Translation of "Hakikati" in English

Hakikati keşfettim.

I discovered the truth.

Ona hakikati söyletmekte başarılı oldu.

- She succeeded in drawing the truth from him.
- She succeeded in getting him to tell the truth.

Ancak inandığım bir mutluluk hakikati var.

But there is one kind of prosperity gospel that I believe in.

- Rüyalar gerçeği söyler.
- Rüyalar hakikati söyler.

Dreams tell the truth.

- Gerçekle yüzleşmen gerekir.
- Hakikati metanetle karşılaman iktiza eder.

You should face up to the reality.

Herkes hakikati arıyor, ama kimin bulduğunu ancak Allah biliyor.

Every man seeks for truth; but God only knows who has found it.