Translation of "Giysisi" in English

Onun giysisi ucuzdu.

Her dress was cheap.

Mary'nin giysisi güneşte kuruyor.

Mary's dress is drying in the sun.

Mary erkek giysisi giyiyordu.

Mary was wearing men's clothing.

Avcı kamuflaj giysisi giydi.

The hunter wore camouflage clothing.

Üstündekilerden başka giysisi yoktu.

He had no clothes other than what he was wearing.

Onun giysisi berbat olacak.

She'll ruin her clothing.

Mary bir dalış giysisi giyiyor.

Mary is wearing a wetsuit.

Mary'nin giysisi benimkinden daha eski.

Mary's dress is older than mine.

Jane'in yıkanacak çok giysisi var.

Jane has a lot of clothes to wash.

Bu dükkân kadın giysisi satar.

This shop deals in women's clothing.

O mağaza erkek giysisi satar.

That store sells men's wear.

Tom'un bir sürü giysisi var.

- Tom has a lot of clothes.
- Tom has lots of clothes.

Onun partiye katılmak için giysisi yoktu.

She had no dress to attend the party in.

El sanatının giysisi olmalı, ama gerçek çıplak gitmeyi seviyor.

Craft must have clothes, but truth loves to go naked.