Translation of "Kalmayacak" in English

0.008 sec.

Examples of using "Kalmayacak" in a sentence and their english translations:

Tom kalmayacak.

- Tom won't stay.
- Tom isn't staying.
- Tom isn't going to stay.

Çaya kalmayacak mısın?

Won't you stay for tea?

Tom hayatta kalmayacak.

Tom won't survive.

Bizimle kalmayacak mısın?

Aren't you going to stay with us?

Tom uzun kalmayacak.

Tom won't stay long.

Sami burada kalmayacak.

Sami is not going to stay here.

Ama sende kalmayacak işte

But it won't stay with you

Hiç kimse hayatta kalmayacak.

No one will survive.

Bu yanınıza kâr kalmayacak.

- You won't get away with it.
- You won't get away with it!

Tom asla hayatta kalmayacak.

Tom will never survive.

Tom asla benimle kalmayacak.

Tom will never stay with me.

Geride hiçbir şey kalmayacak.

There won't be anything left.

Burada bizimle kalmayacak mısın?

Aren't you going to stay here with us?

Bence Tom yalnız kalmayacak.

- I think Tom won't be lonely.
- I think that Tom won't be lonely.

Tom muhtemelen geç kalmayacak.

Tom isn't likely to be late.

Bir süre kalmayacak mısın?

Won't you stay for a while?

Tom uzun süre kalmayacak.

- Tom won't be staying long.
- Tom won't stay long.

Öğle yemeğine kalmayacak mısın?

Aren't you going to stay for lunch?

Çok fazla beklemek zorunda kalmayacak...

He won't have to wait long...

Yakında gelin yoksa yiyecek kalmayacak.

Come soon or there won't be any food left.

Yapılan iş yanına kâr kalmayacak.

You won't get away with this.

Tom gelecek hafta bizimle kalmayacak.

Tom won't be staying with us next weekend.

Tom hakkında endişelenmenize gerek kalmayacak.

You won't have to worry about Tom.

Tom çok daha fazla kalmayacak.

Tom won't be staying much longer.

Tom Mary'yi beklemek zorunda kalmayacak.

Tom won't have to wait for Mary.

Tom özür dilemek zorunda kalmayacak.

Tom won't have to apologize.

Tom kalacak ama Mary kalmayacak.

Tom will stay, but Mary won't.

Tom'un yaptığı yanına kâr kalmayacak.

Tom will never get away with it.

Tom geç kalmayacak, değil mi?

Tom won't be late, will he?

Tom muhtemelen tekrar geç kalmayacak.

Tom will probably never be late again.

Akşam yemeği için kalmayacak mısın?

Won't you stay for supper?

Tom artık saklanmak zorunda kalmayacak.

Tom won't have to hide any longer.

Artık bunu yapmana gerek kalmayacak.

You won't need to do that anymore.

Tom muhtemelen uzun süre kalmayacak.

Tom isn't likely to stay long.

Tom bunu yapmak zorunda kalmayacak.

- Tom isn't going to have to do that.
- Tom won't have to do that.

Tom'un bunu yapmasına gerek kalmayacak.

- Tom isn't going to need to do that.
- Tom won't need to do that.

kalmayacak ve Avrupa'da sis şehri Londra

be no trace of Dunes Iris in Argentina and Rio de Janeiro in

O bir günden fazla hayatta kalmayacak.

He is not going to survive for more than a day.

Yiyeceklerimize yapay maddeler katmamıza gerek kalmayacak.

We will not need to add artificial substances to our food.

Sadece biraz daha uzun kalmayacak mısın?

Won't you stay just a little longer?

Tom uzun süre beklemek zorunda kalmayacak.

Tom won't have to wait long.

O dört günden daha fazla kalmayacak.

He will not stay for more than four days.

Bu duygudan yoksun kıyımlar cezasız kalmayacak.

These senseless killings will not go unpunished.

