Translation of "Bulduğunu" in English

Bulduğunu sevmeyebilirsin.

- You might not like what you find.
- You may not like what you find.

Gerçeklikte vücut bulduğunu

to be born out in reality,

Aradığını bulduğunu umuyorum.

I hope you find what you're looking for.

Çantanı bulduğunu anlıyorum.

I see you found your bag.

Gözlüğünü bulduğunu anlıyorum.

I see you found your glasses.

Kitabını bulduğunu görüyorum.

I see you've found your book.

Şemsiyeni bulduğunu görüyorum.

I see that you've found your umbrella.

Bulduğunu bana bildir.

Let me know what you find.

Aradığını bulduğunu görüyorum.

I see you've found what you were looking for.

Ve aradığını bulduğunu anlamış.

and knew he was the one.

Ne bulduğunu bana bildir.

Let me know what you find out.

Tom Atlantis'i bulduğunu düşünüyor.

Tom thinks he has found Atlantis.

Tom anahtarları bulduğunu söyledi.

- Tom said he found his keys.
- Tom said that he found his keys.

Başka birini bulduğunu düşündüm.

- I thought you'd found someone else.
- I thought that you'd found someone else.

Bir iş bulduğunu duydum.

I heard you got a job.

Aradığın şeyi bulduğunu düşünüyorum.

I think I found what you're looking for.

Onların nasıl bulduğunu bilmiyorum.

I don't know how they found out.

Onun nasıl bulduğunu bilmiyorum.

I don't know how she found out.

Ben onları bulduğunu düşündüm.

I thought you found them.

Tom'un onları bulduğunu düşündüm.

I thought Tom found them.

Onların onu bulduğunu düşündüm.

I thought they found him.

Tom cevabı bulduğunu düşünüyor.

- Tom thinks he has found the answer.
- Tom thinks that he has found the answer.
- Tom thinks he's found the answer.

Fadıl cevabı bulduğunu düşünüyor.

Fadil thinks he has found the answer.

Tom'un neyi bulduğunu bilmiyorum.

I don't know what Tom found.

Sami cevabı bulduğunu düşünüyor.

Sami thinks he has found the answer.

Tom anahtarlarını bulduğunu söyledi.

- Tom said he had found his keys.
- Tom said that he had found his keys.

O, orada ne bulduğunu açıklamadı.

He didn't make public what he had discovered there.

Tom'un bizi nasıl bulduğunu sanıyorsun?

- How do you suppose Tom found us?
- How do you think Tom found us?

Sonunda bir şey bulduğunu umuyorum.

I hope you found something in the end.

Tom'un ne bulduğunu görmek istiyorum.

I want to see what Tom found.

Bize bir şey bulduğunu söyle.

Tell us you've found something.

Tom bir şey bulduğunu söyledi.

- Tom said he found something.
- Tom said that he found something.

Tom bunu bankta bulduğunu söylüyor.

Tom says he found it on the bench.

Tom'u nerede bulduğunu bize göster.

Show us where you found Tom.

Senin bir koltuk bulduğunu umuyorum.

I hope you've found a seat.

Onların bir tedavi bulduğunu umuyorum.

I hope they found a cure.

Tom'un ne bulduğunu tahmin et.

Guess what Tom found.

Bunu nerede bulduğunu bilmek istiyorum.

I want to know where you found that.

Bize onları nerede bulduğunu göster.

Show us where you found them.

Bize onu nerede bulduğunu göster.

Show us where you found her.

Bana onları nerede bulduğunu göster.

Show me where you found them.

Onların onu suçlu bulduğunu duydum.

I heard they found him guilty.

Numaramı nasıl bulduğunu bilmek istiyorum.

I'd like to know how you got my number.

Onu nerede bulduğunu bana göster.

Show me where you found it.

Mary bir şey bulduğunu söyledi.

Mary said she found something.

Sami huzuru İslam'da bulduğunu söyledi.

Sami said he found his peace in Islam.

Bir trilyon dolar bütçeyi bulduğunu söylüyor.

for military and defense-related spending,

Annesi onun odasında ne bulduğunu hatırlamıyor.

His mum doesn't remember what she found in that room.

Tom ormanda bir şey bulduğunu söyledi.

- Tom said he found something in the forest.
- Tom said that he found something in the forest.

Tom onu bir mağarada bulduğunu söyledi.

- Tom told me that he found this in a cave.
- Tom told me he found this in a cave.

Tom'un elması nerede bulduğunu biliyor musun?

Do you know where Tom found the diamond?

Tom tuhaf bir şey bulduğunu söyledi.

- Tom said he found something strange.
- Tom said that he found something strange.

