Translation of "Ayakta" in English

Ayakta alkış!

Standing ovation!

Ayakta durma.

Don't stand.

Ayakta olmamalısın.

You shouldn't be up.

Herkes ayakta.

Everyone's up.

Ayakta yiyeceğim.

I'll eat standing up.

Tom ayakta.

- Tom's up.
- Tom is up.

Ayakta uyuduk.

We slept sitting up.

Ayakta duruyorum.

I'm standing.

Ayakta uyuyorum.

I sleep while standing.

Ayakta alkışlandım.

I got a standing ovation.

- Tom zaten ayakta.
- Tom zaten ayakta duruyor.

Tom is already standing.

- Tom neden ayakta?
- Tom neden ayakta dayanıyor?

Why is Tom standing?

Ve hala ayakta

and still standing

Lütfen ayakta kalın.

Please remain standing.

Halen ayakta duruyor.

He is still standing.

Tom hâlâ ayakta.

Tom is still up.

Onlar ayakta durdu.

They stood.

Ben ayakta duracağım.

I'll stand.

Herkes ayakta dayanıyor.

- Everyone's standing.
- Everyone is standing.

Biz ayakta alkışlandık.

We got a standing ovation.

Tom saatlerdir ayakta.

Tom has been up for hours.

Tom ayakta duruyor.

Tom is standing up.

Yarın ayakta olacağım.

I'll be on my feet tomorrow.

Tom ayakta durmadı.

Tom didn't stand.

O, ayakta duruyordu.

He was standing.

Ayakta durmayı sevmiyorum.

I don't like being stood up.

Ayakta durmak istiyorum.

I'd like to stand.

Hâlâ ayakta mısın?

- You're still up?
- Are you still up?

Herkes ayakta duruyor.

- Everyone's standing.
- Everyone is standing.

Herkes ayakta kaldı.

Everyone remained standing.

Biz ayakta duracağız.

We'll stand.

Kim ayakta duruyor?

Who's standing?

Biz ayakta duruyoruz.

We're standing.

Kim ayakta durdu?

Who stood?

Tom ayakta durdu.

Tom stood.

Tom ayakta kaldı.

Tom remained standing.

Onlarda ayakta durmuyorlar.

They're not standing.

Lütfen ayakta durma.

Please don't stand.

Güçlükle ayakta durabiliyorum.

I can hardly stand.

Neden ayakta duruyorsun?

Why are you standing?

Tom şimdi ayakta.

Tom is now up.

Tom ayakta alkışlandı.

Tom received a standing ovation.

Ben ayakta uyuyorum.

I sleep standing up.

Atlar ayakta uyurlar.

Horses sleep standing up.

Ben ayakta kaldım.

I remained standing.

Maria ayakta duruyordu.

Maria was standing.

Tom ayakta alkışladı.

Tom got a standing ovation.

Hepimiz ayakta durduk.

We all stood.

Ayakta durmaktan bıktım.

I'm tired of standing.

Tom ayakta duruyordu.

Tom was standing.

Ressam ayakta boyadı.

The artist painted standing up.

Bizi ayakta tutan kalori.

It is calories which sustain us.

Şirket ayakta kalmayı başardı.

The company managed to keep afloat.

Ayakta duramayacak kadar yorgunum.

I was too tired to stand.

Ayakta duranların hepsi erkekti.

Those standing were all men.

Tom bahçede ayakta duruyor.

Tom is standing in the garden.

Bütün gece ayakta kalmamalıydık.

We shouldn't have stayed up all night.

Neden hepimiz ayakta durmalıyız?

Why should we all stand?

Sadece ayakta durmaktan usandım.

I'm just tired of standing up.

Biz kuyrukta ayakta bekletildik.

We were made to stand in line.

Ayakta duramayacak kadar sarhoştu.

- He was so drunk he couldn't stand up.
- He was so drunk that he couldn't stand up.
- He was so drunk that he couldn't stay upright.
- He was so drunk that he couldn't keep upright.

Neden orada ayakta duruyorsun?

Why are you standing there?

Tom sessizce ayakta durdu.

Tom stood quietly.

Tom dimdik ayakta durdu.

Tom stood rigid.

Tom izlerken ayakta durdu.

Tom stood watching.

Tom hâlâ ayakta mı?

- Is Tom still up?
- Is Tom still awake?

Ayakta durmaktan rahatsız olmam.

I don't mind standing.

Tom hâlâ ayakta duruyor.

Tom is still standing.

Ayakta durur musun, Tom?

Would you stand, Tom?

Tom ayakta durmaya çalıştı.

- Tom tried to stand.
- Tom tried to get up.

Tom şafaktan beri ayakta.

Tom has been up since dawn.

Otobüs beklerken ayakta durdum.

I stood waiting for a bus.

Tom ayakta duramıyordu bile.

Tom wasn't even able to stand.

Bütün gece ayakta kalamadım.

I wasn't able to stay up all night.

Tom muhtemelen ayakta olmayacak.

- Tom isn't likely to be up.
- Tom won't likely be up.

Tom muhtemelen ayakta olacak.

- Tom will probably be up.
- Tom is likely to be up.

Tom muhtemelen hâlâ ayakta.

Tom is probably still up.

İzleyiciler Tom'u ayakta alkışladılar.

The audience gave Tom a standing ovation.

Tom ayakta, değil mi?

Tom is up, isn't he?

Tom'un ayakta olduğunu biliyorum.

- I know that Tom is up.
- I know Tom is up.

Metro durağında ayakta bekliyordu.

He stood on the platform in the underground station.

Müdahale ayakta mı yapılmıştı?

Was the operation an outpatient procedure?

- 6.30'a kadar ayakta olmalıyım.
- 6.30'a kadar ayakta olmam gerekiyor.
- 6.30'a kadar ayakta olmak zorundayım.

I have to be up by 6:30.

Ama bu şehirli çete ayakta.

But not this urban gang.

Orada ayakta duran kız Mary'dir.

The girl standing over there is Mary.

Geç saatlere kadar ayakta kalmamalısın.

You ought not to stay up so late.

Bebek ayakta durabilir ama yürüyemez.

The baby can stand but can't walk.

O, trende ayakta durmak zorundaydı.

She had to stand in the train.