Translation of "Kalamaz" in English

0.011 sec.

Examples of using "Kalamaz" in a sentence and their english translations:

Tom kalamaz.

Tom can't stay.

Tom burada kalamaz.

Tom can't stay here.

Benimle kalamaz mısın?

Can't you stay with me?

Sami orada kalamaz.

Sami can't stay there.

Tom hayatta kalamaz.

Tom can't survive.

Biraz daha kalamaz mısın?

Can't you stay a little longer?

O uzun süre kalamaz.

He can't stay long.

Tom burada yalnız kalamaz.

Tom can't stay here alone.

Tom artık burada kalamaz.

- Tom can't stay here any longer.
- Tom can't stay here anymore.

Tom uzun süre kalamaz.

Tom can't stay long.

Burada seninle kalamaz mıyım?

Can't I stay here with you?

Burada bizimle kalamaz mısın?

Can't you stay here with us?

Bu çiçekler burada kalamaz.

These flowers can't stay here.

Sami artık burada kalamaz.

Sami can't stay here anymore.

Tom akşam yemeğine kalamaz.

Tom can't stay for dinner.

Tom burada kendi başına kalamaz.

Tom can't stay here by himself.

Bu senin yanına kar kalamaz.

You can't get away with this.

Orada hiçbir şey hayatta kalamaz.

Nothing can survive in there.

Bir şeye uzun süre bağlı kalamaz.

He can't stick to anything very long.

Tom sonsuza dek bana kızgın kalamaz.

Tom can't stay mad at me forever.

Sadece biraz daha uzun kalamaz mısın?

Can't you just stay a little bit longer?

Kendisine karşı bölünmüş bir ev ayakta kalamaz.

- A house divided against itself can't stand.
- A house divided against itself cannot stand.

Tom'u burada bırakamayız. Tek başına hayatta kalamaz.

We can't leave Tom here. He won't survive on his own.

En azından pazartesine kadar Boston'da kalamaz mısın?

Can't you stay in Boston until at least Monday?

Tom bir yerde çok uzun süre kalamaz.

Tom can't stay in one place very long.

Bu saat bende kalamaz. Tom'a geri vermek zorundayım.

I can't keep this watch. I have to give it back to Tom.

Tom uzun süre kalamaz bu yüzden toplantıyı başlatalım.

Tom can't stay for long so let's get the meeting started.

Burada uzun süre kalamam ve Tom da kalamaz.

- I can't stay here long, and neither can Tom.
- I can't stay here long, and Tom can't either.

Hiçbir ziyaretçi akşam 9:00'dan sonra hastanede kalamaz.

No visitor can remain in the hospital after 9 p.m.

Sen ve Tom biraz daha uzun süre kalamaz mısınız?

Can't you and Tom stay a little longer?

Üç şey uzun süre gizli kalamaz: güneş, ay ve gerçek.

Three things cannot be long hidden: the sun, the moon, and the truth.