Translation of "Kafeteryada" in English

Kafeteryada çalışmıyor musun?

Don't you work in the cafeteria?

Kafeteryada Tom'la karşılaştım.

I met Tom at the coffee shop.

Kafeteryada çalışmak istiyorum.

I'd like to work at the cafeteria.

İsmimin kafeteryada çağrıldığını duydum.

I heard my name called in the cafeteria.

Öğle yemeğini kafeteryada yedim.

I ate lunch in the cafeteria.

Bir kafeteryada duralım mı?

Shall we stop in at a coffee shop?

Ben sadece kafeteryada Tom'a rastladım.

I just ran into Tom in the cafeteria.

Tom kafeteryada öğle yemeği yedi.

Tom ate lunch in the cafeteria.

O öğle yemeğini bir kafeteryada yer.

He eats lunch at a cafeteria.

O onunla bir kafeteryada buluşmayı kararlaştırdı.

She arranged to meet him at the coffee shop.

Tom, Mary'nin muhtemelen kafeteryada olduğunu düşünüyor.

- Tom thinks Mary is probably in the cafeteria.
- Tom thinks that Mary is probably in the cafeteria.

Oradaki kafeteryada sana bir fincan kahve ısmarlayayım.

Let me treat you to a cup of coffee at the coffee shop over there.

Ben kafeteryada yarı zamanlı iş bulmak istiyorum.

I'd like to get part-time work in the cafeteria.

On dakika içinde benimle kafeteryada buluşabilir misin?

Can you meet me in the cafeteria in ten minutes?

Oradaki kafeteryada bir fincan kahve içmeye gidelim.

Let's go drink a cup of coffee at that coffee shop over there.

Tom ve Mary kafeteryada öğle yemeği yiyorlar.

Tom and Mary are having lunch in the cafeteria.

Kafeteryada bir fincan kahve içerken sohbet ediyorlar.

They are talking over a cup of coffee in the cafeteria.

Tom kafeteryada Mary ile öğle yemeği yedi.

Tom had lunch with Mary in the cafeteria.

- Tom ve Mary kafeteryada birlikte öğle yemeği yediler.
- Tom ve Mary kafeteryada beraber öğle yemeği yediler.

Tom and Mary had lunch together in the cafeteria.

Tom her öğleden sonra kız arkadaşıyla kafeteryada buluşur.

Tom meets his girlfriend at this coffee shop every afternoon.

Tom ve Mary'nin aynı zamanda kafeteryada olması tesadüf değildi.

It was no coincidence that both Tom and Mary were in the cafeteria at the same time.