Translation of "Saatlere" in English

O saatlere baktı.

She looked at the watches.

Dakika saatlere dönüştü.

Minutes turned into hours.

Geç saatlere kadar oturmayın.

Don't sit up till late.

Geç saatlere kadar çalışabilirim.

I can work late.

Geç saatlere kadar çalışıyorum.

I work until very late.

Geç saatlere kadar çalışıyordum.

I was working late.

Geç saatlere kadar yatmadı.

He stayed up late.

Geç saatlere kadar çalıştırıyorsunuz.

You're running late.

Geç saatlere kadar ayaktasın.

You're up late.

- Geç saatlere kadar dışarıda kalma.
- Geç saatlere kadar dışarıda kalmayın.

Don't stay out too late.

Sen geç saatlere kadar kalmalıydın.

- You must have stayed up late.
- You must've stayed up late.

Gece geç saatlere kadar konuştuk.

We talked late into the night.

Gece geç saatlere kadar yatmazdım.

I used to sit up late at night.

Geç saatlere kadar ayakta kalmamalısın.

You ought not to stay up so late.

Gece geç saatlere kadar oturmamalısın.

You must not stay up late.

Tom geç saatlere kadar kaldı.

Tom stayed up late.

Gece geç saatlere kadar yatmadım.

I stayed up late.

Gece geç saatlere kadar çalıştım.

I worked far into the night.

Gece geç saatlere kadar kalmayın.

Don't stay up late at night.

Gece geç saatlere kadar yatmaz.

He stays up till late at night.

Gece geç saatlere kadar görünmedi.

- He did not appear until late at night.
- He didn't appear until late at night.

Geç saatlere kadar yatmamaya alışkınız.

We're used to staying up late.

Geç saatlere kadar çalıştığını düşündüm.

- I thought you were working late.
- I thought that you were working late.

Biz geç saatlere kadar çalışıyorduk.

We were working late.

Geç saatlere kadar çalışmaya alıştık.

We got used to late-hour work.

Onlar geç saatlere kadar çalıştırıyorlar.

They're running late.

Geç saatlere kadar eve gitmedim.

I didn't get home until late.

Geç saatlere kaldığın için teşekkürler.

Thanks for staying late.

Geç saatlere kadar evde olmayabilirim.

I may not be home until late.

Gece geç saatlere kadar ayaktaydım.

I used to stay up late.

Geç saatlere kadar çalışıyor olacağız.

We're going to be working late.

- Geç saatlere kadar ayakta kalmamak prensibimdir.
- Geç saatlere kadar ayakta kalmamayı prensip edindim.

I make it a rule not to stay up late.

Kız geç saatlere kadar yatmamaya alışkındı.

- The girl was used to sitting up till late.
- The girl was used to staying up late.

Gece geç saatlere kadar tartışmayı sürdürdük.

We carried on the discussion till late at night.

Yeğenim geç saatlere kadar oturmaya alışkındı.

My nephew was accustomed to sitting up late.

Niçin geç saatlere kadar çalışmak zorundasın?

Why do you have to work late?

Geç saatlere kadar oturmasan iyi olur.

You had better not sit up so late.

Her gece geç saatlere kadar kalma.

Don't stay up late every night.

Gece geç saatlere kadar konuşarak oturdular.

They sat up talking late at night.

O, gece geç saatlere kadar çalıştı.

- He was at work till late at night.
- He worked until late at night.

Büroda geç saatlere kadar çalışıyor olmalı.

He must be working late at the office.

Dün gece geç saatlere kadar yatmadım.

- I stayed up till very late last night.
- I sat up till late last night.
- I was up late last night.

O, gece geç saatlere kadar oturdu.

He sat up late at night.

Ben geç saatlere kadar kalmaya alışkınım.

- I am accustomed to staying up late.
- I am used to going to bed very late.
- I'm used to staying up late.
- I'm accustomed to staying up late.

Yeğenim geç saatlere kadar yatmamaya alışkındı.

My nephew was accustomed to staying up late.

Gece geç saatlere kadar bizi çalıştırdı.

