Translation of "Bebeğini" in English

0.005 sec.

Examples of using "Bebeğini" in a sentence and their english translations:

Kız, bebeğini kucakladı.

The girl hugged her doll.

Bebeğini kucağında taşıyordu.

She was carrying her baby in her arms.

Sevgiyle bebeğini okşadı.

She caressed her baby lovingly.

Bebeğini kollarına aldı.

She clutched her baby in her arms.

Bebeğini yatırdın mı?

Have you ever put your baby into bed?

Bebeğini tutabilir miyim?

Can I hold your baby?

Anne bebeğini öptü.

The mother kissed her baby.

Mary bebeğini emzirdi.

Mary nursed her baby.

Fadıl bebeğini tutuyordu.

Fadil was holding his baby.

Sami'nin bebeğini taşıyorum.

I'm carrying Sami's baby.

- Sami, Leyla'nın bebeğini yetiştirdi.
- Sami, Leyla'nın bebeğini büyüttü.

Sami raised Layla's baby.

Anne bebeğini dudaklarından öptü.

The mother kissed her baby on the lips.

O, bebeğini yatağa yatırdı.

She laid her baby on the bed.

Bebeğini kollarının arasında tutdu.

She clutched her baby in her arms.

Kız şevkâtle bebeğini kucakladı.

The girl squeezed her doll affectionately.

Bebeğini bir battaniyeye sardı.

She wrapped her baby in a blanket.

O kollarında bebeğini tutuyor.

She is holding her baby in her arms.

O, bebeğini kollarında tuttu.

She held her baby in her arms.

Kate oyuncak bebeğini giydiriyor.

Kate is dressing her doll.

Anne bebeğini yatağa yatırdı.

The mother laid her baby on the bed.

Anne ağlayan bebeğini sakinleştiriyordu.

The mother was quieting her crying baby.

O, konuğa bebeğini gösterdi.

She showed the visitor her baby.

Leyla bebeğini gözaltındayken doğurdu.

Layla gave birth to her baby while she was in custody.

Leyla dokuzuncu bebeğini doğurdu.

Layla gave birth to her ninth baby.

Anne bebeğini usulca yatağa koydu.

The mother laid her baby on the bed softly.

O, bebeğini hâlâ uykuda buldu.

She found her baby still asleep.

Mary oyuncak bebeğini mikrodalgaya koydu.

Mary put her doll in the microwave.

- Tom Mary'nin bebeğini kapının arkasına sakladı.
- Tom Mary'nin oyuncak bebeğini kapının arkasına sakladı.

Tom hid Mary's doll behind the door.

O, bebeğini boşanmış kocasına teslim etti.

- She committed her baby to her divorced husband.
- She entrusted her baby to her divorced husband.

Tom Mary'nin bebeğini kurtarmasına yardım etmek istiyordu.

Tom wanted to help Mary rescue her baby.

- O kız, bebeğini kucakladı.
- O kız, bebeğine sarıldı.

That girl hugged her doll.

Dan, Linda'nın bebeğini aldı ve gecenin içinde kayboldu.

Dan took Linda's baby and disappeared into the night.

Sami, Leyla'yı öldürdü ve onun bebeğini rahminden kesip çıkardı.

Sami murdered Layla and cut her baby from her womb.

Ertesi gün, Sophie oyuncak bebeğini taradı ve giydirdi çünkü arkadaşları geliyorlardı.

The following day, Sophie combed and dressed her doll because her friends were coming over.

O bir anne gorilin kendi bebeğini tuttuğu gibi kedi yavrusunu tuttu.

She held the kitten like a mother gorilla would hold her own baby.

Ben bu bebeği istemiyorum. Ben senin bebeğini istiyorum. Değiş tokuş etmek ister misin?

I don't want this doll. I want your doll. Do you want to trade?

- Leyla, onun bebeğini bekliyor olduğunu Fadıl'a söyledi.
- Leyla, Fazıl'a ondan hamile olduğunu söyledi.

Layla told Fadil she was expecting his baby.