Translation of "Kazık" in English

0.003 sec.

Examples of using "Kazık" in a sentence and their english translations:

Bence kazık yemişsin.

I'd say you got taken.

Bu bir kazık.

This is a rip-off.

Bana kazık atmaya çalışma!

Don't try to pull a fast one on me!

Tom bana kazık attı.

Tom ripped me off.

O bana kazık atmaya çalıştı.

He tried to pull a fast one on me.

Yapacağım şey, basit bir kazık bağı.

What I'm going to do, simple clove hitch.

- Kazık gibi durma.
- Orada öyle durma.

Don't just stand there.

- Tom bizi soydu.
- Tom bize kazık attı.

Tom ripped us off.

- Tom kazık atmaya çalıştı.
- Tom oyuna getirmeye çalıştı.
- Tom kandırmaya çalıştı.

Tom tried to pull a fast one.

Daha önceleri kazık gibi gergin çizilen insanlar yerine bu sefer relax bir görüntü verildi

Instead of people who were drawn like a pile before, this time a relax image was given.

- Ne! Bu tişört 3000 yen mi? Bu bir soygun!
- Ne! Bu tişört 3000 yen mi? Kazık bu!

What! This T-shirt is 3,000 yen? This is a rip-off!

Eski şirketi ona kazık attı. Fakat onun kötü şansını iyiye çevirmesine ve kendi işinde daha da iyisini yapmasına hayranım.

His old company gave him the shaft. But I admire the way he turned bad luck into good and did even better with his own business.

Napolyon'un genelkurmay başkanı Mareşal Berthier ve hatta belki de İmparatorun kendisi de dahil olmak üzere , onun bir veya iki kazık attığını görmeye hevesliydi .

including Napoleon’s chief of staff, Marshal  Berthier – and perhaps even the Emperor himself.