He made us work till late at night.

Bazen gece geç saatlere kadar yatmaz.

She sometimes stays up late at night.

Gece geç saatlere kadar kalmaya alışkınım.

- I'm used to staying up late at night.
- I am used to staying up late at night.

Gece çok geç saatlere kadar kalmamalısın.

You shouldn't stay up so late at night.

Gece geç saatlere kadar yatmamaya alışkınım.

I am used to staying up till late at night.

O gece geç saatlere kadar çalıştı.

He worked long into the night.

Eğer istersen geç saatlere kadar kalabilirsin.

You can stay up late if you want.

Tom genellikle geç saatlere kadar çalışır.

Tom usually works late.

Tom geç saatlere kadar çalışıyor olabilir.

Tom may be working late.

Tom ofisinde geç saatlere kadar çalışıyor.

Tom is in his office working late.

Tom neden geç saatlere kadar çalışıyor?

Why is Tom working late?

Dün gece geç saatlere kadar uyumadım.

I stayed up late last night.

O, gece geç saatlere kadar yatmaz.

He sits up till late at night.

O, geç saatlere kadar yatmamaya alışkındır.

She is used to staying up late.

Yarın gece geç saatlere kadar çalışmam.

I don't work late tomorrow night.

İstediğim kadar geç saatlere kadar yatmayabilirim.

I can stay up as late as I want.

Geç saatlere kadar çalışmak zorunda kalacağım.

I'm going to have to work late.

Tom'un geç saatlere kadar yatmamasını istemiyorum.

I don't want Tom to stay up late.

Tom gece geç saatlere kadar çalıştı.

Tom worked until late at night.

Gece geç saatlere kadar uyumamaya alışkınım.

I am used to sitting up late at night.

Yarın sabah geç saatlere kadar uyuyabilirsin.

You can sleep late tomorrow morning.

Babam gece geç saatlere kadar içerdi.

My father used to drink till late at night.

Tom'un geç saatlere kadar çalışmasını istedim.

I've asked Tom to work late.

Bu gece geç saatlere kadar yatmayacağız.

We'll be up late tonight.

O genelde geç saatlere kadar çalışır.

He usually works late.

Tom geç saatlere kadar çalışmanı istemeyecek.

Tom won't ask you to work late.

Ne kadar geç saatlere kadar arayabilirim?

I knocked a glass off the table.

Ben gece geç saatlere kadar yatmam.

I stay up late every night.

Tiyatro geç saatlere kadar açık kalırdı.

The theater used to stay open till late.

Dün gece geç saatlere kadar buradaydım.

I was out late last night.

Tom geç saatlere kadar eve dönmeyecek.

Tom won't be back home till late.

Toplantı gece geç saatlere kadar sürdü.

The meeting continued late into the night.

Tom geç saatlere kadar yatmamaya alışkın.

Tom is used to staying up late.

Ben geç saatlere kadar geri dönmeyebilirim.

I may not be back until late.

Dün geç saatlere kadar çalışmak zorundaydım.

I had to work late yesterday.

Geç saatlere kadar uyumadığım için uyuyakaldım.

I overslept because I stayed up late.

Gece geç saatlere kadar uyanık kalmamalıydım.

I shouldn't have stayed up all night.

Genellikle geç saatlere kadar uyanık kalırım.

I usually stay up late.

İstediğimiz kadar geç saatlere kadar yatmayabiliriz.

We can stay up as late as we want.

Bu gece geç saatlere kadar çalışıyorum.

I'm working late tonight.

Geç saatlere kadar çalışmak zorunda kaldım.

I had to work late.

Sık sık geç saatlere kadar çalışırım.

I often work late.

Geç saatlere kadar ayakta kalmaya alışkınım.

I'm used to being up until late.

Tom'un geç saatlere kadar çalışması gerekiyordu.

Tom needed to work late.

Tom geç saatlere kadar dışarıda kalmamalıydı.

Tom shouldn't have stayed out so late.

Tom gerçekten geç saatlere kadar çalışıyor.

Tom is really running late.