Translation of "Konuşmalıyız" in English

0.010 sec.

Examples of using "Konuşmalıyız" in a sentence and their english translations:

Konuşmalıyız.

- We have to talk.
- We must speak.
- We should talk.
- We have to speak.

Bazen konuşmalıyız.

We should talk sometime.

Gerçekten konuşmalıyız.

We really do need to talk.

Önce konuşmalıyız.

We must talk first.

Belki konuşmalıyız.

Maybe we should talk.

Tom'la konuşmalıyız.

We should talk to Tom.

Onlarla konuşmalıyız.

We should talk to them.

Onunla konuşmalıyız.

We should talk to her.

Birbirimizle sakince konuşmalıyız.

We should talk calmly to each other.

Gerçekten oturup konuşmalıyız.

We should really sit down and talk.

Bence Tom'la konuşmalıyız.

I think we should talk to Tom.

Biz özel konuşmalıyız.

We must talk privately.

Önce biz konuşmalıyız.

We should talk first.

Ne hakkında konuşmalıyız?

What should we talk about?

Bunun hakkında konuşmalıyız.

We should talk about this.

Belki onunla konuşmalıyız.

Maybe we should talk to him.

Sanırım onunla konuşmalıyız.

I think we should talk to her.

Birbirimize Fransızca konuşmalıyız.

We should speak French to each other.

Yüz yüze konuşmalıyız

We have to talk face to face

Onula tekrar konuşmalıyız

We need to speak to him again.

Kısa süre içinde konuşmalıyız.

We need to chat soon.

Sen ve ben konuşmalıyız.

You and I should talk.

Yapılması gereken hakkında konuşmalıyız.

We need to talk about what needs to be done.

Onu nasıl yapacağımız hakkında konuşmalıyız.

We need to talk about how to do it.

Bunun hakkında biraz daha konuşmalıyız.

We should talk about this some more.

Sanırım bunun hakkında şimdi konuşmalıyız.

I think we should talk about this now.

- Onlarla konuşmalıyız.
- Onlarla konuşmamız gerekiyor.

- We should talk to them.
- We need to speak to them.

- Onunla konuşmalıyız.
- Onunla konuşmamız gerek.

We need to speak to her.

- Seninle konuşmalıyız.
- Seninle konuşmamız gerek.

We need to speak to you.

- Onunla konuşmalıyız.
- Onunla konuşmamız gerekiyor.

- We need to talk to him.
- We need to speak to him.

Belki de bir avukatla konuşmalıyız.

Maybe I should talk to a lawyer.

Belki de Tom'la yine konuşmalıyız.

Maybe we should talk to Tom again.

Bunu en kısa sürede konuşmalıyız.

We need to talk about that as soon as possible.

Sonra parçalarına ayırıp gerekenler hakkında konuşmalıyız.

And then we start to break it down and talk about the tools.

O halde biz ne hakkında konuşmalıyız?

then what should we be talking about?

Sanırım bunun hakkında daha sonra konuşmalıyız.

I think we should talk about this later.

Belki başka bir şey hakkında konuşmalıyız.

Maybe we should talk about something else.

- Aptalca bir şey yapmadan önce Tom'la konuşmalıyız.
- Tom aptalca bir şey yapmadan onunla konuşmalıyız.

We've got to talk to Tom before he does something stupid.

Biraz Fransızca bilmeme rağmen, sanırım İngilizce konuşmalıyız.

Even though I know a little French, I think we should speak in English.

- Seninle tekrar konuşmalıyız.
- Seninle tekrar konuşmamız gerekiyor.

We need to speak to you again.

- Onlarla tekrar konuşmamız gerekiyor.
- Onlarla tekrar konuşmalıyız.

We need to speak to them again.

- Onula tekrar konuşmalıyız
- Onunla tekrar konuşmamız gerekiyor.

We need to speak to him again.

- Onunla tekrar konuşmamız gerekiyor.
- Onunla tekrar konuşmalıyız.

We need to speak to her again.

- Bizim konuşmamız gerekiyor.
- Biz konuşmak zorundayız.
- Biz konuşmalıyız.

We must talk.

- Tom'la ne zaman konuşalım?
- Tom'la ne zaman konuşmalıyız?

When should we talk to Tom?

- Onlarla ne zaman konuşmalıyız?
- Onlarla ne zaman konuşmamız gerekiyor?

When should we tell them?

Yeni bir dil konuşmak istediğimiz için buradayız ve bu yüzden onu konuşmalıyız!

We are here because we want to speak a new language and so, we must speak it!