Translation of "Kullanmasına" in English

0.007 sec.

Examples of using "Kullanmasına" in a sentence and their english translations:

Tom'un bisikletimi kullanmasına izin verme.

Don't let Tom use my bicycle.

Tom'un telefonu kullanmasına izin verme.

Don't let Tom use the phone.

Tom'un arabamı kullanmasına izin verme.

Don't let Tom use my car.

Tom'un araba kullanmasına izin vermemeliydin.

You shouldn't have let Tom drive.

Tom'un araba kullanmasına izin vermelisin.

You should let Tom drive.

Tom'un araba kullanmasına izin vermeyin.

Don't let Tom drive.

Tom'un araç kullanmasına gerek yoktu.

Tom didn't need to drive.

Tom'un araba kullanmasına izin verildi.

Tom has been allowed to drive.

İnsanların seni böyle kullanmasına izin vermemelisin.

You shouldn't let people use you like that.

Tom'un diş fırçamı kullanmasına izin vermedim.

I didn't let Tom use my toothbrush.

Tom Mary’nin bisikletini kullanmasına izin veriyor.

Tom has been letting Mary use his bicycle.

Onun soyunma odamı kullanmasına izin verin.

- Let him use my dressing room.
- Let her use my dressing room.

Leyla, Sami'nin araba kullanmasına izin verdi.

Layla let Sami drive.

Tom Mary'nin araba kullanmasına izin vermezdi.

Tom wouldn't let Mary drive.

Tom'u araba kullanmasına asla izin vermemeliydin.

You should never have let Tom drive.

Tom'u araba kullanmasına izin vermeyeceğini biliyordum.

I knew you wouldn't let Tom drive.

Tom'u araba kullanmasına asla izin vermezdim.

- I never would've let Tom drive.
- I never would have let Tom drive.

Keşke Tom'un araba kullanmasına izin vermeseydim.

- I wish I hadn't let Tom drive.
- I wish that I hadn't let Tom drive.

Lütfen Tom'un araba kullanmasına izin verme.

Please don't let Tom drive.

Tom Mary'nin araba kullanmasına izin vermeli.

Tom should let Mary drive.

Tom Mary'nin araba kullanmasına izin vermeyecek.

Tom won't let Mary drive.

Tom'un genellikle bir baston kullanmasına gerek yok.

Tom doesn't usually need to use a cane.

Tom'un benim soyunma odamı kullanmasına izin verin.

Let Tom use my dressing room.

Tom'un arabamı kullanmasına izin vermeye karar verdik.

I've decided to let Tom use my car.

Kız kardeşime yeni bilgisayarımı kullanmasına izin verdim.

I let my sister use my new computer.

Tom Mary'nin arabasını kullanmasına izin vermeyi önerdi.

Tom offered to let Mary use his car.

Tom çocuklarının elektrikli aletlerini kullanmasına izin vermezdi.

Tom wouldn't let his children use his power tools.

Tom Mary'nin onun telefonunu kullanmasına izin verdi.

Tom let Mary use his phone.

Tom Mary'den arabasını kullanmasına izin vermesini istedi.

Tom asked Mary to let him drive her car.

Tom'un araba kullanmasına izin vermeyeceğini söylediğini sanıyordum.

- I thought you said you wouldn't let Tom drive.
- I thought that you said you wouldn't let Tom drive.
- I thought that you said that you wouldn't let Tom drive.

Sanırım artık Tom'un araba kullanmasına izin vermemekliyiz.

I think we shouldn't let Tom drive anymore.

Yerinde olsam Tom'un araba kullanmasına izin vermem.

I wouldn't let Tom drive if I were you.

Tom'un araba kullanmasına izin vermedin, değil mi?

You didn't let Tom drive, did you?

Tom artık Mary'nin araba kullanmasına izin vermeyecek.

Tom won't let Mary drive anymore.

Tom muhtemelen Mary'nin araba kullanmasına izin verecektir.

Tom will probably let Mary drive.

Tom'un Mary'nin araba kullanmasına izin vermesi gerek.

- Tom should've let Mary drive.
- Tom should have let Mary drive.

Tom neden Mary'nin araba kullanmasına izin vermedi?

Why didn't Tom let Mary drive?

Tom Mary'nin onun araba kullanmasına izin vereceğini düşünmüyordu.

Tom didn't think Mary would let him drive.

Ne yaparsanız yapın, Tom'un araba kullanmasına izin vermeyin.

Whatever you do, don't let Tom drive.

Tom'un Mary'nin araba kullanmasına izin vereceğini düşünüyor musun?

Do you think Tom will let Mary drive?

Tom, Mary'nin John'un araba kullanmasına izin vereyeceğini düşünmüyor.

Tom doesn't think Mary would let John drive.

Tom, senin Mary'nin araba kullanmasına izin vermeyeceğini umuyor.

- Tom said that he hopes that you won't let Mary drive.
- Tom said he hopes that you won't let Mary drive.

Tom, Mary'nin John'un araba kullanmasına izin vermeyeceğini umduğunu söyledi.

- Tom said he hopes Mary won't let John drive.
- Tom said that he hopes Mary won't let John drive.
- Tom said that he hopes that Mary won't let John drive.

Arabayı kullanmasına izin vermeyecekti, ama onu o kadar rahatsız etti ki sonunda pes etti.

He didn't intend to let her drive but she pestered him so much that he finally gave in.

- Lütfen Tom'un bisikletime binmesine izin verme.
- Lütfen Tom'un bisikletime binmesine izin vermeyin.
- Lütfen Tom'un bisikletimi kullanmasına izin vermeyin.
- Lütfen Tom'un bisikletimi kullanmasına izin verme.
- Lütfen Tom'un bisikletimi sürmesine izin vermeyin.
- Lütfen Tom'un bisikletimi sürmesine izin verme.

Please don't let Tom ride my bicycle.

Abd sömürgesi olduğundan beri Porto Riko'nun devlet başkanı Abd devlet başkanıdır ama Porto Riko sakinlerinin Abd devlet başkanlığı seçimlerinde oy kullanmasına izin verilmez.

Since Puerto Rico is a US colony, Puerto Rico's head of state is the President of the USA, but inhabitants of Puerto Rico are not allowed to vote in US presidential elections.