Translation of "Kaybetmeden" in English

0.003 sec.

Examples of using "Kaybetmeden" in a sentence and their english translations:

Zaman kaybetmeden orada olmalıyız.

We should be there in no time.

Kendimi kaybetmeden babamla konuşamam.

I can't talk with my father without losing my temper.

O vakit kaybetmeden gelecek.

- She will come soon.
- She'll come without delay.

Evet. Hiç vakit kaybetmeden başlayalım.

Yes. Let's start without losing any time.

Tom öfkesini kaybetmeden asla tartışmaya girmez.

Tom never gets into argument without losing his temper.

Kalitesini kaybetmeden bu dosyanın boyutunu küçültemezsiniz.

You can't decrease the size of this file without losing quality.

Bilincimi kaybetmeden önce en son hatırladığım şey buydu.

That's the last thing I remember trying to do before blacking out.

Ben, dün hiç zaman kaybetmeden teyzemi hastanede ziyaret ettim.

I lost no time in visiting my aunt in the hospital yesterday.

Vlad, hiç zaman kaybetmeden paralı ordusunu düzenli ordu yaparak gücünü pekiştirir

Wasting no time, Vlad hires his own uniformed mercenary army and moves to consolidate his

Profesyonel bir hırsız bir araba kapısını bir levye ile zaman kaybetmeden açabilir.

A professional thief can jimmy a car door in no time.

- Birlikte çalışarak bütün evi çabucak temizlediler.
- Birlikte çalışarak tüm evi vakit kaybetmeden temizlediler.

Working together, they cleaned the entire house in no time.

- Sonunda hiçbir şeyimi kaybetmeden bir gün geçirdim.
- En azından bugün bir şey kaybetmedim.

At least I haven't lost anything today.