Telefon numaramı nasıl bulduğunu bilmek istiyorum.

I'd like to know how you got my phone number.

Tom'un bir iş bulduğunu duyduğuma sevindim.

- I'm glad to hear Tom found a job.
- I'm glad to hear that Tom found a job.

Tom bana bir şey bulduğunu söyledi.

- Tom told me he found something.
- Tom told me that he found something.

Lütfen bana bunu nerede bulduğunu söyle.

Tell me where you found it.

Maria Tom'a, Johannes'i kibar bulduğunu söyledi.

Mary told Tom that she thought John was nice.

Tom bunu heyecan verici bulduğunu söyledi.

Tom said that he found that exciting.

Tom'un bunu nerede bulduğunu merak ediyorum.

I wonder where Tom found that.

Modelleri ve bilgileri nasıl bulduğunu öğrenmeyi seviyorum.

how they draw conclusions and find patterns and information.

Tom kanapenin altında bir şey bulduğunu söyledi.

- Tom said he found something under the couch.
- Tom said that he found something under the couch.

Tom'un bir iş bulduğunu bilmek isteyeceğini düşündüm.

- I thought you'd be interested to know that Tom found a job.
- I thought that you'd be interested to know that Tom found a job.

Bu Tom'un altın parayı bulduğunu söylediği yer.

This is where Tom said he found the gold coin.

Tom Mary'ye yeni bir iş bulduğunu söyledi.

Tom told Mary that he had a new job.

Tom senin cüzdanını nerede bulduğunu söyledi mi?

Did Tom say where he found your wallet?

Bir şey bana onun onları bulduğunu söylüyor.

Something tells me that she has found them.

Tom arka koltukta bir cüzdan bulduğunu söyledi.

- Tom said he found a wallet in the back seat.
- Tom said that he found a wallet in the back seat.

Tom, Mary'ye yeni işini nasıl bulduğunu sordu.

Tom asked Mary how she liked her new job.

Polis Tom'un parmak izlerini orada bulduğunu söyledi.

The police said they found Tom's fingerprints there.

Tom mükemmel bir saklanma yeri bulduğunu düşündü.

- Tom thought he'd found the perfect hiding place.
- Tom thought that he'd found the perfect hiding place.

Sincaplar hakkında neyi çok ilginç bulduğunu anlamıyorum.

I don't understand what you find so interesting about squirrels.

Tom'un bir iş bulduğunu duyduğum için mutluyum.

- I'm glad to hear Tom found a job.
- I'm glad to hear that Tom found a job.

Tom problemi çözmenin bir yolunu bulduğunu düşünüyor.

- Tom thinks he's found a way to solve the problem.
- Tom thinks that he's found a way to solve the problem.

James'in hatayı niçin her zaman eşinde bulduğunu anlayamıyorum.

I can't understand why James always finds fault with his wife.

Tom kayıp Faberge yumurtalarından birini bulduğunu iddia ediyor.

Tom claims to have found one of the lost Fabergé eggs.

Dan'ın sadakatsiz olduğunu nasıl bulduğunu bana söyleyebilir misin?

Can you tell me how you found out that Dan was unfaithful?

Tom bana az önce yeni bir iş bulduğunu söyledi.

Tom has just told me that he found a new job.

Herkes hakikati arıyor, ama kimin bulduğunu ancak Allah biliyor.

Every man seeks for truth; but God only knows who has found it.

- Onu bulduğun yeri bize göster.
- Onu nerede bulduğunu bize göster.

Show us where you found it.

- Tom, John'un onun kaybettiği anahtarı nerede bulduğunu Mary'nin bildiğini düşündüğünü söyledi.
- Tom dedi ki ona göre Mary, kaybettiği anahtarı John'un nerede bulduğunu biliyormuş.

Tom said that he thought Mary knew where John had found the key she'd lost.

Tom bana yerel kütüphanede Boston hakkında ilginç bir kitap bulduğunu söyledi.

- Tom told me he found an interesting book about Boston at the local library.
- Tom told me that he found an interesting book about Boston at the local library.

Bir gece rüyasında, güzel mor bir çiçek bulduğunu ve çiçeğin ortasında da değerli bir mücevher bulunduğunu gördü.

He dreamt one night that he found a beautiful purple flower, and that in the middle of it lay a costly pearl.

"Bugün bana ne olduğunu tahmin et!" "Bana yerde bir bozuk para bulduğunu söyleme." "Evet! Nasıl bildin?" "Onu söyledikten sonra bana her zaman söylediğin şey bu."

"Guess what happened to me today!" "Don't tell me; you found a coin on the ground." "Yes! How did you know?" "That's what you always tell me after you say that."