Translation of "Kollarına" in English

0.332 sec.

Examples of using "Kollarına" in a sentence and their english translations:

Bebeğini kollarına aldı.

She clutched her baby in her arms.

Bebek annesinin kollarına sokuldu.

The baby nestled in his mother's arms.

O onu kollarına aldı.

He took her in his arms.

Linda Dan'ın kollarına yıkıldı.

Linda collapsed into Dan's arms.

Tom, Mary'yi kollarına aldı.

Tom took Mary in his arms.

Tom onu ​​kollarına aldı.

Tom took her in his arms.

Tom Mary'yi kollarına çekti.

Tom pulled Mary into his arms.

O, kendini benim kollarına attı.

She threw herself into my arms.

O kendini aşk ateşinin kollarına bıraktı.

She gave herself to flames of love.

Mary onu rahatlatmak için kızını kollarına aldı.

Mary took her daughter in her arms to comfort her.

Tom, Mary'yi kollarına aldı ve ona sarıldı.

Tom took Mary in his arms and hugged her.

Tom Mary'yi kollarına aldı ve onu öptü.

Tom took Mary in his arms and kissed her.

Sami ve Leyla birbirlerinin kollarına geri döndüler.

Sami and Layla were back in each others arms.

Tom Mary'yi kollarına almak ve onu öpmek istedi.

Tom wanted to take Mary in his arms and kiss her.

Tom, Maria'yı kollarına aldı ve ona yanağından bir öpücük verdi.

Tom took Maria in his arms and gave her a kiss on the cheek.

Otomatik kapıların kesin bir avantajı, insanlar kapı kollarına dokunarak bulaşıcı hastalıklarını yayamayacaklarıdır.

A definite advantage of automatic doors is that people can't spread their contagious diseases by touching door handles.

Bir bebek iniş öncesinde inişe başlarken bir uçak şiddetli türbülansa çarptığında bir bebek annesinin kollarına atıldı.

A baby was flung out of its mother's arms when a plane hit severe turbulence while commencing its descent prior to landing.