Translation of "Keşfettim" in English

0.007 sec.

Examples of using "Keşfettim" in a sentence and their english translations:

Hakikati keşfettim.

I discovered the truth.

Hikâyelerden geçtiğini keşfettim.

was through not jokes but stories.

Zor yolu keşfettim.

- I found out the hard way.
- I found that out the hard way.

Onun sırrını keşfettim.

I discovered her secret.

Tom'un sırrını keşfettim.

I discovered Tom's secret.

Amerikan müziğini keşfettim.

I discovered American music.

Kurbanın kimliğini keşfettim.

I've discovered the victim's identity.

Bir tedavi keşfettim!

I've discovered a cure!

Ben bir tane keşfettim.

I discovered one.

Tom'un gizli formülünü keşfettim.

I've discovered Tom's secret formula.

Ciddi bir hata keşfettim.

- I've discovered a serious error.
- I discovered a serious mistake.

Yeni bir yıldız keşfettim.

I have discovered a new star.

Tom hakkında bir şey keşfettim.

I found out something about Tom.

Tom'un aşk romanlarından hoşlandığını keşfettim.

I found out Tom likes romance novels.

Tatoeba'nın karanlık yönünü kesinlikle keşfettim.

I just discovered the dark side of Tatoeba.

Aynı zamanda başkasıyla görüştüğünü keşfettim.

I found out he was seeing someone else at the same time.

Ben sürekli çabalarının önemini yeniden keşfettim.

I rediscovered the importance of constant efforts.

İngilizce konuşmanın oldukça kolay olduğunu keşfettim.

I discovered that speaking English was pretty easy.

Tom'un bir kriminal kaydı olduğunu keşfettim.

I found out Tom has a criminal record.

Bugün çok güzel bir yer keşfettim.

I discovered a very nice place today.

Babamın biriktirdiği 30 yıllık gazeteleri keşfettim.

I discovered my father collected 30 years of newpapers.

Bu yaz yeni bir oyun keşfettim.

I discovered a new game this summer.

Bu grubu yeni keşfettim. Şarkıları süper.

I've just discovered this group. Their songs are great.

Seninle çok yakından ilgili bir şey keşfettim.

I found out something deeply related to you.

Onu yapmak için iyi bir yol keşfettim.

I've discovered a good way to do that.

Ama sonunda temel, belli başlı bir prensip keşfettim.

But finally, I found a fundamental, underlying principle.

Geçen gün babam tarafından yazılmış bir kitap keşfettim.

The other day I discovered a book written by my father.

- İlginç bir şey buldum.
- İlginç bir şey keşfettim.

I've discovered something interesting.

Evimden çok uzak olmayan iyi bir restoran keşfettim.

I've discovered a good restaurant not too far from my house.

Sabah saat 5'e kadar bir arkadaşla Paris'i keşfettim.

I explored Paris with a friend until 5 in the morning.

Ben sadece bu siteyi keşfettim ve bunun harika olduğunu düşünüyorum!

I just discovered this website and I think it's fantastic!

Bugün "Ruslar geliyor! Ruslar geliyor!" adında bir filmin olduğunu keşfettim.

Today I discovered that there's a movie called "The Russians are coming! The Russians are coming!"

Bugün "Ruslar geliyor! Ruslar geliyor!" denilen bir film olduğunu keşfettim.

Today I found that there's a movie called "The Russians Are Coming! The Russians Are Coming!"

İyi bir yemek hizmeti veren buraya yakın bir restoran keşfettim.

I have discovered a restaurant near here which serves a good meal.

O bir öğretmene benziyordu ve sonra aslında onun bir öğretmen olduğunu keşfettim.

She looked like a teacher, and later I found that she actually is one.