Translation of "Konuşmamız" in English

"Konuşmamız gerekiyor"

"We need to talk,"

Konuşmamız gerek.

We need to have a talk.

Konuşmamız gerekiyor.

- We need to talk.
- We have to talk.
- We must speak.
- We need to speak.
- We have to speak.
- We must talk.

Konuşmamız gerektiğini düşünüyorum.

I think we should talk.

Konuşmamız gerek, tatlım.

We need to talk, honey.

Bunu konuşmamız gerekiyor.

We must talk it over.

Onu konuşmamız gerekir.

We should talk about it.

Tom'la konuşmamız gerekecek.

We'll need to talk to Tom.

Sanırım konuşmamız gerekiyor.

I think we need to have a talk.

Sonra konuşmamız gerekecek.

We'll have to talk later.

Beyler, konuşmamız gerek.

Guys, we need to talk.

Biraz konuşmamız gerekiyor.

We need to have a little talk.

Konuşmamız saatlerce sürdü.

Our conversation lasted for hours.

Onunla konuşmamız gerekecek.

We'll need to talk to him.

Seninle konuşmamız gerekmiyor.

We don't need to talk to you.

Tom'la konuşmamız gerekiyor.

We need to speak to Tom.

Seninle konuşmamız gerekiyor.

We need to speak with you.

Fakat bunları konuşmamız gerek

but we need to talk about it

Yarın tekrar konuşmamız gerekebilir.

Maybe we should talk again tomorrow.

Birbirimizle konuşmamız gerektiğini sanmıyorum.

- I don't think we should be talking to each other.
- I don't think that we should be talking to each other.

Gerçekten konuşmamız gerektiğini düşünüyorum.

I really think we need to talk.

Tom'la konuşmamız mümkün mü?

Would it be possible for us to talk to Tom?

Olanlar hakkında konuşmamız gerekiyor.

We need to talk about what happened.

Tom, bizim konuşmamız gerek.

Tom, we need to talk.

Bizim seninle konuşmamız gerek.

We need to talk to you.

Bizim Tom'la konuşmamız gerek.

- We need to talk to Tom.
- We have to talk to Tom.

Dinle, bizim konuşmamız gerek.

Listen, we need to talk.

Şu anda konuşmamız gerekiyor.

We need to talk right now.

Tom hakkında konuşmamız gerek.

We need to talk about Tom.

Bunun hakkında konuşmamız gerekiyor.

We need to talk about this.

Bu yüzden konuşmamız gerekiyor.

That's why we need to talk.

Bizim konuşmamız gerek, Tom.

We need to have a talk, Tom.

Sadece Tom'la konuşmamız gerekiyor.

We just need to talk to Tom.

Konuşmamız sırasında gençliğinden bahsetti.

In the course of our conversation, he referred to his youth.

Belki büromda konuşmamız gerekir.

Perhaps we should talk in my office.

Sadece onunla konuşmamız gerekiyor.

We just need to talk to her.

Özel olarak konuşmamız gerek.

We need to have a chat in private.

Sadece seninle konuşmamız gerekiyor.

We just need to talk to you.

Sadece onlarla konuşmamız gerekiyor.

We just need to talk to them.

Onlar hakkında konuşmamız gerekiyor.

We need to talk about them.

Onun hakkında konuşmamız gerekiyor.

We need to talk about him.

Onun hakkında konuşmamız gerekir.

We need to talk about her.

İlişkimiz hakkında konuşmamız gerek.

We need to talk about our relationship.

Gerçekten Tom'la konuşmamız gerekiyor.

We really need to talk to Tom.

Hala Tom'la konuşmamız gerekiyor.

We still need to talk to Tom.

Bizim herkesle konuşmamız gerekiyor.

We need to talk to everyone.

Şimdi kiminle konuşmamız gerekir?

Who should we speak to now?

Fransızca konuşmamız gerekiyor mu?

Do we have to speak French?

Tom'la tekrar konuşmamız gerek.

We need to talk to Tom again.

Bu son konuşmamız olabilir.

This may be our last conversation.

Konuşmamız gereken bir şey var.

There's something we need to talk about.

Bir şey hakkında konuşmamız gerekiyor.

We need to talk about something.

Şimdi gerçekten Tom'la konuşmamız gerekiyor.

We really need to talk to Tom now.

Güzel uzun bir konuşmamız olacak.

We'll have a nice long talk.

- Konuşmamız gerekiyor.
- Konuşmamızın vakti geldi.

It's time we talked.

Tom'la konuşmamız son derece önemli.

It's extremely important that we speak to Tom.

Belki ilk bunu konuşmamız gerek.

Maybe we should talk about this first.

Bizim özel olarak konuşmamız gerekiyor.

We need to talk privately.

Bizim daha fazla konuşmamız gerekiyor.

We need to talk more.

Bizim yüz yüze konuşmamız gerekiyor.

We need to talk face to face.

Peki ne hakkında konuşmamız gerekir?

So what should we talk about?

Başka ne hakkında konuşmamız gerekiyor?

What else do we need to talk about?

- Onlarla konuşmalıyız.
- Onlarla konuşmamız gerekiyor.

- We should talk to them.
- We need to speak to them.

- Onunla konuşmalıyız.
- Onunla konuşmamız gerek.

We need to speak to her.

Birbirlerimizle daha sık konuşmamız gerek.

We need to talk to each other more often.

Tom ve benim konuşmamız gerekiyor.

Tom and I need to talk.

- Seninle konuşmalıyız.
- Seninle konuşmamız gerek.

We need to speak to you.

- Onunla konuşmalıyız.
- Onunla konuşmamız gerekiyor.

- We need to talk to him.
- We need to speak to him.

Tom'la Mary hakkında konuşmamız gerekiyor.

We need to talk to Tom about Mary.

Muhtemelen başka biriyle konuşmamız gerekecek.

We'll probably need to talk to someone else.

Bizim Tom'la yine konuşmamız gerek.

We need to speak to Tom again.

Bir uzmanla konuşmamız en iyisidir.

It is best that we speak with a specialist.

Bunun hakkında konuşmamız gerektiğini sanmıyorum.

- I don't think we should be talking about this.
- I don't think that we should be talking about this.

Bunun hakkında konuşmamız gerektiğini düşünüyorum.

I think we should talk about it.

Bunun hakkında şimdi konuşmamız gerekmiyor.

We don't have to talk about this now.

Daha sonra kimle konuşmamız gerekiyor.

Who should we talk to next?

Konuşmamız gereken başka şeylerimiz var.

We have other things we need to talk about.

Tom'la daha sonra konuşmamız gerek.

We need to talk to Tom later.

O konuda birisiyle konuşmamız gerek.

We need to talk to someone about it.

Konuşmamız gereken bir problemimiz var.

We have a problem that we need to talk about.

Benim fikrim, Bay Brown'la konuşmamız gerektiğidir.

My idea is that we should talk to Mr Brown.

Konuşmamız gereken bir konu daha var.

There is another question too that we must discuss.

Bir şey hakkında seninle konuşmamız gerek.

We need to talk to you about something.

Bir şey hakkında seninle konuşmamız gerekiyor.

We need to talk with you about something.

Hâlâ onun hakkında konuşmamız gerektiğini düşünüyorum.

I still think we need to talk about it.

Belki de Tom hakkında konuşmamız gerekir.

Maybe we should talk to Tom.

Sen ve benim bir konuşmamız gerek.

You and I need to have a talk.

Oraya gidelim; konuşmamız daha kolay olacak.

Let's go over there; it'll be easier for us to talk.

Senin ve benim konuşmamız gerektiğini düşünüyorum.

I think you and I should talk.