Translation of "Kalmamayı" in English

Paul randevulara geç kalmamayı kural haline getiriyor.

Paul makes it a rule not to be late for appointments.

Çok geç saatlere kadar ayakta kalmamayı önerirdim.

I'd suggest not staying up too late.

Paul randevusuna geç kalmamayı bir kural olarak benimsiyor.

Paul makes it a rule not to be late for his appointments.

Bugün okul günü. Geç kalmamayı sağlama alsam iyi olur.

Today's a school day. I'd better make sure not to be late ...

Randevular için asla geç kalmamayı bir kural haline getiriyorum.

I make it a rule never to be late for appointments.

Orada bir yıldan daha fazla yaşamak zorunda kalmamayı umuyor.

She hopes she doesn't have to live there for more than a year.

- Geç saatlere kadar ayakta kalmamak prensibimdir.
- Geç saatlere kadar ayakta kalmamayı prensip edindim.

I make it a rule not to stay up late.