is wearing is very valuable.

Bu yüzük hiçbir işe yaramaz.

This ring is of no use.

Yüzük 24 ayar altından yapılmış.

The ring was made of 24-karat gold.

O, odasına döndüğünde elmas yüzük gitmişti.

When she returned to her room, the diamond ring was gone.

Mary çok değerli bir yüzük takıyor.

Mary is wearing a very valuable ring.

Nişanlısı ona büyük bir yüzük verdi.

Her fiancé gave her a very big ring.

Tom Mary'ye elmas bir yüzük verdi.

Tom gave Mary a diamond ring.

O yüzük gerçek altından mı yapılmıştır?

Is that ring made of real gold?

Tom, Maria'ya elmas bir yüzük verdi.

Tom gave Maria a diamond ring.

Tom Mary'ye bir elmas yüzük aldı.

- Tom bought Mary a diamond ring.
- Tom bought a diamond ring for Mary.

Tom Mary'ye bir elmas yüzük vermemeliydi.

Tom shouldn't have given Mary a diamond ring.

Bir yüzük ve biraz nakit kayıpi

A ring and some cash are missing.

Tom evlendi fakat bir yüzük takmadı.

Tom was married, but he didn't wear a ring.

Tom Mary'ye pahalı bir yüzük aldı.

Tom bought Mary an expensive ring.

Bu yüzük saf altın mı yapılmış?

Is this ring made of pure gold?

Tom Mary'ye bir yüzük satın aldı.

- Tom bought Mary a ring.
- Tom bought a ring for Mary.

Tom Mary için bir yüzük aldı.

Tom bought a ring for Mary.

Ben bir elmas yüzük takmıyorum, ama mutluyum.

I'm not wearing a diamond ring, but I'm happy.

O elmas yüzük, bir servete mal oldu.

That diamond ring cost an arm and a leg.

O çok değerli bir elmas yüzük çaldı.

He stole a very valuable diamond ring.

Tom çok değerli bir elmas yüzük çaldı.

Tom stole a very valuable diamond ring.

Onun işaret parmağı yüzük parmağından daha kısadır.

His index finger is shorter than his ring finger.

Onun işaret parmağı, yüzük parmağından daha küçüktür.

His index finger is smaller than his ring finger.

Bu elmas yüzük benim için çok abartılı.

This diamond ring is too extravagant for me.

Tom Mary'nin parmağına elmas bir yüzük taktı.

Tom put a diamond ring on Mary's finger.

Tom, Mary'ye çok pahalı bir yüzük verdi.

Tom gave Mary a very expensive ring.

Tom Mary'ye muhteşem bir elmas yüzük aldı.

Tom bought Mary an amazing diamond ring.

Bu elmas yüzük bir servete mal oluyor.

This diamond ring costs a fortune.

Sami, Leyla'nın iç çamaşırında bir yüzük buldu.

Sami found a ring in Layla's lingerie.

Sami, Leyla için bir yüzük satın aldı.

Sami bought a ring for Layla.

Sol elinin üçüncü parmağına bir elmas yüzük taktı.

She wore a diamond ring on her left third finger.

Mary'nin sol elinin her parmağında bir yüzük var.

Mary had a ring on every finger of her left hand.

Tom kutuyu açtı ve güzel bir yüzük çıkardı.

Tom opened the box and took out a beautiful ring.

Benimle evlenmeye karar verdiğinde, bana bir yüzük ver.

Give me a ring when you decide to marry me.

Bu sana geçen sene satın aldığım yüzük değil.

This is not the ring I bought you last year.

Erkek arkadaşımı bana bir yüzük alması için ikna ettim.

I talked my boyfriend into buying me a ring.

Zengin bir adam olsaydım sana elmas bir yüzük alırdım.

If I were a rich man, I would buy you a diamond ring.

Bu yüzük 300 yıldan daha fazla bir süredir ailede.

This ring has been in the family for over 300 years.

Tom Mary için bir elmas yüzük aldığını hiç kimseye söylemedi.

Tom didn't tell anyone that he'd bought a diamond ring for Mary.

Tom, Mary'ye bir zamanlar büyükannesine ait olan bir yüzük verdi.

Tom gave Mary a ring that once belonged to his grandmother.

Mary Tom'u ona pahalı bir elmas yüzük almaya ikna etti.

Mary talked Tom into buying her an expensive diamond ring.

O, onu ona elmas bir yüzük alması için ikna etti.

She talked him into buying her a diamond ring.

Tom'un sonuçta Mary'ye elmas bir yüzük alması için yeterli parası olmalıydı.

Tom should eventually have enough money to buy Mary a diamond ring.

Bir erkek bir kadına bir yüzük verirse bunun ne demek olduğunu biliyor musun?

Do you know what it means when a man gives a woman a ring?

Tom bir alyans takmıyordu ama Mary onun yüzük parmağında beyaz bir halka fark etti.

Tom wasn't wearing a wedding ring, but Mary noticed a white circle on his ring finger.

Elin beş parmağı var: başparmak, işaret parmağı, orta parmak, yüzük parmağı ve serçe parmak.

The hand has five fingers: the thumb, the index finger, the middle finger, the ring finger, and the pinky.

Tom restoranda herkesin önünde dizlerinin üzerine çöktü, cebinden bir elmas yüzük çıkardı ve herkes alkışlarken Mary'ye evlenme teklif etti.

Tom got down on his knees in front of everyone in the restaurant, pulled a diamond ring out of his pocket and proposed to Mary, to the applause of all present.