Translation of "Kazanmak" in English

Kazanmak zorundayım.

I have to win.

Kazanmak istiyorum.

- I want to win.
- We want to win.

Kazanmak zorundayız.

- We need to win.
- We have to win.

Kazanmak harika.

It's great to win.

Kazanmak istedim.

I wanted to win.

Kazanmak zorundasın

You've got to win.

Gerçekten kazanmak istemedim.

I didn't really want to win.

Kazanmak istemez misin?

Don't you want to win?

Kazanmak istemiyorsun bile.

You don't even want to win.

Kazanmak için buradayım.

I'm here to win.

Kazanmak için oynadık.

We played to win.

Herkes kazanmak istiyor.

Everybody wants to win.

Tom kazanmak istedi.

- Tom wanted to win.
- Tom wanted to succeed.

Tom kazanmak istiyor.

Tom wants to win.

Kazanmak kolay değildi.

Winning wasn't easy.

Biz kazanmak istiyoruz.

We want to win.

Kim kazanmak istemez?

Who doesn't want to win?

Sadece kazanmak istiyorum.

I just want to win.

Kazanmak istiyor musun?

Do you want to win?

Biz kazanmak zorundayız.

We've got to win.

Kazanmak çok zordur.

It's very difficult to acquire.

Kazanmak hoşuma gidiyor.

- I love winning.
- I like winning.

Kazanmak zor değildi.

- Winning wasn't hard.
- Winning wasn't difficult.

Kazanmak kolay değil.

- It's not easy to win.
- It isn't easy to win.

Tom kazanmak isterdi.

- Tom would've liked to win.
- Tom would have liked to win.

Bugün kazanmak zorundasın.

You've got to win today.

Tom kazanmak zorunda.

Tom is bound to win.

Sami kazanmak istedi.

Sami wanted to win.

Elbette kazanmak istiyoruz.

Of course, we want to win.

- Bu oyunu kazanmak zorundayız.
- Bu maçı kazanmak zorundayız.

We've got to win this game.

Çok para kazanmak istedim.

I wanted to get a lot of money.

Para kazanmak için çalışırız.

We work to earn money.

Gerçekten kazanmak istiyor musun?

Do you really want to win?

Formumu geri kazanmak zorundayım.

I've got to get back into shape.

Biraz zaman kazanmak zorundayız.

We've got to buy some time.

Para kazanmak için çalışıyoruz.

We work to get money.

Kazanmak asla kolay değil.

Winning is never easy.

Bir kez kazanmak istiyorum.

- Let me win for once.
- I want to win for once.

Ben zaman kazanmak istiyorum.

- I want to gain time.
- I wish to gain time.

Biz hâlâ kazanmak istiyoruz.

We still want to win.

Biz sadece kazanmak istedik.

We just wanted to win.

Biz gerçekten kazanmak istiyoruz.

We really want to win.

Bunu kazanmak çok zor.

It's very tough to win.

Hepimiz kazanmak için çalışıyoruz.

We're all trying to win.

Kazanmak her şey değildir.

Winning isn't everything.

Kazanmak her zaman güzel.

Winning is always nice.

Kazanmak harika değil mi?

Isn't winning great?

Piyangoyu kazanmak herkesin hayalidir.

It's everybody's dream to win the lottery.

O tartışmayı kazanmak zorundasın.

You gotta win that debate!

Bu oyunu kazanmak istiyorum.

I want to win this game.

Bu yarışı kazanmak zorundayım.

I've got to win this race.

Onlar para kazanmak istiyorlardı.

They wanted to earn money.

Biz yalnızca kazanmak istiyoruz.

We just want to win.

Biz kazanmak için buradayız.

We're here to win.

Bunu kazanmak için şanslıydık.

We were lucky to win that one.

Tom maçı kazanmak zorunda.

Tom is bound to win the match.

Kazanmak her zaman önemlidir.

It's always important to win.

Kazanmak için ne yapabiliriz?

What can we do to win?

Leyla kazanmak için doğdu.

Layla was born to win.

Kazanmak her zaman zor.

- Winning is always hard.
- Winning is always difficult.

Tom kazanmak istediğini söyledi.

- Tom said that he intended to win.
- Tom said he intended to win.

Tom açıkça kazanmak istiyordu.

Tom obviously wanted to win.

Tom kesinlikle kazanmak istiyor.

Tom definitely wants to win.

Tom kazanmak istediğini söylüyor.

- Tom says he'd love to win.
- Tom says he'd like to win.
- Tom says he wants to win.

Tom kazanmak için umutsuzdu.

Tom was desperate to win.

Tom gerçekten kazanmak istiyordu.

Tom really wanted to win.

Tom gerçekten kazanmak istiyor.

Tom really wants to win.

Tom kazanmak için çaresizdir.

Tom is desperate to win.

Tom gerçekten kazanmak zorundadır.

Tom really has to win.

Sami piyangoyu kazanmak istedi.

Sami wanted to win the lottery.

O kazanmak istemediğini söyledi

She said that she wouldn't win.

Tek yapmamız gereken kazanmak.

All we have to do is win.

- Kazanmak her zaman kolay değildir.
- Kazanmak her zaman kolay olmaz.

- It's not always easy to win.
- It isn't always easy to win.

Piyango kazanmak isteyen elini kaldırsın

Raise your hands if you'd like to win the lottery.

Istedikleri yatarak para kazanmak değil

they don't want to make money by lying down

Satın almak, yani, oy kazanmak.

buying, I mean, winning votes.

Nobel Ödülünü kazanmak benim hayalim.

It's my dream to win a Nobel Prize.

Kendi geçimini kazanmak zorunda kalacak.

She will have to earn her own living.

Hayatını kazanmak için çok çalışıyor.

She works hard to earn her living.

Zaman kazanmak için bilgisayar kullandık.

We used the computer in order to save time.

Biraz daha para kazanmak istiyorum.

I'd like to earn some more money.

Onun amacı para kazanmak değil.

His goal is not to earn money.

Zaman kazanmak için uçağa bindik.

To gain time we took the plane.

Ne kadar para kazanmak istersin?

How much money do you want to earn?

Ben senin güvenini kazanmak zorundaydım.

I had to earn your trust.

Tom gerçekten kazanmak istiyor mu?

Does Tom really want to win?