Translation of "Yedi" in English

0.008 sec.

Examples of using "Yedi" in a sentence and their english translations:

- Domates yedi.
- Kızanak yedi.

She ate tomatoes.

- Kim yemek yedi?
- Kim yedi?

Who ate?

Elma yedi.

He ate an apple.

Saat yedi.

- It's seven o'clock.
- It is seven o'clock.

Domates yedi.

She ate tomatoes.

İnek yedi.

The cow ate.

Shinji yedi tane hindistan cevizi yedi.

Shinji ate nine coconuts.

- Yedi çocuğun var.
- Yedi çocuk sahibisin.

You have seven children.

- Sincap fındık yedi.
- Sincap, fındıkları yedi.

The squirrel ate the hazelnuts.

- Onu köpeğim yedi.
- Köpeğim onu yedi.

My dog ate it.

- Tom çabucak yedi.
- Tom çarçabuk yedi.

Tom ate quickly.

- Köpek ayakkabımı yedi.
- Köpek pabucumu yedi.

The dog ate my shoe.

- Ann sinirli olarak yedi.
- Annie sinirli sinirli yedi.
- Annie sinirlice yedi.

Annie ate nervously.

- Gökkuşağı yedi renklidir.
- Gökkuşağının yedi rengi vardır.

- The rainbow has seven colors.
- A rainbow has seven colors.

- Yedi çocuğu var.
- Onun yedi çocuğu var.

She has seven children.

- Onların yedi çocukları vardı.
- Onların yedi çocuğu vardı.
- Onların yedi çocuğu oldu.

They had seven children.

Geleceğini kumarda yedi.

He consumed his fortune gambling.

Onu çabucak yedi.

He ate it in no time.

Yedi gibi görüşürüz.

See you about 7.

Saat yedi otuzdu.

It was seven thirty.

Kim yemek yedi?

Who ate?

Tom kafayı yedi.

Tom went haywire.

Kedi fareyi yedi.

The cat ate the mouse.

Bir elma yedi.

She ate one apple.

Laurie salatayı yedi.

Laurie ate the salad.

Ekmeği kim yedi?

Who ate the bread?

Adam ekmeği yedi.

The man ate the bread.

Tom zaten yedi.

Tom has already eaten.

Adam ekmek yedi.

The man ate bread.

Onlar havyar yedi.

They have eaten caviar.

Onlar yemek yedi.

They have eaten.

Yedi dolar, lütfen.

Seven dollars, please.

O, ekmeği yedi.

- She ate the bread.
- She eats bread.
- He is eating bread.
- He eats bread.
- He's eating bread.
- She's eating bread.

Onlar bisküvileri yedi.

They ate marshmallows.

Tom sandvici yedi.

Tom ate the sandwich.

Yılan timsahı yedi.

The snake ate the crocodile.

Köpek ayakkabımı yedi.

The dog ate my shoe.

Satürn çocuklarını yedi.

Saturn devoured his children.

Tom pasta yedi.

Tom has eaten cake.

Tom kek yedi.

Tom ate cake.

Peynirleri arkadaşlarım yedi.

The cheeses have eaten my friends.

Mary ayvayı yedi.

Mary ate the quince.

Tom ne yedi?

What did Tom eat?

Tom müebbet yedi.

Tom faces life in prison.

Yedi araç haczedildi.

Seven vehicles were impounded.

Köpek ödevimi yedi.

The dog ate my homework.

Yedi çocuğun var.

You have seven children.

Tom yemek yedi.

Tom ate.

O, elmayı yedi.

- He ate the apple.
- He ate an apple.

Şimdi yedi Arabız.

Now we are seven Arabs.

Tom ekmeği yedi.

Tom ate the bread.

Pastayı kim yedi?

Who ate up the cake?

O elmayı yedi.

He ate an apple.

Yirmi yedi yaşındayım.

I'm twenty-seven years old.

Timsah köpeği yedi.

The alligator ate the dog.

Öğle yemeğini yedi.

He had lunch.

Kaplan Tom'u yedi.

The tiger ate Tom.

Yedi polis öldürüldü.

Seven policemen were killed.

Ekmeği tereyağıyla yedi.

He ate bread with butter.

Tom istediğini yedi.

Tom ate what he wanted.

Sincap, fındığı yedi.

The squirrel ate the hazelnut.

Lezzetli ördeğimi yedi.

She ate my delicious duck.

Yann ekmek yedi.

Yann ate bread.

Tom elmayı yedi.

Tom ate the apple.

Tom salata yedi.

Tom ate the salad.

Tom kahvaltı yedi.

Tom ate breakfast.

Herkes yedi mi?

- Has everyone eaten?
- Has everybody eaten?

Bunu Tom yedi.

Tom ate it.

Tom döner yedi.

Tom ate a doner kebab.

Sami maymun yedi.

Sami ate monkeys.

Tom masasında yedi.

Tom ate at his desk.

Tom salatasını yedi.

Tom ate his salad.

Sami aperitif yedi.

Sami ate snacks.

Tom yedi bela.

Tom is one hard bastard.