Tom asla onu yapmak zorunda kalmayacak.

Tom will never have to do that.

Tom bunu kendisi yapmak zorunda kalmayacak.

Tom isn't going to have to do that himself.

Tom onu kendisi yapmak zorunda kalmayacak.

Tom won't have to do that himself.

Tom muhtemelen çok beklemek zorunda kalmayacak.

Tom probably won't have to wait very long.

Tom yarın bunu yapmak zorunda kalmayacak.

Tom won't have to do that tomorrow.

Tom daha fazla beklemek zorunda kalmayacak.

Tom won't have to wait much longer.

Tom artık oraya gitmek zorunda kalmayacak.

Tom won't have to go there anymore.

Tom asla bunu yapmak zorunda kalmayacak.

Tom is never going to have to do that.

Tom yarın eve yürümek zorunda kalmayacak.

Tom won't have to walk home tomorrow.

Tom muhtemelen çok uzun süre kalmayacak.

- Tom isn't likely to stay very long.
- Tom won't likely stay very long.

Tom burada çok uzun süre kalmayacak.

- Tom isn't going to stay here very long.
- Tom won't stay here very long.

İnsan yapımı hiçbir şey dünyada sağ kalmayacak,

None of our artifacts will have survived on Earth,

Onun hakkında tekrar endişe etmene gerek kalmayacak.

You won't need to worry about that again.

Yakında hiç kimsenin sizinle yapacak işi kalmayacak.

Soon no one will have anything to do with you.

Bu sefer Tom'un yaptığı yanına kar kalmayacak.

Tom isn't going to get away with it this time.

Tom bunu tek başına yapmak zorunda kalmayacak.

Tom won't have to do that by himself.

Tom bu ay Boston'a gitmek zorunda kalmayacak.

Tom won't have to go to Boston this month.

Er ya da geç, dönmek için kimsem kalmayacak.

Sooner or later, I'll have no one left to turn to.

- Bu işten yakanı kurtaramayacaksın.
- Bu, yanına kâr kalmayacak.

You'll never get away with it.

Tom asla para konusunda endişe etmek zorunda kalmayacak.

Tom will never have to worry about money.

Fadıl'ın Leyla'yla olan ilişkisi uzun süre gizli kalmayacak.

Fadil's affair with Layla won't stay secret for long.

- Bu yaptıklarınız yanınıza kalmayacak.
- Bu yaptıklarınızı yanınıza bırakmayacağım.

I won't let you get away with the things you've done.

Tom aç kalma hakkında asla endişe etmek zorunda kalmayacak.

Tom will never have to worry about going hungry.

Acele etsen iyi olur yoksa alacak bir şey kalmayacak.

You'd better hurry or there won't be anything left to buy.

Bir dahaki sefere bu kadar erken gelmeme gerek kalmayacak.

I won't need to come so early next time.

Seni incitmek zorunda kalmak istemiyorum ama yoluma çıkarsan başka seçeneğim kalmayacak.

I don't want to have to hurt you, but if you get in my way, I'll have no choice.

Mary, muhtemelen asla bir yerde yerleşip kalmayacak uslanmaz bir seyyahın çocuğudur.

Mary is the kind of inveterate traveller who will probably never settle down in one place.

- Tom'a tekrar söylememe gerek kalmayacak.
- Bir daha Tom'a anlatmak zorunda kalmayacağım.

I won't have to tell Tom again.

Hayal gücü olarak kalmayacak ... Komor Adaları gibi bütün bir Arap ülkesi yok olacak. Arap

people. An entire Arab country will disappear like the Comoros Islands. The Arab region

RAB, "Ruhum insanda sonsuza dek kalmayacak, çünkü o ölümlüdür" dedi, "İnsanın ömrü yüz yirmi yıl olacak."

And God said: My spirit shall not remain in man for ever, because he is flesh, and his days shall be a hundred and twenty years.