Translation of "Mıknatıs" in English

0.007 sec.

Examples of using "Mıknatıs" in a sentence and their english translations:

Bir mıknatıs düşünün

consider a magnet

Mıknatıs demiri çeker.

A magnet attracts iron.

Evet dünya dev bir mıknatıs

yes world is a giant magnet

Tom bir mıknatıs okula kayıtlıdır.

Tom is enrolled in a magnet school.

Onlar mıknatıs gibi birbirlerine çekildiler.

They were drawn to each other like magnets.

Dünya büyük bir mıknatıs gibidir.

- Earth is like a big magnet.
- The earth is like a big magnet.

Peter gerçekten buzdolabına bir mıknatıs istiyor.

Peter really wants a magnet on his fridge.

Öğrenciler fen sınıfında bir mıknatıs kullandılar.

The students used a magnet in science class.

Sen ve Tom birbirinizi gördüğünüzde mıknatıs gibisiniz.

When you see each other you and Tom, you're like magnets.

Iyi de kardeşim dünya o zaman mıknatıs mı?

well my brother is the world then magnet?

Bir mıknatıs bir seferde çok sayıda çiviyi toplayabilir ve tutabilir.

A magnet can pick up and hold many nails at a time.

Sami ve Leyla birbirlerine doğru çeken iki mıknatıs gibi görünüyorlardı.

Sami and Layla seemed like two magnets pulling towards each other.